14
istanbulspor'un, aykut kocaman, oğuz çetin, gökhan keskin, gerson gibi üç büyüklerin vadesi dolmuş fakat iş yapan futbolcularını alarak, çıkış yaptığı senelerdi. daha sonra dünya kupasında bir maçta 5 gol atarak rekor kıran salenko'yu da getirmişlerdi. bu yükselişte, adını yeni yeni duyuran uzanların payı büyük.
beşiktaş ile yarışıyorduk o sene ve maçtan önce de beşiktaş bir kaç puan öndeydi. o sırada maçı radyodan dinliyordum. 2-0 öne geçmiştik. birini hagi'nin attığını hatırlıyorum. (diğerini de tugay atmış). fark olacak beklentisiyle, annemden zar zor izin kopararak, maçın son yarım saatini izlemek için kahvehaneye babamın yanına gitmiştim.
ne yazık ki, evdeki hesap kahvehaneye uymadı. istanbulspor, ikinci yarıda toparlanarak durumu 2-2'ye getirmişti. babam ise çoktan suçluyu bulmuştu. "uğursuz herif, git bi' duş al" demişti, kulağıma eğilerek.
maçın son dakikalarıydı. artık umudu kesmiş, kahvehaneden çıkıp evini yolunu tutmuştum. o sırada kahveden bir gürültü koptu ki, gol sandığım için hemen tekrarını izlemek için geri koştum. fakat, anlamadığım şekilde babam eliyle camdan "gelme git git" yapıyordu. durdum, bekledim, tekrar bir gürültü koptu, öncekisinden çok daha fazlaydı.
sonra babam geldi, o günkü uğursuzluğum hakkında "öyle uğursuzdun ki, hagi'ye bile penaltı kaçırtacaksın diye korktum" demişti. vahap beyaz çok konuşuldu o gün, çünkü son dakikada arif yine yapacağını yapmıştı.
bense, izin alamadığım için seyrek gittiğim kahvehanede sadece istanbulspor'un gollerini gördüğümle kaldım. manşetteki kabus bendim galiba.
http://ohabeprekazi.blogspot.com/...futbol-hafzas-2.html
beşiktaş ile yarışıyorduk o sene ve maçtan önce de beşiktaş bir kaç puan öndeydi. o sırada maçı radyodan dinliyordum. 2-0 öne geçmiştik. birini hagi'nin attığını hatırlıyorum. (diğerini de tugay atmış). fark olacak beklentisiyle, annemden zar zor izin kopararak, maçın son yarım saatini izlemek için kahvehaneye babamın yanına gitmiştim.
ne yazık ki, evdeki hesap kahvehaneye uymadı. istanbulspor, ikinci yarıda toparlanarak durumu 2-2'ye getirmişti. babam ise çoktan suçluyu bulmuştu. "uğursuz herif, git bi' duş al" demişti, kulağıma eğilerek.
maçın son dakikalarıydı. artık umudu kesmiş, kahvehaneden çıkıp evini yolunu tutmuştum. o sırada kahveden bir gürültü koptu ki, gol sandığım için hemen tekrarını izlemek için geri koştum. fakat, anlamadığım şekilde babam eliyle camdan "gelme git git" yapıyordu. durdum, bekledim, tekrar bir gürültü koptu, öncekisinden çok daha fazlaydı.
sonra babam geldi, o günkü uğursuzluğum hakkında "öyle uğursuzdun ki, hagi'ye bile penaltı kaçırtacaksın diye korktum" demişti. vahap beyaz çok konuşuldu o gün, çünkü son dakikada arif yine yapacağını yapmıştı.
bense, izin alamadığım için seyrek gittiğim kahvehanede sadece istanbulspor'un gollerini gördüğümle kaldım. manşetteki kabus bendim galiba.
http://ohabeprekazi.blogspot.com/...futbol-hafzas-2.html