67
biri benim bu yazarlardan.
2003'ten beri, galatasaray maçıyla çakışmadığı sürece hemen her liverpool fc maçını da izlemişimdir. yani sadece başarılı olduğu için, romantizm ayağına falan değil. öyle olsam liverpoolla niye uğraşayım hem, bu alanda dünyanın en yetersiz kulüplerinden biri. kaybetmek adamlar için bir yaşam biçimi, her şekilde kaybediyorlar zaten. öyle kaybediyorlar ki, loserpool diye çağırıyorlar ingiltere'de.
benim takip etme amacım tamamen steven gerrard'dı. çocukken hayrandım, hala da çok severim. sevmeyenlere de "make us dream" belgesini izlemelerini öneririm. klas adamdı.
takip etme nedenlerimden ikincisi de; ülkede her alanı olduğu gibi, futbolu da bok götürdüğünü düşünüyorum. türkiye'de oynanan oyundan, taraftardan, basından, hakemlerden, yöneticilerden, oyunculardan vs keyif almıyorum. benim için galatasaray olmasa çekilecek dert değil cidden. bu sebeple premier lig'i izliyorum uzun süredir. izlerken de; ister istemez bir takıma sempati duyuyor insan. bu ingiltere değil de, fransa olsa ben yine bulurdum kendime sempatiyle bakacak takım. yoksa tadı çıkmaz.
son olarak; hem liverpool'u destekleyen kesimin abartılarından, hem de bu kesimden rahatsız olan antilerden nefret etmeye başlıyor insan bir süre sonra. herkes galatasaraylı, herkes futbolu seviyor. milletin eğlencelerine, sempati duyacağı takıma, sevmeyeceği takıma bu kadar müdahale etmek zorunda mıyız cidden?
2003'ten beri, galatasaray maçıyla çakışmadığı sürece hemen her liverpool fc maçını da izlemişimdir. yani sadece başarılı olduğu için, romantizm ayağına falan değil. öyle olsam liverpoolla niye uğraşayım hem, bu alanda dünyanın en yetersiz kulüplerinden biri. kaybetmek adamlar için bir yaşam biçimi, her şekilde kaybediyorlar zaten. öyle kaybediyorlar ki, loserpool diye çağırıyorlar ingiltere'de.
benim takip etme amacım tamamen steven gerrard'dı. çocukken hayrandım, hala da çok severim. sevmeyenlere de "make us dream" belgesini izlemelerini öneririm. klas adamdı.
takip etme nedenlerimden ikincisi de; ülkede her alanı olduğu gibi, futbolu da bok götürdüğünü düşünüyorum. türkiye'de oynanan oyundan, taraftardan, basından, hakemlerden, yöneticilerden, oyunculardan vs keyif almıyorum. benim için galatasaray olmasa çekilecek dert değil cidden. bu sebeple premier lig'i izliyorum uzun süredir. izlerken de; ister istemez bir takıma sempati duyuyor insan. bu ingiltere değil de, fransa olsa ben yine bulurdum kendime sempatiyle bakacak takım. yoksa tadı çıkmaz.
son olarak; hem liverpool'u destekleyen kesimin abartılarından, hem de bu kesimden rahatsız olan antilerden nefret etmeye başlıyor insan bir süre sonra. herkes galatasaraylı, herkes futbolu seviyor. milletin eğlencelerine, sempati duyacağı takıma, sevmeyeceği takıma bu kadar müdahale etmek zorunda mıyız cidden?