43
hocam iyi günler,
geleli daha senesi dolmadı hocam ama buraları az biraz tahlil etmişsindir. akıllı adamsın vesselam. ha ben yine de hayatının 20 senesinden fazlasını burada geçirmiş, hasbelkader 18-19 senedir futbol ve türevleri sporları izleyen, takip eden, genç bir dimağ olarak seninle şu naçizane tecrübelerimi paylaşayım dedim. sakın yanlış anlama, amacım sana ders vermek falan değil, teknik taktik konularda daha özel bir zamanda konuşuruz, orada öğreneceksem ben senden öğrenirim.
şimdi hocam, bizim futbolcumuzu falan çözdüğünü verdiğin ilk röportajda şakkadanak anladım. ne demiştin orada? "aslında her şeyden biraz var türk futbolunda... ama hiçbir şey tam değil. bu işi hem zorlaştırıyor hem de komplike hale getiriyor. türk futbol kimliğini tanımlasak; kesinlikle yetenek var deriz, ruh var deriz, mücadele var deriz. ama hepsi bir anda ortaya çıkabiliyor. bir anda herkesi defansta, sonra bir anda herkesi hücumda görebiliyorsunuz. bu biraz dağınıklık yaratıyor. takım oyununda asıl olan dengeli olabilmektir. ne olursa olsun pozisyon alışınızı, soğukkanlılığınızı kaybetmemeniz gerekiyor. sanki bu konuda bir eksiklik var gibi."
o yüzden sana hiç futbolcularımızı, teknik taktik mental konulardan anlatmaya ihtiyaç dahi hissetmiyorum. benim sana anlatacağım, bizim ülkede yaşayanların futbola nasıl baktığı.
malum, bu ülkede futbol dendi mi hayat durur çoğu zaman. vaktinde avrupa'da berabere kaldığımızda sokaklarda turlarken, hükümet toplanır benzine zam yapardı hocam. o yüzden futbol bizim toplumda afyon gibidir, uyutur milleti.
kusura bakma be hocam, biz hafızası zayıf milletizdir, biz günlük yaşarız burada, yarını düşünmeyiz, geçmişi çoktan unutmuşusuzdur zaten. vakt-i zamanında "bazı takımlar vardır tecavüz eder, adama jartiyer giydirir mesela liverpool,barcelona" diyen adamlar hatırlamaz o barcelona'nın başında senin olduğunu.
hafızamız zayıf da olsa, biz her şeyden çok iyi anlarız hocam. bu ülkede gece rakıyı fazla kaçıran başbakan olur ülkeyi kurtarır, sabah erken kalkan teknik direktör olup takımı kurtarır. bu ülkede kriz çıktığında herkes ekonomisttir hem de en profesöründen.
bizim ülkemizde bazı horozlar vardır, güneş kendileri öttüğü için doğuyor sanırlar. sen antremanlarda izleyip en ideal kadroyu çıkardığında, onların eleştirilerine kulak verdiğin için böyle bir kadro çıkardığını düşünürler. biz deriz, tarihinin en iyi kadrosu var galatasaray'da diye, sonra da deriz ki bu defans ligin en kötü defansı!! yahu boşver, ne tezatlığı, tezat ne demek hocam, konuşma öyle garip garip.
ha biz eleştirmeyi çok severiz hocam, senin taktik teknik bilgilerini her zaman eleştiririz, eleştirecek bir şey bulamazsak da kıyafetini, saçını başını, görünüşünü eleştiririz. çünkü bizim ülkede insanlar kerameti ahmet beyin ceketinde sanırlar hala! giydiklerin bizim için o yüzden çok önemlidir. bu ülke karizmatik değil, kötü giyiniyor diye teknik direktörün kovulduğu ülkedir hocam. biz hepimiz çünkü istanbul beyefendisiyiz ya, mürebbiyelerle büyüdük.
hocam unutma, dünyada hiçbir millet yoktur bizden başka, ataları sabır ile ilgili bu kadar söz söylesin, ama hala sabretmeyi öğrenemesin. biz en çok sabır yemini eden milletizdir herhalde dünyada. ama bir türlü beceremedik sabretmeyi. allah'ın bize vermediği sabır sende toplanmıştır inşallah.
neyse yahu bak yine kaptırdım, uzadıkça uzuyor bu mektup, bu mektubu yazan tosun'a sorar isen sen bu yolda devam et, doğru olduğuna inandıklarından vazgeçme.
gün gelir belki bizler de anlarız ya nasip ya kısmetin gerçekten ne demek olduğunu, kerametin cekette değil de sende olduğunu.
hocam yolun uzun, işin çetin, yükün ağır. allah yardımcın olsun.
***
geleli daha senesi dolmadı hocam ama buraları az biraz tahlil etmişsindir. akıllı adamsın vesselam. ha ben yine de hayatının 20 senesinden fazlasını burada geçirmiş, hasbelkader 18-19 senedir futbol ve türevleri sporları izleyen, takip eden, genç bir dimağ olarak seninle şu naçizane tecrübelerimi paylaşayım dedim. sakın yanlış anlama, amacım sana ders vermek falan değil, teknik taktik konularda daha özel bir zamanda konuşuruz, orada öğreneceksem ben senden öğrenirim.
şimdi hocam, bizim futbolcumuzu falan çözdüğünü verdiğin ilk röportajda şakkadanak anladım. ne demiştin orada? "aslında her şeyden biraz var türk futbolunda... ama hiçbir şey tam değil. bu işi hem zorlaştırıyor hem de komplike hale getiriyor. türk futbol kimliğini tanımlasak; kesinlikle yetenek var deriz, ruh var deriz, mücadele var deriz. ama hepsi bir anda ortaya çıkabiliyor. bir anda herkesi defansta, sonra bir anda herkesi hücumda görebiliyorsunuz. bu biraz dağınıklık yaratıyor. takım oyununda asıl olan dengeli olabilmektir. ne olursa olsun pozisyon alışınızı, soğukkanlılığınızı kaybetmemeniz gerekiyor. sanki bu konuda bir eksiklik var gibi."
o yüzden sana hiç futbolcularımızı, teknik taktik mental konulardan anlatmaya ihtiyaç dahi hissetmiyorum. benim sana anlatacağım, bizim ülkede yaşayanların futbola nasıl baktığı.
malum, bu ülkede futbol dendi mi hayat durur çoğu zaman. vaktinde avrupa'da berabere kaldığımızda sokaklarda turlarken, hükümet toplanır benzine zam yapardı hocam. o yüzden futbol bizim toplumda afyon gibidir, uyutur milleti.
kusura bakma be hocam, biz hafızası zayıf milletizdir, biz günlük yaşarız burada, yarını düşünmeyiz, geçmişi çoktan unutmuşusuzdur zaten. vakt-i zamanında "bazı takımlar vardır tecavüz eder, adama jartiyer giydirir mesela liverpool,barcelona" diyen adamlar hatırlamaz o barcelona'nın başında senin olduğunu.
hafızamız zayıf da olsa, biz her şeyden çok iyi anlarız hocam. bu ülkede gece rakıyı fazla kaçıran başbakan olur ülkeyi kurtarır, sabah erken kalkan teknik direktör olup takımı kurtarır. bu ülkede kriz çıktığında herkes ekonomisttir hem de en profesöründen.
bizim ülkemizde bazı horozlar vardır, güneş kendileri öttüğü için doğuyor sanırlar. sen antremanlarda izleyip en ideal kadroyu çıkardığında, onların eleştirilerine kulak verdiğin için böyle bir kadro çıkardığını düşünürler. biz deriz, tarihinin en iyi kadrosu var galatasaray'da diye, sonra da deriz ki bu defans ligin en kötü defansı!! yahu boşver, ne tezatlığı, tezat ne demek hocam, konuşma öyle garip garip.
ha biz eleştirmeyi çok severiz hocam, senin taktik teknik bilgilerini her zaman eleştiririz, eleştirecek bir şey bulamazsak da kıyafetini, saçını başını, görünüşünü eleştiririz. çünkü bizim ülkede insanlar kerameti ahmet beyin ceketinde sanırlar hala! giydiklerin bizim için o yüzden çok önemlidir. bu ülke karizmatik değil, kötü giyiniyor diye teknik direktörün kovulduğu ülkedir hocam. biz hepimiz çünkü istanbul beyefendisiyiz ya, mürebbiyelerle büyüdük.
hocam unutma, dünyada hiçbir millet yoktur bizden başka, ataları sabır ile ilgili bu kadar söz söylesin, ama hala sabretmeyi öğrenemesin. biz en çok sabır yemini eden milletizdir herhalde dünyada. ama bir türlü beceremedik sabretmeyi. allah'ın bize vermediği sabır sende toplanmıştır inşallah.
neyse yahu bak yine kaptırdım, uzadıkça uzuyor bu mektup, bu mektubu yazan tosun'a sorar isen sen bu yolda devam et, doğru olduğuna inandıklarından vazgeçme.
gün gelir belki bizler de anlarız ya nasip ya kısmetin gerçekten ne demek olduğunu, kerametin cekette değil de sende olduğunu.
hocam yolun uzun, işin çetin, yükün ağır. allah yardımcın olsun.
***