4650
yıllarca sinan'ı desteklemiştim. pişmanım.
bitiriciliği iyi, fiziği güçlü, maliyeti düşük, yaşı genç, kayserispor'da olsa istanbul takımlarına 10 milyona satmaya çalışırlardı, elimizdeki bir değer diye düşündüm hep. bugüne kadar süper ligde 30 maçlık sürede 19 gol atmış, demek ki herhangi bir süper lig takımının kadrosunda yer alabilecek yeteneği ve performansı var diyordum. almanya'dan geldiği için ülkenin kültürüne uyum sağlayamadı, büyük takıma geldiği için zorluk yaşıyordur, iletişim konusunda sıkıntıları olduğu için yalnız kaldı, genç olduğu için karakteri oturmadı ama alışır dedim. avrupa'da yaşayan genç türkleri alman kulüplerinin altyapılardan kulübümüze kazandırıp en azından zamanla rotasyon oyuncusu yapalım, sinan da örnek olsun istedim. kanatta iyi oynamıyordu ama belki santrfor olarak ileride burak gibi iyi bir golcü olur sandım.
geçmişte menajerinin kulübe yaptığı şantajı, maçta taraftarlara attığı tripleri ve girdiği çirkin diyalogları unuttuk diyelim. tüm kulübün en çok kazanmak istediği, şampiyonluk için çok önemli bir maçtan önce onu desteklemeye gelen taraftarları aşağıladını gördük. yaşı genç, geleceği var dedik ama kariyerinde ligde 30 maçlık süresi olan bu adam artık 26 yaşına girdi. belki iyi santrfor olabilir diye düşündük, santrfor oynadığı zaman eren'i bile arattı. çalışıp kendisini geliştirir diye bekledik ama sözleşmesinin son senesinde bile takımda hücum oyuncusu olmadığı için mecbur kalıp oynattığımız maçlarda en ufak bir çaba bile göstermedi.
bazı futbolcular vardır, galatasaray'da oynadıktan sonra hayatı boyunca ''galatasaraylı'' diye anılır. bazısı da ''bu bir ara galatasaray'da oynamıştı sanki'' diye zor hatırlanır. sinan, galatasaray'dan ayrıldıktan sonra herşeye rağmen iyi kötü bir futbol kariyeri olacak ama 5 yıl galatasaray'ın futbolcusu olmasına rağmen asla ''galatasaraylı sinan'' olarak anılmayacak.
bitiriciliği iyi, fiziği güçlü, maliyeti düşük, yaşı genç, kayserispor'da olsa istanbul takımlarına 10 milyona satmaya çalışırlardı, elimizdeki bir değer diye düşündüm hep. bugüne kadar süper ligde 30 maçlık sürede 19 gol atmış, demek ki herhangi bir süper lig takımının kadrosunda yer alabilecek yeteneği ve performansı var diyordum. almanya'dan geldiği için ülkenin kültürüne uyum sağlayamadı, büyük takıma geldiği için zorluk yaşıyordur, iletişim konusunda sıkıntıları olduğu için yalnız kaldı, genç olduğu için karakteri oturmadı ama alışır dedim. avrupa'da yaşayan genç türkleri alman kulüplerinin altyapılardan kulübümüze kazandırıp en azından zamanla rotasyon oyuncusu yapalım, sinan da örnek olsun istedim. kanatta iyi oynamıyordu ama belki santrfor olarak ileride burak gibi iyi bir golcü olur sandım.
geçmişte menajerinin kulübe yaptığı şantajı, maçta taraftarlara attığı tripleri ve girdiği çirkin diyalogları unuttuk diyelim. tüm kulübün en çok kazanmak istediği, şampiyonluk için çok önemli bir maçtan önce onu desteklemeye gelen taraftarları aşağıladını gördük. yaşı genç, geleceği var dedik ama kariyerinde ligde 30 maçlık süresi olan bu adam artık 26 yaşına girdi. belki iyi santrfor olabilir diye düşündük, santrfor oynadığı zaman eren'i bile arattı. çalışıp kendisini geliştirir diye bekledik ama sözleşmesinin son senesinde bile takımda hücum oyuncusu olmadığı için mecbur kalıp oynattığımız maçlarda en ufak bir çaba bile göstermedi.
bazı futbolcular vardır, galatasaray'da oynadıktan sonra hayatı boyunca ''galatasaraylı'' diye anılır. bazısı da ''bu bir ara galatasaray'da oynamıştı sanki'' diye zor hatırlanır. sinan, galatasaray'dan ayrıldıktan sonra herşeye rağmen iyi kötü bir futbol kariyeri olacak ama 5 yıl galatasaray'ın futbolcusu olmasına rağmen asla ''galatasaraylı sinan'' olarak anılmayacak.
