1248
emre mor'un galatasaray'ımıza transferi hakkındaki spekülasyon birçok değişkene bağlı olarak normal karşılanabilir.
dışarıdan bir gözle eldeki verilere bakalım:
- saf yeteneği tavan. bu yeteneğine hangi takımların ne kadar para döktüğünü zaten biliyoruz.
- oyuncunun mental sıkıntıları ve disiplin sorunları var.
- umursamaz görünüyor. muhtemeldir ve acıklıdır ki cahil. hayatını nasıl idame ettireceğine karar verememiş veya yanlış bir yolda. hayatını düzene sokmak şöyle dursun, hayatından yanlış bir şeyler olduğunu düşünmüyor bile olabilir. buna kim karar veriyor bilmiyorum, herkes istediği gibi yaşayabilir. ama profesyonel sporcuların nasıl yaşaması gerektiğini az çok biliyoruz.
- daha genç. her gün bir tecrübe sonuçta.
tüm bunlar sonucunda akışa devam etmek için iki yol var:
1. emre mor mu bizde oynamak, fatih terim ile çalışmak istiyor?
2. yoksa biz mi emre mor'a talip oluyoruz?
birinciden başlayalım. bu durumda yine önümüze birçok değişken çıkıyor. emre mor'u kadromuza nasıl katacağız? kiralık mı, opsiyonlu kiralık mi, yoksa bonservisiyle mi?
dümdüz kiralık seçeneğini atın gitsin. girdiğiniz meşakkate değmez. gerçekten. gerek yok. galatasaray rehabilitasyon merkezi mi anasını satayım!
opsiyonlu kiralık güzel bir seçenek. olursa tapusunu alırız, olmazsa hacıyatmaz olur.
bonservis seçeneği, bonservisine ne kadar vereceğinizle alakalı bir durum. borussia ve celta takımlarının verdiği, verdiğine yakın veya bir tık altında bir bonservisi düşünmek bile saçmalık. şartlarımız ortada. şartlar böyle olmasa bile saçmalık.
diyelim kulübüyle galatasaray açısından en iyi şartlarda anlaştık. zaten emre mor'un galatasaray'da oynamak, fatih terim ile çalışmak istiyordu. öyle kabul etmiştik. hah.
bir kere psikolojik danışman, yaşam koçu tutacaksınız. emre mor'a da diyeceksiniz ki, "bak kardeşim. hayatını bir profesyonel gibi yaşayacaksın. danışmanlarının ve antrenörlerinin dediklerini harfiyen yapacaksın. beğenmiyorsan florya'nın bir ton kapısı var. istediğinden çık git." kontrata da koyacaksın maddeyi. bir terslik mi oldu? güle güle.
ha. tabi kulübün bu kontratı kötüye kullanmamasını engelleyeceksin. diyelim, oyuncu her türlü denileni yaptı, hayatını bir çizgiye getirdi ama sahada performans veremedi. yok öyle, işine geldiği gibi.
bu şartlarda geliyorsa gelsin. sıkışan maçları karıştırıp açabilir. öyle bir yeteneği var. bu yetenek bana kalırsa adem büyük'te de var. hiç olmadık bir anda hiç olmadık bir şey yapabilirler.
son söz: hakikaten makul düzeyde bir opsiyon (zorunlu olmayacak) olmadan kiralık formülüyle takımımıza katılmasın. harcadığımız emeğe, zamana ve kaynağa yazık ederiz. potansiyeline güveniyorsanız, ona göre bir sözleşme yapmanız gerekir. bekleyip görelim. tavrımızı daha net yazıya dökeriz.
dışarıdan bir gözle eldeki verilere bakalım:
- saf yeteneği tavan. bu yeteneğine hangi takımların ne kadar para döktüğünü zaten biliyoruz.
- oyuncunun mental sıkıntıları ve disiplin sorunları var.
- umursamaz görünüyor. muhtemeldir ve acıklıdır ki cahil. hayatını nasıl idame ettireceğine karar verememiş veya yanlış bir yolda. hayatını düzene sokmak şöyle dursun, hayatından yanlış bir şeyler olduğunu düşünmüyor bile olabilir. buna kim karar veriyor bilmiyorum, herkes istediği gibi yaşayabilir. ama profesyonel sporcuların nasıl yaşaması gerektiğini az çok biliyoruz.
- daha genç. her gün bir tecrübe sonuçta.
tüm bunlar sonucunda akışa devam etmek için iki yol var:
1. emre mor mu bizde oynamak, fatih terim ile çalışmak istiyor?
2. yoksa biz mi emre mor'a talip oluyoruz?
birinciden başlayalım. bu durumda yine önümüze birçok değişken çıkıyor. emre mor'u kadromuza nasıl katacağız? kiralık mı, opsiyonlu kiralık mi, yoksa bonservisiyle mi?
dümdüz kiralık seçeneğini atın gitsin. girdiğiniz meşakkate değmez. gerçekten. gerek yok. galatasaray rehabilitasyon merkezi mi anasını satayım!
opsiyonlu kiralık güzel bir seçenek. olursa tapusunu alırız, olmazsa hacıyatmaz olur.
bonservis seçeneği, bonservisine ne kadar vereceğinizle alakalı bir durum. borussia ve celta takımlarının verdiği, verdiğine yakın veya bir tık altında bir bonservisi düşünmek bile saçmalık. şartlarımız ortada. şartlar böyle olmasa bile saçmalık.
diyelim kulübüyle galatasaray açısından en iyi şartlarda anlaştık. zaten emre mor'un galatasaray'da oynamak, fatih terim ile çalışmak istiyordu. öyle kabul etmiştik. hah.
bir kere psikolojik danışman, yaşam koçu tutacaksınız. emre mor'a da diyeceksiniz ki, "bak kardeşim. hayatını bir profesyonel gibi yaşayacaksın. danışmanlarının ve antrenörlerinin dediklerini harfiyen yapacaksın. beğenmiyorsan florya'nın bir ton kapısı var. istediğinden çık git." kontrata da koyacaksın maddeyi. bir terslik mi oldu? güle güle.
ha. tabi kulübün bu kontratı kötüye kullanmamasını engelleyeceksin. diyelim, oyuncu her türlü denileni yaptı, hayatını bir çizgiye getirdi ama sahada performans veremedi. yok öyle, işine geldiği gibi.
bu şartlarda geliyorsa gelsin. sıkışan maçları karıştırıp açabilir. öyle bir yeteneği var. bu yetenek bana kalırsa adem büyük'te de var. hiç olmadık bir anda hiç olmadık bir şey yapabilirler.
son söz: hakikaten makul düzeyde bir opsiyon (zorunlu olmayacak) olmadan kiralık formülüyle takımımıza katılmasın. harcadığımız emeğe, zamana ve kaynağa yazık ederiz. potansiyeline güveniyorsanız, ona göre bir sözleşme yapmanız gerekir. bekleyip görelim. tavrımızı daha net yazıya dökeriz.
