874
gunun futbol anlayisini hala 80 lerin romantizm akimiyla harmanlayarak yorumlayan wenger sevdalisi guruhun gelmesine kayitsiz kaldigi; ve hatta istemedigi futbolcu. orta dogu cografyasi uzerinden guzelleme yapanlar da mevcut ancak atlanan bir konu var.
genclere obsesif bir sekilde "takik" oldugu kabul edilen arsene wenger'in 22 yillik arsenal kariyerinde 3 (yaziyla uc) premier league sampiyonlugu var. biliyorum championship manager ve football manager turevlerini cok seviyor ve gordugunuz rakamlardan tumevarim yapmaya calisiyorsunuz ama gercek hayat maalesef oyle degil.
mesela milyar dolar sermayeli sirketlerin ust duzey yonetici kadrolarini neden hevesli genclerle doldurmaktan imtina ettiklerini ve bunun yerine tecrubeli, yasini basini coktan almis profesyonellere milyonlarca dolar maas verdiklerini unutuyorsunuz. "hilmi bey, bizde akif diye bir cocuk var, cok cevval, ceo olarak atasak mi, bir sozlesme yapariz kafamiz en az 15 sene rahat eder" soylemleriyle insan kaynaklari politikalrini belirlemek ne kadar akil disiysa butun bir futbol takimini scout transferleriyle olusturmak da ayni seviyede akil disi.
elbette scout transferi olsun, yeni marcao ve luyindama'lar bulalim, bunlari parlatabiliyorsak parlatip ciddi rakamlara da satalim eyvallah ancak; galatasaray gibi yarismaci takimlarin, rekabetin bu kadar yogun yasandigi bir ligde butun transfer planlamasini genclere ve ileride satarak para kazanabilme "olasiligina" dayandirma sansi yok. burada dogru yaklasim tum takimi genclerden olusturmak degil, gencleri ve tecrubeli oyunculari harmanlayarak hedefe giden bir yapi kurmak. yonetim de gordugum kadariyla su anda bunun pesinde.
falcao iyi bir futbolcu ve saha icerisinde elbette faydali olacaktir. ote yandan sadece sahadaki yansimasi degil, galatasaray markasina uluslararasi anlamda verecegi katki da gozardi edilmemeli.
futbol bugun markalariyla, bu markalarin franchiselari ile, yayin haklariyla, kitleler uzerindeki etkileriyle milyarca dolarlik endustruyel bir yapi. oynanan oyunun bundan 40 sene oncesinin camur icerisinde yuzu gozu kararmis mucadele eden adamlarin oynadklari oyun ile uzaktan yakindan bir alakasi da yok artik...
cok net bir ornek verecegim:
son 6 yildir is geregi cin ile cok yogun bir sekilde calisiyorum, hatta bir aksilik cikmazsa sene sonunda pekin'e tasinma ihtimalim de var. ilk cin ziyaretlerimden birinde, tanistigim muhendislerinden biri liverpool taraftariydi. galatasaray'i uefa kupasindan biliyordu. orada bulundugum surecte bizim bazi efsane eski maclari izlettim, bir sonraki ziyaretimde forma hediye ettim, icerik buraya uygun olmadigi icin detaylarini paylasamayacagim bir "those were the days" uyarlamamiz bile var.
velhasil bu cocuk gecen gun mesaj atip "seri cok iyi futbolcu, cok iyi is" minvalinde bir seyler soyledi. demem o ki, bugun futbol dunyasinda transferler sadece saha ici icin yapilmiyor. ne juventus ronaldo'ya o paralari sadece gol atsin diye veriyor, ne de tottenham ve juventus gidp singapur'da guzel havasi veya degeri tartismaya acik bir kupa icin mac yapiyor.
artik gonululuk esasindan cikip sirketlesmis futbol kulupleri icin oncelik futbolcu satip para kazanmak degil, marka degerlerini gelistirmek. galatasraay da bu anlamda bir istisna degil, sahada oldugu kadar markasiyla da basarili olmak zorunda. sadece nagatomo transferiyla bile japonya'daki marka bilinirligine ne kadar katkida bulunuldugunu gozden kacirmamamiz gerekiyor.
futbola donecek olursak, saglikli bir falcao hem turkiye liginde hem de biraz da sansli bir cl grubunda fark yaratir. verecegi katki uzerinden ortalama 10 12 milyon dolar malyet de sampiyon oldugu surece galatasaray capinda bir kulup icin kabul edilebilir rakamlardir. transferde her zaman risk vardir. hayati boyunca dogru durust sakatlik yasamayip turkiye'de emekli olan linderoth, iki kez ayagi kirilan emre akbaba, takim ici dinamikleri kurban giden jardel gibi. ote yandan sneijder'in 4. yildizdaki veya feghouli'nin 22. sampiyonluktaki etkilerini de atlamamak gerek, nihayetinde iyi futbol iyi futbolcuyla oynanir.
biraz uzun oldu, okumaktan usenenler icin "futbol asla futbol degildir" tadinda bir seyler karaladim aslinda, surc-i lisan ettiysek affola...
genclere obsesif bir sekilde "takik" oldugu kabul edilen arsene wenger'in 22 yillik arsenal kariyerinde 3 (yaziyla uc) premier league sampiyonlugu var. biliyorum championship manager ve football manager turevlerini cok seviyor ve gordugunuz rakamlardan tumevarim yapmaya calisiyorsunuz ama gercek hayat maalesef oyle degil.
mesela milyar dolar sermayeli sirketlerin ust duzey yonetici kadrolarini neden hevesli genclerle doldurmaktan imtina ettiklerini ve bunun yerine tecrubeli, yasini basini coktan almis profesyonellere milyonlarca dolar maas verdiklerini unutuyorsunuz. "hilmi bey, bizde akif diye bir cocuk var, cok cevval, ceo olarak atasak mi, bir sozlesme yapariz kafamiz en az 15 sene rahat eder" soylemleriyle insan kaynaklari politikalrini belirlemek ne kadar akil disiysa butun bir futbol takimini scout transferleriyle olusturmak da ayni seviyede akil disi.
elbette scout transferi olsun, yeni marcao ve luyindama'lar bulalim, bunlari parlatabiliyorsak parlatip ciddi rakamlara da satalim eyvallah ancak; galatasaray gibi yarismaci takimlarin, rekabetin bu kadar yogun yasandigi bir ligde butun transfer planlamasini genclere ve ileride satarak para kazanabilme "olasiligina" dayandirma sansi yok. burada dogru yaklasim tum takimi genclerden olusturmak degil, gencleri ve tecrubeli oyunculari harmanlayarak hedefe giden bir yapi kurmak. yonetim de gordugum kadariyla su anda bunun pesinde.
falcao iyi bir futbolcu ve saha icerisinde elbette faydali olacaktir. ote yandan sadece sahadaki yansimasi degil, galatasaray markasina uluslararasi anlamda verecegi katki da gozardi edilmemeli.
futbol bugun markalariyla, bu markalarin franchiselari ile, yayin haklariyla, kitleler uzerindeki etkileriyle milyarca dolarlik endustruyel bir yapi. oynanan oyunun bundan 40 sene oncesinin camur icerisinde yuzu gozu kararmis mucadele eden adamlarin oynadklari oyun ile uzaktan yakindan bir alakasi da yok artik...
cok net bir ornek verecegim:
son 6 yildir is geregi cin ile cok yogun bir sekilde calisiyorum, hatta bir aksilik cikmazsa sene sonunda pekin'e tasinma ihtimalim de var. ilk cin ziyaretlerimden birinde, tanistigim muhendislerinden biri liverpool taraftariydi. galatasaray'i uefa kupasindan biliyordu. orada bulundugum surecte bizim bazi efsane eski maclari izlettim, bir sonraki ziyaretimde forma hediye ettim, icerik buraya uygun olmadigi icin detaylarini paylasamayacagim bir "those were the days" uyarlamamiz bile var.
velhasil bu cocuk gecen gun mesaj atip "seri cok iyi futbolcu, cok iyi is" minvalinde bir seyler soyledi. demem o ki, bugun futbol dunyasinda transferler sadece saha ici icin yapilmiyor. ne juventus ronaldo'ya o paralari sadece gol atsin diye veriyor, ne de tottenham ve juventus gidp singapur'da guzel havasi veya degeri tartismaya acik bir kupa icin mac yapiyor.
artik gonululuk esasindan cikip sirketlesmis futbol kulupleri icin oncelik futbolcu satip para kazanmak degil, marka degerlerini gelistirmek. galatasraay da bu anlamda bir istisna degil, sahada oldugu kadar markasiyla da basarili olmak zorunda. sadece nagatomo transferiyla bile japonya'daki marka bilinirligine ne kadar katkida bulunuldugunu gozden kacirmamamiz gerekiyor.
futbola donecek olursak, saglikli bir falcao hem turkiye liginde hem de biraz da sansli bir cl grubunda fark yaratir. verecegi katki uzerinden ortalama 10 12 milyon dolar malyet de sampiyon oldugu surece galatasaray capinda bir kulup icin kabul edilebilir rakamlardir. transferde her zaman risk vardir. hayati boyunca dogru durust sakatlik yasamayip turkiye'de emekli olan linderoth, iki kez ayagi kirilan emre akbaba, takim ici dinamikleri kurban giden jardel gibi. ote yandan sneijder'in 4. yildizdaki veya feghouli'nin 22. sampiyonluktaki etkilerini de atlamamak gerek, nihayetinde iyi futbol iyi futbolcuyla oynanir.
biraz uzun oldu, okumaktan usenenler icin "futbol asla futbol degildir" tadinda bir seyler karaladim aslinda, surc-i lisan ettiysek affola...
