• 901
    şener'ler, garry'ler derken gece gece bu arkadaş düştü aklıma. zamanında malum hainliği gerçekleştirdiğinde yazmaya başlarsam sonu gelmez diye entry girmemiştim kendisi hakkında, içimden bir lanet okuyup geçmiştim. bugüne kısmetmiş. şimdi o kadar da uzun olmayacak bu arada.

    öncelikle, kendisi beşiktaş'ta oynarken bile ekşi'de galatasaray futbol takımı üzerine yazıp çizcek kadar galatasaraylıdır ya da galatasaraylıydı. bazılarının sandığının aksine bu taraftarın ona yüklediği bir şey değildi yani. dışardan bakınca baya sen, ben gibi galatasaraylı bir adamdı işte. tabi tersten bakarsak ekşi'de galatasaraylılık gösterirken bile beşiktaş'ta oynayacak kadar profesyonelmiş de denebilir ama bizden fener'e gitmesiyle, beşiktaş'da oynaması arasında uçurum fark var. şimdi entrye yeni başlıyormuş gibi yazıyorum sonraki paragrafta.

    vizyonsuz aptalın tekidir. kariyerine euroleague şampiyonluğu ekledin de hikayedeki yerin havlu sallamaktan fazlası değilken cidden bununla çok gururlanıyor musun? merak ediyorum sinan. terini son damlasına kadar akıtarak kazandığın eurocup şampiyonluğundan değerli mi mesela? tuttuğu takımın, branşında efsanesi olacakken rakibe figüranlığa gidecek çok "profesyonel" de yoktur bence. evet o rakip futbolda olduğu gibi senin takımınla aynı kalemde değil ama senin de oraya gidince alacağın rol belli. ayrıca farklı kalemde dediğimiz o tuttuğun takımınla kazandıkların da yerelden öteye gidememiş başarılar değil. 1 numaralı kupa olmasa da avrupa kupası aldın o takımla. gayet başarılı bir kariyer ördükten sonra bana kalırsa artık yapabileceğin en iyi şey, şah olduğun yerde bırakıp efsane olmakken sen başkasının tahtasında piyon olmaya koştun. profesyonelce olduğu kadar vizyonsuzca da bir hareket bu. kötü bir profesyonelin yapacağı türden bir vizyonsuzluk.
App Store'dan indirin Google Play'den alın