693
galatasaray sözlük'ün 11. yaşına ithafen hazırladığı #2747666 numaralı entry ile hem bir zamanda yolculuğa çıkarmış olan kişi. 11 yıl insan hayatında azımsanacak bir süre değil malum. 10000 saat teorisi diye bir olay var. herhangi bir işte, sporda, müzik aletinde vs. ustalaşmak için 10000 saat pratik yapmanın gerekli olduğundan bahseder. 11*365 gündür bir şekilde buraya emek veriyoruz. ara ara yazmadığımız/yazamadığımız zamanlar haricinde en "kayıp" göründüğümüz zamanlarda bile bir gözümüz buralarda oluyor hep. kaba bir hesapla 15000 saat falan yapar. bu azımsanacak bir birikim değil elbette. teoriye göre herhangi bir konuda bu kadar zaman harcasaydık ustalaşmamız kaçınılmazdı. biz yine de bir şekilde buralarda olmayı, buraları yaşayıp içimizi herşeyimizi buralara dökmeyi tercih ettik...
geriye dönüp bakınca o kadar anılar var ki, kimisini hatırladığımız, kimisini birileri söyleyince anımsadığımız, belki birçoğunu unuttuğumuz... ilk üç sezonda futbolda şampiyonluk gelmeyince dönen uğursuzluk bizde galiba goygoyu bugün hatırlayanın bile nadir çıkacağı kadar uzaklarda kaldı... entry'nin başında da yer aldığı gibi tek bir görselden ibaret bir sayfaydı başlangıçta. şimdilerde öylesine uzun bir entrynin bile devede kulak kaldığı bir birikime dönüştü...
başlangıçta bir hayal olarak yola çıktı. içine kendi dünyalarımızı sığdırdık. yeri geldi kızdık, yeri geldi üzüldük, yeri geldi makara yaptık yeri geldi mutluluktan uçtuk. en güzel anılarımızı, en büyük acılarımızı, hüzünlerimizi, sevinçlerimizi, söylemek isteyip de söyleyemediklerimizi, içimizde kaynayıp taşanlarımızı, herşeyimizi içine doldurduk... kendi adıma en çok da hayal ettiğimiz nice şeylerin gerçeğe dönebileceğini yaşayarak öğrendik hep birlikte...
senin aklını, fikrini, hayal dünyanı seveyim be...
iyi ki tüm bunları düşünüp gerçeğe dönüştürdün...
geriye dönüp bakınca o kadar anılar var ki, kimisini hatırladığımız, kimisini birileri söyleyince anımsadığımız, belki birçoğunu unuttuğumuz... ilk üç sezonda futbolda şampiyonluk gelmeyince dönen uğursuzluk bizde galiba goygoyu bugün hatırlayanın bile nadir çıkacağı kadar uzaklarda kaldı... entry'nin başında da yer aldığı gibi tek bir görselden ibaret bir sayfaydı başlangıçta. şimdilerde öylesine uzun bir entrynin bile devede kulak kaldığı bir birikime dönüştü...
başlangıçta bir hayal olarak yola çıktı. içine kendi dünyalarımızı sığdırdık. yeri geldi kızdık, yeri geldi üzüldük, yeri geldi makara yaptık yeri geldi mutluluktan uçtuk. en güzel anılarımızı, en büyük acılarımızı, hüzünlerimizi, sevinçlerimizi, söylemek isteyip de söyleyemediklerimizi, içimizde kaynayıp taşanlarımızı, herşeyimizi içine doldurduk... kendi adıma en çok da hayal ettiğimiz nice şeylerin gerçeğe dönebileceğini yaşayarak öğrendik hep birlikte...
senin aklını, fikrini, hayal dünyanı seveyim be...
iyi ki tüm bunları düşünüp gerçeğe dönüştürdün...