17
anlatacak çok şey var.
fm 2015 ya da 2016. galatasaray'la 13-14 yıllık bir kariyerim var ilmek ilmek dokuduğum, muazzam bir kadro mühendisliğiyle dünyanın tepesine zor da olsa çıktığım. yaş ortalamam 24-25'lerde, 27-28 olan oyuncuları artık yaşlı olduklarını düşünerek hayvan gibi paralara satıp, o paralara dünyanın her yerine kurduğum muazzam scouting ağlarından bulduğum, 5 yıldızın dibine kadar potansiyeli olan gençleri takıma kazandırıyorum. kadrom genç süperstarlardan oluştuğu için ve bir şekilde uzun kontratları kendilerine en başından dayadığım için, maaş yüküm çok değil, transfer bütçem 400-500 milyon eurolara çıkıyor bazı dönemlerde. ligi ve şampiyonlar ligini kazanabilecek kalitedeki futbolcularımı, her mevkide ikişer futbolcu olacak şekilde takımda tutup, geri kalan 18'lik 19'luk süperstar adaylarını sağa sola kiralıyorum. kusursuza yakın bir kariyer geçiriyorum kısacası.
bu entry'nin konusu olan sene, kocaelispor süper lige çıkmıştı. şansıma, benim yıldız adayı türk futbolcularımdan 4-5 tanesini kiraladığım kardeş kulübümdü ve o oyuncuların hayvani performansıyla kendilerini süper ligde bulmuşlardı. u21 takımda kiralanmak için bekleyen, potansiyeliyle yargı dağıtan gençlerimi tek tek kocaelispor'a kiraladım, kafamda diyorum ki "ben şampiyon olurum, bunlar da ikinci olur, güle oynaya gideriz şampiyonlar ligi'ne."
ligin kalitesi nasıl diplerdeyse, aradaki farkı nasıl açtıysam artık, benim için henüz yeterli olmayan, kocaelispor'a gönderdiğim gençler her hafta şov yapıyor. ilk 11'leri ve yedekteki 4-5 oyuncuları tamamen benden kiralık giden futbolcular, kadrolarına bakınca komple mavi*. kaleciden forvete her maç şov yapıyorlar, adam akıllı gol yemiyorlar, her maç gelene gidene 3-4 tane sallıyorlar. içeride oynadığımız maçta da benim gladyatörlerimi oynadıkları futbolla arenaya gömüyorlar, 1 puanı zor kurtarıyoruz. ligin içinden geçiyor herifler resmen ve ben gururlanmak ve sinirlenmek arasında gidip geliyorum.
32. hafta. kocaelispor deplasmanına gidiyoruz. puan farkımız 3. takım gergin, takım şampiyonlar ligi ve lig fikstüründen dolayı yorgunluk dönemlerine girmiş, kocaelispor ise sadece türkiye kupası ve ligi götürdüğü için kafa rahat. evet, bizde türkiye kupası maçları yok çünkü kocaelispor bizi eledi*. deplasmana giderken resmen korkuyorum, sandalyeyi kemiriyorum maçı izlerken. nitekim sene başından beri sürekli ilk 11 oynayan, potansiyeline ulaşmaya başlamış, gelişimlerini bir pokemon edasıyla sürdüren yeniçeri ordum, bizi darmaduman ediyor ve ikili averajı alarak tepeye yerleşiyor.
33. hafta. kocaelispor'un puan kaybetmesini bekliyorum. olmuyor. ikimiz de kazanıyoruz. puan farkı yok ancak ikili averaj onların elinde.
34. hafta geliyor. o sıralar kocaelispor türkiye kupası şampiyonu ünvanını da almış tabii. kara kara düşünüyorum, şampiyon olamazsam çıldırırım, kafayı yerim, resmen o üst üste 10 küsür sene şampiyon olmuş efsaneye kara bir leke düşürürüm diye korkuyorum. ve bu entry'yi yazmama vesile olan o sapıklık geliyor: kocaelispor'daki tüm oyuncularımı kiralıktan geri çağırıyorum! ahahahahahaha. adamların kadrosu zaten 20 kişiyse 15-16'sı benden geliyor. nitekim son maça çıkaracak adam bulamıyorlar, kaybediyorlar, ben kazanıp şampiyon oluyorum.
şampiyonlar ligi vizesi alan kocaelispor, benimle olan anlaşmasını feshediyor. ben gençlerimi gönderecek bir başka kulüpler arıyorum. kocaelispor ise yanlış politikalar sonucu yıllar içerisinde orta sıra, hatta küme düşmeme mücadelesi veren bir kulüp haline geliyor.
fm 2015 ya da 2016. galatasaray'la 13-14 yıllık bir kariyerim var ilmek ilmek dokuduğum, muazzam bir kadro mühendisliğiyle dünyanın tepesine zor da olsa çıktığım. yaş ortalamam 24-25'lerde, 27-28 olan oyuncuları artık yaşlı olduklarını düşünerek hayvan gibi paralara satıp, o paralara dünyanın her yerine kurduğum muazzam scouting ağlarından bulduğum, 5 yıldızın dibine kadar potansiyeli olan gençleri takıma kazandırıyorum. kadrom genç süperstarlardan oluştuğu için ve bir şekilde uzun kontratları kendilerine en başından dayadığım için, maaş yüküm çok değil, transfer bütçem 400-500 milyon eurolara çıkıyor bazı dönemlerde. ligi ve şampiyonlar ligini kazanabilecek kalitedeki futbolcularımı, her mevkide ikişer futbolcu olacak şekilde takımda tutup, geri kalan 18'lik 19'luk süperstar adaylarını sağa sola kiralıyorum. kusursuza yakın bir kariyer geçiriyorum kısacası.
bu entry'nin konusu olan sene, kocaelispor süper lige çıkmıştı. şansıma, benim yıldız adayı türk futbolcularımdan 4-5 tanesini kiraladığım kardeş kulübümdü ve o oyuncuların hayvani performansıyla kendilerini süper ligde bulmuşlardı. u21 takımda kiralanmak için bekleyen, potansiyeliyle yargı dağıtan gençlerimi tek tek kocaelispor'a kiraladım, kafamda diyorum ki "ben şampiyon olurum, bunlar da ikinci olur, güle oynaya gideriz şampiyonlar ligi'ne."
ligin kalitesi nasıl diplerdeyse, aradaki farkı nasıl açtıysam artık, benim için henüz yeterli olmayan, kocaelispor'a gönderdiğim gençler her hafta şov yapıyor. ilk 11'leri ve yedekteki 4-5 oyuncuları tamamen benden kiralık giden futbolcular, kadrolarına bakınca komple mavi*. kaleciden forvete her maç şov yapıyorlar, adam akıllı gol yemiyorlar, her maç gelene gidene 3-4 tane sallıyorlar. içeride oynadığımız maçta da benim gladyatörlerimi oynadıkları futbolla arenaya gömüyorlar, 1 puanı zor kurtarıyoruz. ligin içinden geçiyor herifler resmen ve ben gururlanmak ve sinirlenmek arasında gidip geliyorum.
32. hafta. kocaelispor deplasmanına gidiyoruz. puan farkımız 3. takım gergin, takım şampiyonlar ligi ve lig fikstüründen dolayı yorgunluk dönemlerine girmiş, kocaelispor ise sadece türkiye kupası ve ligi götürdüğü için kafa rahat. evet, bizde türkiye kupası maçları yok çünkü kocaelispor bizi eledi*. deplasmana giderken resmen korkuyorum, sandalyeyi kemiriyorum maçı izlerken. nitekim sene başından beri sürekli ilk 11 oynayan, potansiyeline ulaşmaya başlamış, gelişimlerini bir pokemon edasıyla sürdüren yeniçeri ordum, bizi darmaduman ediyor ve ikili averajı alarak tepeye yerleşiyor.
33. hafta. kocaelispor'un puan kaybetmesini bekliyorum. olmuyor. ikimiz de kazanıyoruz. puan farkı yok ancak ikili averaj onların elinde.
34. hafta geliyor. o sıralar kocaelispor türkiye kupası şampiyonu ünvanını da almış tabii. kara kara düşünüyorum, şampiyon olamazsam çıldırırım, kafayı yerim, resmen o üst üste 10 küsür sene şampiyon olmuş efsaneye kara bir leke düşürürüm diye korkuyorum. ve bu entry'yi yazmama vesile olan o sapıklık geliyor: kocaelispor'daki tüm oyuncularımı kiralıktan geri çağırıyorum! ahahahahahaha. adamların kadrosu zaten 20 kişiyse 15-16'sı benden geliyor. nitekim son maça çıkaracak adam bulamıyorlar, kaybediyorlar, ben kazanıp şampiyon oluyorum.
şampiyonlar ligi vizesi alan kocaelispor, benimle olan anlaşmasını feshediyor. ben gençlerimi gönderecek bir başka kulüpler arıyorum. kocaelispor ise yanlış politikalar sonucu yıllar içerisinde orta sıra, hatta küme düşmeme mücadelesi veren bir kulüp haline geliyor.