1353
kendisinin kiralık geçirdiği dönem hakkında yazacak çok şey var. 3-4 farklı onyekuru izlettirdi bize.
ilk geldiği dönemde özellikle geçen sene yaşadığı diz sakatlığı, ardından ilk milli takım arasında yaşadığı sakatlığın da etkisiyle ciddi anlamda temastan kaçan, ürkek bir onyekuru vardı. bildiğin temastan kaçıyordu adam. hatta schalke deplasmanında kaleciye çok rahat kırmızı kart aldırabileceği, yada aşırtıp gol atabileceği bir pozisyonda aman kaleciyle çarpışıp sakatlanmayayım diye yavaşlamıştı.
takıma tam anlamıyla girişi garry rodrigues'in formsuzluğu ve cezası sayesinde oldu. bu dönemde milli takımda yaşadığı sakatlık nedeniyle biraz güçsüz gibiydi. kırılma anlarında maçı kopartacak golleri cılız vuruşlarla kaçırdı ve o toplar hep dönüp kalemizde gol oldu.
garry rodrigues'in gitmesiyle banko 11 oyuncusu bir onyekuru izlemeye başladık. ancak takım 8 puan geri düşmüştü. onyekuru bu takımdan nasılsa bişey olmayacak. ben istatistik kasayım diye oynuyordu. farka giden maçlarda averaj yapmak için gösterdiği çabayı düğüm anlarında düğümü açmak için göstermiyordu. farkı 3 e çıkarak golü atmak için gösterdiği hırs ile skoru dengeye getirecek golü atmak için gösterdiği hırs aynı değildi. özellikle bu dönemde hücumda sergilediği bencil davranışlar taraftarı çileden çıkartmıştı. ancak onyekuru bu dönemde bile savunmasına yardıma geliyordu. bunu da belirtmek lazım.
sonra final haftalarına yaklaştık. ufukta şampiyonluk ihtimali belirdi. bu ihtimal belirince onyekuru bencilliklerini azaltmasa da ben istatistiğimi kasıp everton'a döneyim değil de şampiyonluk yaşayayım düşüncesi ile takım hesabına oynamaya başladık. kritik maçlarda kritik goller attı. bir buradan ne topçuları derbi golü atamadan gönderdik. onyekuru gencecik yaşında hem fenerbahçe hem beşiktaş'a hem de şampiyonluk maçında başakşehir'e gol atarak çok kritik bir iş yaptı. dahası bu süreçte kendi hesabına oynayan bencil bir oyuncudan çok daha fazla takım oyuncusu izlenimi verdi. eski sakatlıklarından kaynaklı o ürkekliği de ciddi anlamda atmıştı.
iyi sinyaller vererek başlayıp, istatistiklere rağmen son derece kötü giderken tam bir peri masalına dönüşerek sonlandı onyekuru'nun hikayesi. ve onyekuru gösterdi ki 1-2 sene daha ciddi sakatlık yaşamadan oynarsa gerçekten çok çok iyi yerlere gelecek bir potansiyele sahip.
ilk geldiği dönemde özellikle geçen sene yaşadığı diz sakatlığı, ardından ilk milli takım arasında yaşadığı sakatlığın da etkisiyle ciddi anlamda temastan kaçan, ürkek bir onyekuru vardı. bildiğin temastan kaçıyordu adam. hatta schalke deplasmanında kaleciye çok rahat kırmızı kart aldırabileceği, yada aşırtıp gol atabileceği bir pozisyonda aman kaleciyle çarpışıp sakatlanmayayım diye yavaşlamıştı.
takıma tam anlamıyla girişi garry rodrigues'in formsuzluğu ve cezası sayesinde oldu. bu dönemde milli takımda yaşadığı sakatlık nedeniyle biraz güçsüz gibiydi. kırılma anlarında maçı kopartacak golleri cılız vuruşlarla kaçırdı ve o toplar hep dönüp kalemizde gol oldu.
garry rodrigues'in gitmesiyle banko 11 oyuncusu bir onyekuru izlemeye başladık. ancak takım 8 puan geri düşmüştü. onyekuru bu takımdan nasılsa bişey olmayacak. ben istatistik kasayım diye oynuyordu. farka giden maçlarda averaj yapmak için gösterdiği çabayı düğüm anlarında düğümü açmak için göstermiyordu. farkı 3 e çıkarak golü atmak için gösterdiği hırs ile skoru dengeye getirecek golü atmak için gösterdiği hırs aynı değildi. özellikle bu dönemde hücumda sergilediği bencil davranışlar taraftarı çileden çıkartmıştı. ancak onyekuru bu dönemde bile savunmasına yardıma geliyordu. bunu da belirtmek lazım.
sonra final haftalarına yaklaştık. ufukta şampiyonluk ihtimali belirdi. bu ihtimal belirince onyekuru bencilliklerini azaltmasa da ben istatistiğimi kasıp everton'a döneyim değil de şampiyonluk yaşayayım düşüncesi ile takım hesabına oynamaya başladık. kritik maçlarda kritik goller attı. bir buradan ne topçuları derbi golü atamadan gönderdik. onyekuru gencecik yaşında hem fenerbahçe hem beşiktaş'a hem de şampiyonluk maçında başakşehir'e gol atarak çok kritik bir iş yaptı. dahası bu süreçte kendi hesabına oynayan bencil bir oyuncudan çok daha fazla takım oyuncusu izlenimi verdi. eski sakatlıklarından kaynaklı o ürkekliği de ciddi anlamda atmıştı.
iyi sinyaller vererek başlayıp, istatistiklere rağmen son derece kötü giderken tam bir peri masalına dönüşerek sonlandı onyekuru'nun hikayesi. ve onyekuru gösterdi ki 1-2 sene daha ciddi sakatlık yaşamadan oynarsa gerçekten çok çok iyi yerlere gelecek bir potansiyele sahip.
