67
radyo yayınlarını sürekli dinleyenler için, mustafa cengiz’in ibra edilmeme olayı hakkındaki görüşleri şaşırtmayan kişilik.
“başkanın bazı söylem ve eylemleri gerçekten yanlış.” cümlesinin ardından, “neler mesela somut örnek versene?” diye sorulsa cevap veremez. almış yanına ağzından çıkacak kelimeleri yere düşmeden kapmaya çalışan iki tane adam, rahat rahat konuşur radyosunda.
geldiğinden beri kulübün borçlarını arttırmaktan başka bir şey yapmamış, sezon başından beri küme düşme potasında sürünen fenerbahçe’ye en rezalet, en kepaze ve en yüz kızartıcı sezonlarından birisini yaşatan, her mikrofon uzatıldığında ortamı germek içim kasıtlı bir şekilde rakibine laf atan, “asla yapmam!” dediklerini yapmakta hiçbir beis görmeyen, ulusal ve uluslararası kurum ve kurullarda rakibine çelme takmak için legal ve çok daha büyük çoğunlukla illegal her türlü yolu deneyip ayak oyunlarından geri durmayan, rakibinin bir çok transfer girişiminde ahlaksızca ve göstermelik devreye girip ortalığı karıştırmak salt amacıyla mükemmel vizyoner politikalar izleyen ali koç hakkında herhangi bir eleştiri duyamazsınız bu adamdan. fakat mustafa cengiz sözkonusu olduğunda, harika bir iş yapmış olsa dahi, “mustafa cengiz ve yönetiminin galatasaray’ı yönetme konusunda yetersiz olduğu çok açık ama...” gibi cümlelerle planlı ve sürekli bir itibarsızlaştırma politikası izleyen fenerbahçe genel kurul üyesidir.
aslında tüm kamuoyunun ali koç’tan beklediği başkanlık profilini geçtiğimiz 14 ay içerisinde mustafa cengiz ortaya koymuştur. türkiye’deki her daim gergin rekabet ateşine benzin dökmemiş, kimse hakkında bel altı konuşmamış, iftira atmamıştır. bunun yanında sportif başarıya ulaşmış (şampiyonluk), mali anlamda kulübün en zor ve sıkıntılı süreçlerinden birinden alnının akıyla çıkmayı başarmış, üstüne kulübü kâra geçirmiştir. şayet bunları ali koç yapmış olsaydı barış ertül ve onun gibiler dünyada emsali görülmemiş bir spor kulübü başkanı diye pazarlarlardı fakat ali koç beklediklerine ve istediklerine cevap veremeyince, tipik bir fenerbahçeli davranışı olarak karşısındakine pislik atma politikası izlemektedirler. yukarıda bahsettiğim gibi “mustafa cengiz şöyle kötü, böyle yetersiz” derler ama somut ve sizi bu fikre ikna edecek herhangi bir veri yoktur ellerinde.
ibra edilmeme olayından sonraki fotoğraf olaylarına gelince, umarım bir gün radyo spor çalışanları ya da fenerbahçe’de bir yerlere gelirsen genel kurul üyeleri de seninle alakalı orta parmak gösterip dil çıkarmalı fotoğraflar paylaşıp ana bacı söverler. o zaman görürüm bu sinsi hedef saptırma çabalarını.
“başkanın bazı söylem ve eylemleri gerçekten yanlış.” cümlesinin ardından, “neler mesela somut örnek versene?” diye sorulsa cevap veremez. almış yanına ağzından çıkacak kelimeleri yere düşmeden kapmaya çalışan iki tane adam, rahat rahat konuşur radyosunda.
geldiğinden beri kulübün borçlarını arttırmaktan başka bir şey yapmamış, sezon başından beri küme düşme potasında sürünen fenerbahçe’ye en rezalet, en kepaze ve en yüz kızartıcı sezonlarından birisini yaşatan, her mikrofon uzatıldığında ortamı germek içim kasıtlı bir şekilde rakibine laf atan, “asla yapmam!” dediklerini yapmakta hiçbir beis görmeyen, ulusal ve uluslararası kurum ve kurullarda rakibine çelme takmak için legal ve çok daha büyük çoğunlukla illegal her türlü yolu deneyip ayak oyunlarından geri durmayan, rakibinin bir çok transfer girişiminde ahlaksızca ve göstermelik devreye girip ortalığı karıştırmak salt amacıyla mükemmel vizyoner politikalar izleyen ali koç hakkında herhangi bir eleştiri duyamazsınız bu adamdan. fakat mustafa cengiz sözkonusu olduğunda, harika bir iş yapmış olsa dahi, “mustafa cengiz ve yönetiminin galatasaray’ı yönetme konusunda yetersiz olduğu çok açık ama...” gibi cümlelerle planlı ve sürekli bir itibarsızlaştırma politikası izleyen fenerbahçe genel kurul üyesidir.
aslında tüm kamuoyunun ali koç’tan beklediği başkanlık profilini geçtiğimiz 14 ay içerisinde mustafa cengiz ortaya koymuştur. türkiye’deki her daim gergin rekabet ateşine benzin dökmemiş, kimse hakkında bel altı konuşmamış, iftira atmamıştır. bunun yanında sportif başarıya ulaşmış (şampiyonluk), mali anlamda kulübün en zor ve sıkıntılı süreçlerinden birinden alnının akıyla çıkmayı başarmış, üstüne kulübü kâra geçirmiştir. şayet bunları ali koç yapmış olsaydı barış ertül ve onun gibiler dünyada emsali görülmemiş bir spor kulübü başkanı diye pazarlarlardı fakat ali koç beklediklerine ve istediklerine cevap veremeyince, tipik bir fenerbahçeli davranışı olarak karşısındakine pislik atma politikası izlemektedirler. yukarıda bahsettiğim gibi “mustafa cengiz şöyle kötü, böyle yetersiz” derler ama somut ve sizi bu fikre ikna edecek herhangi bir veri yoktur ellerinde.
ibra edilmeme olayından sonraki fotoğraf olaylarına gelince, umarım bir gün radyo spor çalışanları ya da fenerbahçe’de bir yerlere gelirsen genel kurul üyeleri de seninle alakalı orta parmak gösterip dil çıkarmalı fotoğraflar paylaşıp ana bacı söverler. o zaman görürüm bu sinsi hedef saptırma çabalarını.
