19
------ lose the battle win the war* ------
sun-tzu, savas sanati* kitabinda bu cumleye yer verir. kitabin milattan once 6. yuzyilda yazildigi ve bugun hala askeri akademilerde okutuldugu dusunulurse cok gecerli bir mantiktir; catismayi kaybedip savasi kazanmak. profesyonellik sifati ile, futbolcularin insan oldugunu unutmak, sadece bize has bir ozellik olmali. o futbolcular da, ne kadar sen gavur diye asagilasan da, insanlar, evet evet senin benim gibi insanlar. sen nasil aileni, karini, cocugunu ozluyorsun, onlar da ozluyor, sen nasil uzulup seviniyorsun onlar da ayni duygulari yasiyor. sirf profesyonel diye bu insanlara robot muamelesi yapmak cok yanlis bir tutum.
ozellikle suan medyada cikan haberlere bakiyorum, herkesin agzinda sakiz olmus yabancilar izinli yerliler niye oynuyor diye. oncelikle federasyonun senin dini bayramlarinda mac oynatmasi, yabancilara da noel izni verilmemesini hakli kilmaz; bu mantilkla o argumana bir son verelim. ama burada anlatmak istedigim olay bundan cok daha onemli; bu futbolcularin morale ihtiyaci var. bu futbolcularin, noel'i aileleri ile gecirmedikleri takdirde yasayacaklari moral bozuklugu mutlaka bizim 2. yari performansimiza yansiyacakti. ziraat turkiye kupasi, ilk maci inanin bana kazanmamiz gereken bir mucadele degil, kaybetmemiz durumunda dunyanin sonu gelmiyor.telafi etmek icin onumuzde yeteri kadar sans olacak. avrupa'nin onde gelen klupleri, ozellikle ingilizler, genellikle boyle maclara yedek veya genc kadrolariyla cikiyorlar, bu yedek veya genc futbolculara hem kendilerini gostermek icin firsat oluyor hem de as oyuncular yorucu sezon maratonunda* dinlenmis oluyor. futbolda surekli inanilan sey, asil antremanin maclar oldugudur, boyle maclar oynadikca super lig'e hazirlanacak elimizdeki genc yetenekler, misal berkin arslan. genclerin onu kesiliyor geyigi var ya, ki o da ayri entry konusudur, onun sorumlusu kluplere her maci kazanmak icin cikmalisiniz baskisini kuran taraftarlardir.
giristik, gelistirdik simdi de sonuc yazalim; rakiplerinin aksine surekli calisan bir altyapiya sahip galatasaray futbol takimi, bu alt yapidan yetisen oyunculara dalda yetisti aa olmus bu diyerek ilk 11e koyamayiz onlarin pismesi lazim, onlari pismesinin firsat bedeli bazen mac kaybetmek olabilir ama uzun vadede cok daha buyuk basarilar, getirecektir. ayni sekilde takimin as oyunculari icinde konusabiliriz. seni en az 20 mac, karim hasta, cocugum dustu, demeden sirtinda tasiyan adamlara sen bir mac izin veremiyorsan zaten daha buyuk problemlerimiz var demektir.
bundan sonra galatasaray her maci kazanmak icin sahaya cikar yerine surekli olarak bunu tekrarlayalim, onemli olan catismalari degil, savasi kazanmaktir.
------ lose the battle win the war* ------
sun-tzu, savas sanati* kitabinda bu cumleye yer verir. kitabin milattan once 6. yuzyilda yazildigi ve bugun hala askeri akademilerde okutuldugu dusunulurse cok gecerli bir mantiktir; catismayi kaybedip savasi kazanmak. profesyonellik sifati ile, futbolcularin insan oldugunu unutmak, sadece bize has bir ozellik olmali. o futbolcular da, ne kadar sen gavur diye asagilasan da, insanlar, evet evet senin benim gibi insanlar. sen nasil aileni, karini, cocugunu ozluyorsun, onlar da ozluyor, sen nasil uzulup seviniyorsun onlar da ayni duygulari yasiyor. sirf profesyonel diye bu insanlara robot muamelesi yapmak cok yanlis bir tutum.
ozellikle suan medyada cikan haberlere bakiyorum, herkesin agzinda sakiz olmus yabancilar izinli yerliler niye oynuyor diye. oncelikle federasyonun senin dini bayramlarinda mac oynatmasi, yabancilara da noel izni verilmemesini hakli kilmaz; bu mantilkla o argumana bir son verelim. ama burada anlatmak istedigim olay bundan cok daha onemli; bu futbolcularin morale ihtiyaci var. bu futbolcularin, noel'i aileleri ile gecirmedikleri takdirde yasayacaklari moral bozuklugu mutlaka bizim 2. yari performansimiza yansiyacakti. ziraat turkiye kupasi, ilk maci inanin bana kazanmamiz gereken bir mucadele degil, kaybetmemiz durumunda dunyanin sonu gelmiyor.telafi etmek icin onumuzde yeteri kadar sans olacak. avrupa'nin onde gelen klupleri, ozellikle ingilizler, genellikle boyle maclara yedek veya genc kadrolariyla cikiyorlar, bu yedek veya genc futbolculara hem kendilerini gostermek icin firsat oluyor hem de as oyuncular yorucu sezon maratonunda* dinlenmis oluyor. futbolda surekli inanilan sey, asil antremanin maclar oldugudur, boyle maclar oynadikca super lig'e hazirlanacak elimizdeki genc yetenekler, misal berkin arslan. genclerin onu kesiliyor geyigi var ya, ki o da ayri entry konusudur, onun sorumlusu kluplere her maci kazanmak icin cikmalisiniz baskisini kuran taraftarlardir.
giristik, gelistirdik simdi de sonuc yazalim; rakiplerinin aksine surekli calisan bir altyapiya sahip galatasaray futbol takimi, bu alt yapidan yetisen oyunculara dalda yetisti aa olmus bu diyerek ilk 11e koyamayiz onlarin pismesi lazim, onlari pismesinin firsat bedeli bazen mac kaybetmek olabilir ama uzun vadede cok daha buyuk basarilar, getirecektir. ayni sekilde takimin as oyunculari icinde konusabiliriz. seni en az 20 mac, karim hasta, cocugum dustu, demeden sirtinda tasiyan adamlara sen bir mac izin veremiyorsan zaten daha buyuk problemlerimiz var demektir.
bundan sonra galatasaray her maci kazanmak icin sahaya cikar yerine surekli olarak bunu tekrarlayalim, onemli olan catismalari degil, savasi kazanmaktir.
------ lose the battle win the war* ------