2010
barcelona’nın kendisini hocalığa getireceğine inanmadığım, real’e gitmesini istemediğim, kendisine uygun lig olarak italya ligini, takık olarak milan’ı gördüğüm teknik direktördür.
barcelona valverde üstüne mou’yu getirmez, zira yensen bile kötü oynamaya tahammülü olmayan bir kulüp. özellikle la masia ekolünden kopuşu ve messi ekseninde başarı kovalamaları taraftarı rahatsız ediyor, zira barcelona barcelona futbolu oynamıyor.
real’de zidane’ın gönderileceğini sanmıyorum zira şahsi kanaatim kadro kalitesine göre olması gereken yerde real. benzema’nın içi geçmiş, istenmeyen adam bale 11 oynuyor, ramos sakat, marcelo sakat, modric - kroos ikilisi maalesef yaşla birlikte gelen gerileme dönemine girmiş durumda. madrid yeniden bir yapılanma içerisine girecek ve bunu başarılı olmuş zidane ile yapacaklardır. zira ilk defa real madrid, hocasının tüm listesini alamadı, eksikleri bilerek sezona başladılar.
atletico simeone ikilisi bozulmayacağından, almanya’da dortmund - bayern - leipzig üçlüsü hocalarından memnun olduğundan ve mourinho, eğer aklı varsa ingiltere ligine gitmeyeceğinden, kendisinin gidebileceği yegane lig italya ligidir.
“neden epl olmasın; ne alaka?” diyenler için açıklayayım. mourinho’nun şu an top class bir hoca olup olmadığı tartışılıyor. burada da tartışılıyor, adının geçtiği hemen her ortamda da tartışılıyor. bu nedenle “ben top classım” iddiasını sürdürmesi için son kurşununu atacak. şu an sevin ya da sevmeyin, ingiltere’de 2 adet titan var: city ve liverpool. bu sene üçüncü bir takımın şampiyonluk yarışında bunları zorlama ihtimali bile düşük; zira hem oturmuş kadroları, hem de oyuncu kalitesi ile en yakın rakiplerinin 1 tık önündeler. hemen arkalarından, pochettino’lu tottenham geliyor. stad yüzünden senelerdir süregelen rotasyon sorununu bir kenara bırakırsak, üçüncülük için en büyük aday onlar. bunun dışında mourinho’nun bol transfer seven hocalığını finanse edebilecek tek kulüp, son kovulduğu kulüp olan man utd. zira mou, öyle alttan adam gelsin oynatayım, sabredeyim adamı değil. chelsea’de kimleri kimleri öğüttü. e chelsea desen evet lampard ile ligde bocalıyorlar puan anlamında, ancak hem bu yaz transfer yapamadılar, hem ocakta yapamayacaklar ve oynadıkları pozitif futbolu beğeniyorum. lampard bu sene bir şekilde avrupa kupalarına gidebilir ve eldeki oyuncuları bir tık daha ileri taşıyabilirse, tomori, abraham, odoi, mount, pulisic, ve hatta loftus-cheek ile chelsea, 3-4 kilit transfer ile ekonomik şekilde lig yarışı içerisine girebilir seneye. kaldı ki mou’nun başarı getiren futbolu artık ingiltere liginde çözüldü, kimse yemiyor taktiklerini.
geriye kalıyor italya. taze başlayan conte - inter, sarri - juve birliktelikleri bu sene bozulmaz. napoli ile ancelotti de yola devam ederler. geriye mounun transfer yapıp oynayabileceği tek takım milan kalıyor. elbette inter mazisi sonrasında oraya gidip kırgınlığa yol açar mı bilinmez, ama şu an tek doğru adres milan.
barcelona valverde üstüne mou’yu getirmez, zira yensen bile kötü oynamaya tahammülü olmayan bir kulüp. özellikle la masia ekolünden kopuşu ve messi ekseninde başarı kovalamaları taraftarı rahatsız ediyor, zira barcelona barcelona futbolu oynamıyor.
real’de zidane’ın gönderileceğini sanmıyorum zira şahsi kanaatim kadro kalitesine göre olması gereken yerde real. benzema’nın içi geçmiş, istenmeyen adam bale 11 oynuyor, ramos sakat, marcelo sakat, modric - kroos ikilisi maalesef yaşla birlikte gelen gerileme dönemine girmiş durumda. madrid yeniden bir yapılanma içerisine girecek ve bunu başarılı olmuş zidane ile yapacaklardır. zira ilk defa real madrid, hocasının tüm listesini alamadı, eksikleri bilerek sezona başladılar.
atletico simeone ikilisi bozulmayacağından, almanya’da dortmund - bayern - leipzig üçlüsü hocalarından memnun olduğundan ve mourinho, eğer aklı varsa ingiltere ligine gitmeyeceğinden, kendisinin gidebileceği yegane lig italya ligidir.
“neden epl olmasın; ne alaka?” diyenler için açıklayayım. mourinho’nun şu an top class bir hoca olup olmadığı tartışılıyor. burada da tartışılıyor, adının geçtiği hemen her ortamda da tartışılıyor. bu nedenle “ben top classım” iddiasını sürdürmesi için son kurşununu atacak. şu an sevin ya da sevmeyin, ingiltere’de 2 adet titan var: city ve liverpool. bu sene üçüncü bir takımın şampiyonluk yarışında bunları zorlama ihtimali bile düşük; zira hem oturmuş kadroları, hem de oyuncu kalitesi ile en yakın rakiplerinin 1 tık önündeler. hemen arkalarından, pochettino’lu tottenham geliyor. stad yüzünden senelerdir süregelen rotasyon sorununu bir kenara bırakırsak, üçüncülük için en büyük aday onlar. bunun dışında mourinho’nun bol transfer seven hocalığını finanse edebilecek tek kulüp, son kovulduğu kulüp olan man utd. zira mou, öyle alttan adam gelsin oynatayım, sabredeyim adamı değil. chelsea’de kimleri kimleri öğüttü. e chelsea desen evet lampard ile ligde bocalıyorlar puan anlamında, ancak hem bu yaz transfer yapamadılar, hem ocakta yapamayacaklar ve oynadıkları pozitif futbolu beğeniyorum. lampard bu sene bir şekilde avrupa kupalarına gidebilir ve eldeki oyuncuları bir tık daha ileri taşıyabilirse, tomori, abraham, odoi, mount, pulisic, ve hatta loftus-cheek ile chelsea, 3-4 kilit transfer ile ekonomik şekilde lig yarışı içerisine girebilir seneye. kaldı ki mou’nun başarı getiren futbolu artık ingiltere liginde çözüldü, kimse yemiyor taktiklerini.
geriye kalıyor italya. taze başlayan conte - inter, sarri - juve birliktelikleri bu sene bozulmaz. napoli ile ancelotti de yola devam ederler. geriye mounun transfer yapıp oynayabileceği tek takım milan kalıyor. elbette inter mazisi sonrasında oraya gidip kırgınlığa yol açar mı bilinmez, ama şu an tek doğru adres milan.
