19
çocukluk dönemi uzmanlık alanım. öyle bir ezerdim ki sanarsın tenekeyi pres makinesine koymuşsun dümdüz etmiş, kenara kaykılma falan yok, mis. bir de püf noktası vardır, ezildikten sonra kenara çıkan sivri köşeleri yere veyahut sert bir yüzeye vura vura yukarı doğru büktüğümüz zaman hem ayakkabıları daha az parçalayan hem de daha az güçle havalanan topumuz futbola elverişli hale geliyordu. oluşan tenekeyi şut çekerken kaleci bacaklarına nişanlardım ki kaledeki tırssın çekilsin gol yesin. ulan az psikopat değilmişim ha.