6942
takımımızdaki alternatifsiz futbolcu. bu sebeple tahtaya yazılan ilk isimdir. yıldız olduğu için değil.
bir orta saha olarak ofansif yönü kuvvetli oyuncu diyemem. defansif yönü kuvvetli oyuncu da diyemem. ikisinden de biraz derim.
yetenekli olduğu çok açık bir oyuncudur. potansiyelini yansıtamaması ise ne kadar yetenekli olduğunu önemsiz hale getirmektedir. bana kalırsa buradaki problem beyninin bacaklarına ve kollarına hükmedecek kadar hızlı çalışamaması. stres altında bu negatif özelliği ortaya çıkmaktadır. bu sebeptendir ki iç saha maçlarında güzel performans sergiler. psikolojik olarak da savaş vermek zorunda kaldığınız deplasman maçları, avrupa maçları, derbilerde sönük kalır. kendi kalemiz için tehdit oluşturacak pas hataları, anlamsız itişmelerin getirdiği kırmızı kartlar bu maçlarda görülür.
performans olarak beni tatmin etmiyor. iç sahada alanya'ya karşı iyi oynayan bir orta saha ile gururlanmak bana yetmiyor. saha gözetmeksizin, yerli veya yabancı affetmeksizin rakipleri; ''şu 90 dakika bitsin artık'' şeklinde feryat ettirecek türden bir kadro görmek istiyorum.
10 milyon euro teklif konusundaki düşüncem satılması yönünde. aynı paraya sistemimize uygun, daha genç, potansiyelli ve bunu açığa çıkarabilecek birisini bulabileceğimizi düşünüyorum.
edit: sistemimize neden uygun olmadığını düşündüğümü de yazayım. çok basit gelecek ama şut tehdidi olmaması.
tek ceza sahası golcüsü ile oynanan sistemlerde yay üzerinde tehdit oluşturmayan orta saha oyuncuları bana çok mantıksız geliyor. yay üzerinde belhanda'ya yakın savunma yapmıyorlar. biliyorlar ki o topun gol olması için ya topu ceza sahasına aktaracak ya da kanatlara. bu da ceza sahasın içinde bıraktığımız tek adam için ekstradan bir defans engeli oluşturuyor. yakın geçmişimizde sneijder ve selçuk'un iyi zamanlarında içinde bulunduğu hücum organizasyonlarında yay üzerinde sürekli faul kazanmamız ve ceza sahası golcülerimizi kolayca pozisyona sokmamız kilit pas atma yeteneklerinin dışında bireysel olarak da gol tehdidi olmalarından kaynaklanıyor.
bir orta saha olarak ofansif yönü kuvvetli oyuncu diyemem. defansif yönü kuvvetli oyuncu da diyemem. ikisinden de biraz derim.
yetenekli olduğu çok açık bir oyuncudur. potansiyelini yansıtamaması ise ne kadar yetenekli olduğunu önemsiz hale getirmektedir. bana kalırsa buradaki problem beyninin bacaklarına ve kollarına hükmedecek kadar hızlı çalışamaması. stres altında bu negatif özelliği ortaya çıkmaktadır. bu sebeptendir ki iç saha maçlarında güzel performans sergiler. psikolojik olarak da savaş vermek zorunda kaldığınız deplasman maçları, avrupa maçları, derbilerde sönük kalır. kendi kalemiz için tehdit oluşturacak pas hataları, anlamsız itişmelerin getirdiği kırmızı kartlar bu maçlarda görülür.
performans olarak beni tatmin etmiyor. iç sahada alanya'ya karşı iyi oynayan bir orta saha ile gururlanmak bana yetmiyor. saha gözetmeksizin, yerli veya yabancı affetmeksizin rakipleri; ''şu 90 dakika bitsin artık'' şeklinde feryat ettirecek türden bir kadro görmek istiyorum.
10 milyon euro teklif konusundaki düşüncem satılması yönünde. aynı paraya sistemimize uygun, daha genç, potansiyelli ve bunu açığa çıkarabilecek birisini bulabileceğimizi düşünüyorum.
edit: sistemimize neden uygun olmadığını düşündüğümü de yazayım. çok basit gelecek ama şut tehdidi olmaması.
tek ceza sahası golcüsü ile oynanan sistemlerde yay üzerinde tehdit oluşturmayan orta saha oyuncuları bana çok mantıksız geliyor. yay üzerinde belhanda'ya yakın savunma yapmıyorlar. biliyorlar ki o topun gol olması için ya topu ceza sahasına aktaracak ya da kanatlara. bu da ceza sahasın içinde bıraktığımız tek adam için ekstradan bir defans engeli oluşturuyor. yakın geçmişimizde sneijder ve selçuk'un iyi zamanlarında içinde bulunduğu hücum organizasyonlarında yay üzerinde sürekli faul kazanmamız ve ceza sahası golcülerimizi kolayca pozisyona sokmamız kilit pas atma yeteneklerinin dışında bireysel olarak da gol tehdidi olmalarından kaynaklanıyor.