425
2005-2006 sezonunda genç bir futbolcu parlamaya başlamıştı henüz 17'sinde. kendisine güvenen hocasının yüzünü kara çıkarmamıştı. önce a takım ile çıktığı ilk resmi maçında 90+2'de attığı golle üç puanı getirmişti, daha sonraları yükselen grafiğini giresunspor ile oynanan kupa maçındaki bir gol iki asistlik performansı ile taçlandırıp birdenbire gelecek sezonlarda kendisinden çok şey beklenen bir yıldız adayı olmuştu. o sezon gelen şampiyonluk ile beraber bir başka heyecan verici gelişmeydi bu. işte ne olduysa o sezondan sonra oldu. 2006-2007 sezonunda çeşitli sebeplerden* doğru düzgün forma şansı bulamadı. yalnızca ligde 3 maçta forma giydi. daha sonra 2007-2008 sezonunda pişmesi için gönderildiği* manisaspor'da yaşadığı sakatlıklar* ilk devre hiç maça çıkamadan geri dönmesine sebep oldu, ikinci devre yollandığı ibb'de ise yalnızca 7 maça çıkıp kulübüne geri döndü. hikayenin devamı ise fazla uzakta değil herkesin bildiği üzere...
işte bu futbolcu galatasarayımızın henüz 17'sindeki genç yeteneği * idi. heyecan veren bir tekniğe sahip, süratli ve uzaktan şut atabilen gelecek vaadeden bir futbolcuydu. erik gerets ile geldi ve yine erik gerets gitmeden önce kayboldu. o günden beri yok bu aslan meydanda. kim bilir belki yaşadığı sakatlıklar soğuttu onu futboldan, belki de tüm sezonu kiralık olarak geçirmek bitirdi içindeki aslanı. parladığı sezonu takip eden 2 sezon boyunca orada veya burada yeterince forma şansı bulamaması da cabası. bu çocuk çok yetenekliydi arda'nın da dediği gibi burası su götürmez bir gerçek. lakin olaylar gelişti ve sonuç ortada...
burada kendimce bir tespit yapmak istiyorum parantez içinde, şimdi aydın doğma büyüme istanbullu, anadolunun bağrından kopup gelmiş tırnaklarıyla kazıya kazıya bulunduğu yere ulaşmış biri değil, türkiye ortalamasına göre daha iyi şartlarda büyümüş ve yetişmiş. sahadaki tavırlarından da anlaşılacağı üzere efendi ve içine kapanık biri. olumlu olarak ta, olumsuz olarak ta çok dışa dönük değil. fakat parladığı sezon tekniği ve hırsı ile büyülüyordu. bence iki sebep bugünkü tablonun ortaya çıkmasına sebep oldu, birincisi yaşadığı sakatlıklar ve az forma şansı bulması onu futboldan soğuttu, fiziksel gelişimini etkiledi, gerilemesine neden oldu. ikincisi, tüm bir sezonu kiralık olarak iki farklı kulüpte geçirmesini belki de altyapısından yetiştiği kulübün kendisine karşı yaptığı bir ihanet olarak algıladı* ve bu da hırsını ve kulübüne olan bağlılığını etkiledi. geçen sene attığı gollere* doğru düzgün sevinmemesi bile ilginç bir ayrıntı gözümde. yani haklı haksız durumu yok ortada, futbolcu dediğimiz de insan sonuçta, olaylar bu yönde gelişti ve genç aydın hırsını yitirmiş ve fiziksel olarak zayıflamış fakat hala "genç" bir futbolcu olarak bugünlere geldi.
kendimi çok nadiren yine bir genç yeteneği harcamış fenerbahçe kulübünün taraftarı gibi hissediyorum, daha doğrusu öyle mi hissetmeliyim diye ikileme düşüyorum fakat şurası gerçek ki öyle veya böyle ben eski aydın'ı çok ama çok özlüyorum...
bence buraya kadarmış*, umarım kendisi mutlu olur ileride... kendisine kimi zaman çok kızsam da hiçbir zaman nefretle hatırlamayacağım...
işte bu futbolcu galatasarayımızın henüz 17'sindeki genç yeteneği * idi. heyecan veren bir tekniğe sahip, süratli ve uzaktan şut atabilen gelecek vaadeden bir futbolcuydu. erik gerets ile geldi ve yine erik gerets gitmeden önce kayboldu. o günden beri yok bu aslan meydanda. kim bilir belki yaşadığı sakatlıklar soğuttu onu futboldan, belki de tüm sezonu kiralık olarak geçirmek bitirdi içindeki aslanı. parladığı sezonu takip eden 2 sezon boyunca orada veya burada yeterince forma şansı bulamaması da cabası. bu çocuk çok yetenekliydi arda'nın da dediği gibi burası su götürmez bir gerçek. lakin olaylar gelişti ve sonuç ortada...
burada kendimce bir tespit yapmak istiyorum parantez içinde, şimdi aydın doğma büyüme istanbullu, anadolunun bağrından kopup gelmiş tırnaklarıyla kazıya kazıya bulunduğu yere ulaşmış biri değil, türkiye ortalamasına göre daha iyi şartlarda büyümüş ve yetişmiş. sahadaki tavırlarından da anlaşılacağı üzere efendi ve içine kapanık biri. olumlu olarak ta, olumsuz olarak ta çok dışa dönük değil. fakat parladığı sezon tekniği ve hırsı ile büyülüyordu. bence iki sebep bugünkü tablonun ortaya çıkmasına sebep oldu, birincisi yaşadığı sakatlıklar ve az forma şansı bulması onu futboldan soğuttu, fiziksel gelişimini etkiledi, gerilemesine neden oldu. ikincisi, tüm bir sezonu kiralık olarak iki farklı kulüpte geçirmesini belki de altyapısından yetiştiği kulübün kendisine karşı yaptığı bir ihanet olarak algıladı* ve bu da hırsını ve kulübüne olan bağlılığını etkiledi. geçen sene attığı gollere* doğru düzgün sevinmemesi bile ilginç bir ayrıntı gözümde. yani haklı haksız durumu yok ortada, futbolcu dediğimiz de insan sonuçta, olaylar bu yönde gelişti ve genç aydın hırsını yitirmiş ve fiziksel olarak zayıflamış fakat hala "genç" bir futbolcu olarak bugünlere geldi.
kendimi çok nadiren yine bir genç yeteneği harcamış fenerbahçe kulübünün taraftarı gibi hissediyorum, daha doğrusu öyle mi hissetmeliyim diye ikileme düşüyorum fakat şurası gerçek ki öyle veya böyle ben eski aydın'ı çok ama çok özlüyorum...
bence buraya kadarmış*, umarım kendisi mutlu olur ileride... kendisine kimi zaman çok kızsam da hiçbir zaman nefretle hatırlamayacağım...