33517
oyunun kalitesi, taktik ve teknik analizinden önce tabelaya bakalım: harika bir başlangıç skoru, 0-2… deplasmanda arnavutluk’u iki güzel golle yendik. şimdi şenol hoca’nın da futbolcularımızın da başı dimdik!.
kim bilir, bu başlangıç belki de uzun süredir keyifsiz ve sıkıntılı sonuçlarla hepimizi tedirgin eden milli takım’da parlak bir geleceğin müjdesidir… olabilir mi? elbette… neden olmasın.
maçın on biri tartışmalarla, heyecanlı yorumlarla hepimizi meraklandırdı. şenol hoca, cenk tosun ve burak yılmaz’ı birlikte ileri uçta oyuna sürüyor, onların arkasında hakan çalhanoğlu ile bir hücum organizatörünü kullanıyordu. tamam, iyi de… orta alanda ne yapıyorduk? orada mahmut tekdemir, emre belözoğlu, okay yokuşlu gibi hem uyumlu, hem usta, hem de yaratıcı ayaklar vardı. hakça söyleyelim… onlar hiç telaşlanmadan, sakin ve telaşsız bir işbirliğiyle hem tempoyu düşürdüler, hem baskı yaptılar, hem de baskıya karşı direnerek, savunmaya da yardım ederek tam anlamıyla bir komuta merkezi oluşturdular.
milli takım’ın sıkıntılı yanı, geri dörtlüde gözleniyordu. yorgun emektarımız gökhan gönül; kaan ayhan, merih demiral ve hasan ali kaldırım arnavutluk ataklarında, evet, görevlerini yaptılar. sonradan zeki çelik’in gökhan gönül’ün yerini almasıyla milli takım’ın direnci daha da arttı. ne var ki topu kazandıklarında kendi aralarında bıktırıcı pas tekrarlarıyla sonunda kaleci mert günok’a dönmeleri çok riskli ve soğutucu durumlara yol açtı. italya’daki başarılı kardeşimiz merih, topu oyuna sokmada kendinden beklenen katkıyı sağlayamadı. yine de kaan ayhan’la ikisi, ozan kabak’ı kenarda bekleten şenol hoca’yı da pişman etmediler.
bu maça çıkarken cenk tosun’un kenarda bekleyebileceğini düşünüyorduk. burak yılmaz’la ikisi çift santrfor oynamaya çok alışkın değildi. ancak ilk golde gördük ki cenk tosun- burak yılmaz uyumu ve etkinliği, beklenenden fazlasıyla gerçekleşti.
burak’ın attığı ilk golün öyküsü, mahmut tekdemir’in rakip ceza alanı sınırında djimsiti’ye pres yaparak topu kapmasıyla başladı. sonrasında mahmut tekdemir-burak yılmaz-cenk tosun-burak yılmaz biçiminde oluşan pas zinciri milli takım’ı rahatlatan golü getirdi. ikinci yarıda fazla bekletmeden üç puanı güvence altına alan ikinci golü de hakan çalhanoğlu, attı. herkesin bekleneni fazlasıyla verdiği, aksaklıklara rağmen özgüvenle, keyifle oynadığı bir maç izledik. eleştiri için yazmıyorum ama, yusuf yazıcı’nın da oyuna katılmasıyla çok daha etkin ve tehdit edici bir oyun sergileyebilirdi milli takım. her neyse, çok maç var oynanacak… ayağınıza sağlık çocuklar. alkışlarla şenol hocam!
atilla gökçe
22 mart 2019 arnavutluk türkiye maçı
kim bilir, bu başlangıç belki de uzun süredir keyifsiz ve sıkıntılı sonuçlarla hepimizi tedirgin eden milli takım’da parlak bir geleceğin müjdesidir… olabilir mi? elbette… neden olmasın.
maçın on biri tartışmalarla, heyecanlı yorumlarla hepimizi meraklandırdı. şenol hoca, cenk tosun ve burak yılmaz’ı birlikte ileri uçta oyuna sürüyor, onların arkasında hakan çalhanoğlu ile bir hücum organizatörünü kullanıyordu. tamam, iyi de… orta alanda ne yapıyorduk? orada mahmut tekdemir, emre belözoğlu, okay yokuşlu gibi hem uyumlu, hem usta, hem de yaratıcı ayaklar vardı. hakça söyleyelim… onlar hiç telaşlanmadan, sakin ve telaşsız bir işbirliğiyle hem tempoyu düşürdüler, hem baskı yaptılar, hem de baskıya karşı direnerek, savunmaya da yardım ederek tam anlamıyla bir komuta merkezi oluşturdular.
milli takım’ın sıkıntılı yanı, geri dörtlüde gözleniyordu. yorgun emektarımız gökhan gönül; kaan ayhan, merih demiral ve hasan ali kaldırım arnavutluk ataklarında, evet, görevlerini yaptılar. sonradan zeki çelik’in gökhan gönül’ün yerini almasıyla milli takım’ın direnci daha da arttı. ne var ki topu kazandıklarında kendi aralarında bıktırıcı pas tekrarlarıyla sonunda kaleci mert günok’a dönmeleri çok riskli ve soğutucu durumlara yol açtı. italya’daki başarılı kardeşimiz merih, topu oyuna sokmada kendinden beklenen katkıyı sağlayamadı. yine de kaan ayhan’la ikisi, ozan kabak’ı kenarda bekleten şenol hoca’yı da pişman etmediler.
bu maça çıkarken cenk tosun’un kenarda bekleyebileceğini düşünüyorduk. burak yılmaz’la ikisi çift santrfor oynamaya çok alışkın değildi. ancak ilk golde gördük ki cenk tosun- burak yılmaz uyumu ve etkinliği, beklenenden fazlasıyla gerçekleşti.
burak’ın attığı ilk golün öyküsü, mahmut tekdemir’in rakip ceza alanı sınırında djimsiti’ye pres yaparak topu kapmasıyla başladı. sonrasında mahmut tekdemir-burak yılmaz-cenk tosun-burak yılmaz biçiminde oluşan pas zinciri milli takım’ı rahatlatan golü getirdi. ikinci yarıda fazla bekletmeden üç puanı güvence altına alan ikinci golü de hakan çalhanoğlu, attı. herkesin bekleneni fazlasıyla verdiği, aksaklıklara rağmen özgüvenle, keyifle oynadığı bir maç izledik. eleştiri için yazmıyorum ama, yusuf yazıcı’nın da oyuna katılmasıyla çok daha etkin ve tehdit edici bir oyun sergileyebilirdi milli takım. her neyse, çok maç var oynanacak… ayağınıza sağlık çocuklar. alkışlarla şenol hocam!
atilla gökçe
22 mart 2019 arnavutluk türkiye maçı