11
maçın tamamını izledim. söyleyeceklerim var: abi, bu ortamda futbolcu gelişmesin de ne yapsın? son derece sakin, hırgürün olmadığı, mis gibi bir müsabakaydı. türkiye'de şu ortamı oluştursak dahi futbolumuz yirmi yıl ileri gider. oyuna gelirsek, lille ikinci yarının ilk 20'dakikalık kısmı hariç istediklerini sahaya yansıtabilen takımdı. zeki çelik nantes'ın baskın oynadığı dakikalarda defansta hayli aksasa da hücumda çok etkiliydi. nitekim 2. golün asistini o yaptı. maçın kırılma anı şüphesiz yusuf yazıcı'nın oyuna dahil olduğu andı. topu ayağına alır almaz lille'in saha içindeki lideri olacağını ispatlarcasına oynadı. topun kendilerinde kalmasını sağlaması bir yana, üretkenliklerinin de artmasına sebep oldu. bu durum arkadaşlarının da dikkatini çekti, direksiyonu yavaş yavaş ona bıraktılar. sıkı çalışırsa buradan çok büyük bir sıçrama gerçekleştirebilir. her iki temsilcimizin de önü çok açık. daha iyi yerlere gelmeleri dileklerimle...