1907
bu girdinin tarihindeki yönetimi ve kadroları galatasarayı durdurup fenerbahçeyi şampiyon yapmak için oluşturulmuş kuruluş..
17 eylül 2019 tarihindeki cumhurbaşkanının saraya çağrısı çeşitli şekillerde yorumlanıyor. ben de reel politika temelinde fikrimi söyleyeyim bari:
fenerin 28 şampiyonluğunun kabulü belki ancak sembolik olur. ama yayın gelir dağılımı şampiyonluk payına bir etkisi olmaz çünkü herkesin aldığı pay küçülür, kimse kabul etmez. ayrıca sembolik kabulü bile, büyük karmaşa ve mağduriyet yaratacaktır.
galatasaray taraftar oranında %25 ile açık ara birinci. 1990 ve 2000 li yılların doğumlularında bu oran %35-40 lara dayanıyor. her yıl 2 milyona yakın seçmen ekleniyor ve 3 yıl sonraki seçimlerde 6-8 milyon genç seçmen eklenecek. bir takımın sempatizanı olmak başka, milyonlara mağduriyet duygusu yaşatma riskini almak bambaşka.
ayrıca bu ülkedeki futbol , işin ekonomisini ve bahis sektörünü de düşünürsek dünyadan bağımsız değil. “küçük bir şımarıklık yapalım feneri kayırıp şampiyon yapalım” demek kolay bir iş değil. bu ülkenin 700 milyar dolara yakın toplam dış borcu( devlet, özel ve garantiler) var, senin ekonomik ve sosyal sonucu olan bir faaliyeti manipüle etmene izin verirler mi?
üstelik hala fenere yapmış olduğu şikelerden ötürü cezası tam anlamıyla verilmemişken, hasır altı edilmişken.
kaldıki gerek soylu, gerekse berat albayrak sarayda çok güçlü isimler ve futbolla ilgili bir şekilde trabzonlular. fenerin böyle kayırılmasının sıkıntısı o seviyelerde son derece fazla olduğu inancındayım.
geçen yılda, son 1-2 aya kadar galatasaray aleyhine türlü rezil varken bir anda son 1-2 ay hizaya geldiler. üstelikte gideceği belli olan tüpçü ve güreli bile hemen hizaya geldi, birden tarafsız olmaları gerektiğini hatırladı.
her şeyden önemlisi türk siyasi konjonktürünü çok iyi bilen terim, bu yıl hiç vazgeçmeden iddialı devam ediyor ve çatır çatır kafa tutuyor. terim , gs’nin kesinlikle şampiyon yapılmayacağına dair sağlam bir fikre sahip olsa , böyle kararlı ve kendinden emin devam eder mi?
bu bir organize fener zorbalığı, şımarıklığı ve medya manipülasyonudur, sınırını aştıklarında yularlarından asılmak suretiyle hizaya getirilirler.
17 eylül 2019 tarihindeki cumhurbaşkanının saraya çağrısı çeşitli şekillerde yorumlanıyor. ben de reel politika temelinde fikrimi söyleyeyim bari:
fenerin 28 şampiyonluğunun kabulü belki ancak sembolik olur. ama yayın gelir dağılımı şampiyonluk payına bir etkisi olmaz çünkü herkesin aldığı pay küçülür, kimse kabul etmez. ayrıca sembolik kabulü bile, büyük karmaşa ve mağduriyet yaratacaktır.
galatasaray taraftar oranında %25 ile açık ara birinci. 1990 ve 2000 li yılların doğumlularında bu oran %35-40 lara dayanıyor. her yıl 2 milyona yakın seçmen ekleniyor ve 3 yıl sonraki seçimlerde 6-8 milyon genç seçmen eklenecek. bir takımın sempatizanı olmak başka, milyonlara mağduriyet duygusu yaşatma riskini almak bambaşka.
ayrıca bu ülkedeki futbol , işin ekonomisini ve bahis sektörünü de düşünürsek dünyadan bağımsız değil. “küçük bir şımarıklık yapalım feneri kayırıp şampiyon yapalım” demek kolay bir iş değil. bu ülkenin 700 milyar dolara yakın toplam dış borcu( devlet, özel ve garantiler) var, senin ekonomik ve sosyal sonucu olan bir faaliyeti manipüle etmene izin verirler mi?
üstelik hala fenere yapmış olduğu şikelerden ötürü cezası tam anlamıyla verilmemişken, hasır altı edilmişken.
kaldıki gerek soylu, gerekse berat albayrak sarayda çok güçlü isimler ve futbolla ilgili bir şekilde trabzonlular. fenerin böyle kayırılmasının sıkıntısı o seviyelerde son derece fazla olduğu inancındayım.
geçen yılda, son 1-2 aya kadar galatasaray aleyhine türlü rezil varken bir anda son 1-2 ay hizaya geldiler. üstelikte gideceği belli olan tüpçü ve güreli bile hemen hizaya geldi, birden tarafsız olmaları gerektiğini hatırladı.
her şeyden önemlisi türk siyasi konjonktürünü çok iyi bilen terim, bu yıl hiç vazgeçmeden iddialı devam ediyor ve çatır çatır kafa tutuyor. terim , gs’nin kesinlikle şampiyon yapılmayacağına dair sağlam bir fikre sahip olsa , böyle kararlı ve kendinden emin devam eder mi?
bu bir organize fener zorbalığı, şımarıklığı ve medya manipülasyonudur, sınırını aştıklarında yularlarından asılmak suretiyle hizaya getirilirler.