alisson ramses becker

kendisi çok iyi bir kaleci olmakla beraber modern kaleci nasıl olmalı diye bir ders veremez. modern kalecilik diye bir durum da yoktur. ayaklarının iyi olması bir tanrı vergisidir ve senin yapacağın bir şey yoktur. ayağı iyi, topu oyuna güzel sokuyor diye kimse kaleci yapılmaz, önce kalecilik yeteneği olması gerekir. bu kadar iyi topu oyuna sokmasa da liverpool kalecisi olabilirdi. o kurtarışları yapacak yeteneği olmasa liverpol kalecisi olmazdı. muslera iyi bir kalecidir ve topu oyuna alisson kadar iyi sokamamasi onun suçu değildir. aradaki fark doğuştan gelir.

edit: topu 30 metreden 50 metreye atmak antrenman ve kas gelişimi ile alakalıdır. ama 3 metreye bile düzgün top atabilmek yetenek meselesidir. david beckham'in en büyük özelliği 90 metre bile olsa adamın ayağına topu indirebilmesiydi bunu yapıyor diye kaleye mi koymak lazımdı. pas atabilmek özel bir yetenektir, calisma ile elde edilmez. joe hart keçinin olmadığı yerdeki abdurrahman çelebi bile değildir. çok kötü bir kalecidir. beşiktaş'ın gönderdiği fabri'nin de ayağı fena değildi ama fulham takımında hatta bjk dışında neredeyse hiç bir yerde oynayamadı.

edit2: futbol ayakla oynanan bir oyun olmasına rağmen kaleciler için elle oynanan bir oyundur ve ayaklar ikincil pozisyondadır. ayaklarını da iyi kullanan kaleciler her zaman vardır ama özel bir durumdur. de gea ya da courtois mükemmel kalecilerdir ama alisson ya da neuer gibi ayaklarına hakim değildir. modern futbol geyigine göre büyük takımların kalesini korumamalari gerekir. mahalle arasında futbol oynarken topla arası en yeteneksiz kaleye konur ya da gerçekten kaleciligi içinde hisseden gecer. içinde hissedenlerden ayakları iyi olanda çıkar. ama yeneksizlerden iyi kaleci ciksa da iyi pasör çıkmaz.