61
futboldan anlamayan veya anladığı halde vizyonu kırk yıl geride kalmış adamların ortaya attığı bir öneri, muhtemelen de gerçek olacak olan yabancı sınırlaması.
bu ülke gerçekten ama gerçekten hem siyasi (bunu hiçbir partiyi ayırmaksızın söylüyorum), hem idari, hem kamu alanlarında vasıfsız insanlarla dolu. vasıflı olanlara yetki veya yaşama şansı verilmiyor bu topraklarda. tek tük birkaç isim, ister istemez belli noktalarda birilerinin suyuna gitmek ve sesini kısmak zorunda kalıyor.
bir ülkede bir siyasi partinin başkanı, bir devlet adamı, herhangi başka siyasi kariyer sahibi kimsenin yabancı sınırına dair fikrini bu kadar dayatması gerçekten ülkemizin yönetim kalitesini gözler önüne seriyor. tam bir orta doğu ülkesi gibi yönetilmeye başladık son dönemlerde. birisi diyor ve o olmak zorunda kalıyor.
biz ülke insanı olarak vasatlığı kabullenmek istemiyoruz fakat sesimizi orada duyurabilecek herhangi bir oluşum yok. ne siyasi ne örgütsel hiçbir oluşum bizi doğru ifade edemiyor. ya bir ülkenin futbol federasyonu dururken siyasileri futbol hakkında karar verir mi? feshedin federasyonu, onu da direkt külliyeye bağlayın. nasıl olsa oradan çıkan cümleleri emir kabul edip burada altına imza atıyorsunuz.
o kadar sinirli ve hınç doluyum ki bu yönetim şekline, çiğ anlayışa, bir adım ileriye gitmeye izin verilmemesine, akıl ve bilim dışı yaşamayı kendine hedef bilmiş yöneticilerin/idarecilerin/liderlerin arkasında çarçur olmaya; ne bu kuralın yanlışlarından, ne tahmini sonuçlarından, ne vereceği zararlardan bahsedesim geliyor.
kusura bakmayın, kimseyi siyasetin içine sürüklemek veya kimsenin siyasi fikirlerine olumsuz anlamda dokunmak istemiyorum. maalesef bizim ülkemizde her şey siyasetle şekillenir oldu. bu millet bağımsızlığını kaybetmedi, peki ya bu milleti temsil eden kurumları? kimi suçlayalım şimdi bu getirilmeye çalışılan deli saçması kural için? bir siyasi parti liderinin milli duyguları okşanacak diye "zoraki" olarak sahaya türk futbolcu çıkarmak zorunda kalacak takımlar. hadi kirli menajer ilişkilerini ve yüksek maaş/bonservis bedellerini geçtim; bir türk futbolcusuna hakaret değil midir bu? "hak etmiyorsun ama seni oynatmak zorundayız, hadi yap bir şeyler" diye onu sahaya sürmek senin milli duygularını okşuyorsa gerçekten milliyetçiliğin eski almanya'dan kalma demektir. sen gerçekten milliyetçiysen, gerçekten milletini düşünüyorsan ortaya bir fikir sun, de ki mesela "benim milletimin genci neden dışarıdaki gibi altyapı eğitimi alamıyor, ben bu kadar genç nüfustan nasıl bu kadar az futbolcu yetiştirebiliyorum?", "bizim de avrupa ve dünya futbolunu yakalamamız lazım, bu yüzden gençlerimiz onlarla eşit şekilde eğitim almalı" ben o zaman senin milli duygularına saygı duyarım. ama sen kendi vasatlığına yakışır şekilde hepsi türk olsun, o zaman mecburen türkler de iyi top oynar diye ortaya bir düşünce atarsan ben milliyetçiliğini değil senin zeka seviyeni sorgularım.
gerçekten midem o kadar bulanıyor ki somut örnekler vermeye dahi üşeniyorum. buradaki yazarların futbol bilgisi, fikirleri, düşünceleri zaten belli bir seviyenin çok üstünde. kendi kendimize bunu söyleyip durmanın bir anlamı yok, hepimiz bunun doğrusunun ne olduğunun farkındayız. umarım bunun farkında olmayanlar, bu ülkede artık oturacak koltuk bulamaz.
bu ülke gerçekten ama gerçekten hem siyasi (bunu hiçbir partiyi ayırmaksızın söylüyorum), hem idari, hem kamu alanlarında vasıfsız insanlarla dolu. vasıflı olanlara yetki veya yaşama şansı verilmiyor bu topraklarda. tek tük birkaç isim, ister istemez belli noktalarda birilerinin suyuna gitmek ve sesini kısmak zorunda kalıyor.
bir ülkede bir siyasi partinin başkanı, bir devlet adamı, herhangi başka siyasi kariyer sahibi kimsenin yabancı sınırına dair fikrini bu kadar dayatması gerçekten ülkemizin yönetim kalitesini gözler önüne seriyor. tam bir orta doğu ülkesi gibi yönetilmeye başladık son dönemlerde. birisi diyor ve o olmak zorunda kalıyor.
biz ülke insanı olarak vasatlığı kabullenmek istemiyoruz fakat sesimizi orada duyurabilecek herhangi bir oluşum yok. ne siyasi ne örgütsel hiçbir oluşum bizi doğru ifade edemiyor. ya bir ülkenin futbol federasyonu dururken siyasileri futbol hakkında karar verir mi? feshedin federasyonu, onu da direkt külliyeye bağlayın. nasıl olsa oradan çıkan cümleleri emir kabul edip burada altına imza atıyorsunuz.
o kadar sinirli ve hınç doluyum ki bu yönetim şekline, çiğ anlayışa, bir adım ileriye gitmeye izin verilmemesine, akıl ve bilim dışı yaşamayı kendine hedef bilmiş yöneticilerin/idarecilerin/liderlerin arkasında çarçur olmaya; ne bu kuralın yanlışlarından, ne tahmini sonuçlarından, ne vereceği zararlardan bahsedesim geliyor.
kusura bakmayın, kimseyi siyasetin içine sürüklemek veya kimsenin siyasi fikirlerine olumsuz anlamda dokunmak istemiyorum. maalesef bizim ülkemizde her şey siyasetle şekillenir oldu. bu millet bağımsızlığını kaybetmedi, peki ya bu milleti temsil eden kurumları? kimi suçlayalım şimdi bu getirilmeye çalışılan deli saçması kural için? bir siyasi parti liderinin milli duyguları okşanacak diye "zoraki" olarak sahaya türk futbolcu çıkarmak zorunda kalacak takımlar. hadi kirli menajer ilişkilerini ve yüksek maaş/bonservis bedellerini geçtim; bir türk futbolcusuna hakaret değil midir bu? "hak etmiyorsun ama seni oynatmak zorundayız, hadi yap bir şeyler" diye onu sahaya sürmek senin milli duygularını okşuyorsa gerçekten milliyetçiliğin eski almanya'dan kalma demektir. sen gerçekten milliyetçiysen, gerçekten milletini düşünüyorsan ortaya bir fikir sun, de ki mesela "benim milletimin genci neden dışarıdaki gibi altyapı eğitimi alamıyor, ben bu kadar genç nüfustan nasıl bu kadar az futbolcu yetiştirebiliyorum?", "bizim de avrupa ve dünya futbolunu yakalamamız lazım, bu yüzden gençlerimiz onlarla eşit şekilde eğitim almalı" ben o zaman senin milli duygularına saygı duyarım. ama sen kendi vasatlığına yakışır şekilde hepsi türk olsun, o zaman mecburen türkler de iyi top oynar diye ortaya bir düşünce atarsan ben milliyetçiliğini değil senin zeka seviyeni sorgularım.
gerçekten midem o kadar bulanıyor ki somut örnekler vermeye dahi üşeniyorum. buradaki yazarların futbol bilgisi, fikirleri, düşünceleri zaten belli bir seviyenin çok üstünde. kendi kendimize bunu söyleyip durmanın bir anlamı yok, hepimiz bunun doğrusunun ne olduğunun farkındayız. umarım bunun farkında olmayanlar, bu ülkede artık oturacak koltuk bulamaz.