• 296
    maçın etkisinden anca çıkabildiğim için maçın kendisiyle ilgili anca bir şey yazabileceğim şu an.

    maçta genel olarak korktuğum oldu ve yine eksik oynayan takıma karşı rahat galip gelemedik. yerlerine oynayan oyuncular ekstra oynadılar ve kalelerine otobüsü iyi çektiler. ve yine diklemesine savunma arkasına atılan toplarla kontra atak yapmaya çalıştılar. stoper ikilimiz eskisinden çok daha iyi olduğu için bu hücum planları tutmadı. savunma kısmında ise bizim kaçırdığımız pozisyonlar oldukça bunlar savunmada kendilerini daha çok geliştirdi ve direnç kazandı. bu durum bizim rakip kaleye yığılmamıza ve akhisarspor'un kalesine kapanmasına sebep oldu. kabul etmek gerekir ki çok iyi savundular. ara toplarla geçmeyi denedik olmadı. ortalar denedik olmadı. uzaktan şut denedik olmadı. bir karambol golüne kalmıştı işimiz. derken akhisarspor maçın sonlarını kaza golüne sebep vermemek için ileride oynayıp bizi kaleye yaklaştırmamayı seçti. böyle olunca da selçuk'un ileriye gönderdiği topta istediğimiz boşluğu en sonunda bulduk, hataya zorladık ve mitroğlu'nun deneyimi ve tekniğiyle son saniye golüyle maçı aldık.

    ben bu maçta kötü oynadığımızı düşünmüyorum. evet son vuruşlarda kötüydük. o şutlardan biri gol olsa bu maç 6-7'ye giderdi. ama olmadı işte. sırf bunun için kötüydük diyemeyiz. sırf biz kötüydük ondan böyle oldu dersek akhisarspor'un iyi savunmasına haksızlık etmiş oluruz.

    ancak takımımız bu tarz maçlarla çok karşılaşacak ve bunun çözüm yolu sadece ileriye yığılıp gol aramak olmamalı. bu takımları üzerimize çekip arkada bırakacakları boşluklara hızlı bir şekilde girmeyi öğrenmeliyiz. ki bu maçtaki son saniye golü de bu şekilde oldu. bu şekilde rakibi hataya zorlarız. öteki türlü duvara şut çalışması yapmış gibi oluruz.

    bu maç için kötü oynadık denmesine katılmıyorum. her şeyi denedik. atılan ortaların çoğuna da vurduk. dağlara taşlara vurduk orası ayrı ama vurduk. ortaların birkaçında bu vuruşlar gol olsaydı şimdi orta kafa gol taktiğini övecektik belkide.

    çok çok da iyi oynamadık elbet. belli ki soğuktan bazı oyuncular düşünemez hale bile gelmişti. öyle malca tercihlerde bulundular ki bu maç oynanırken 3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçı'nda erzurum'da ne yapacağız diye düşündürüp durdular beni.

    mitroğlu içinse attığı ve kaçırdığı golden bağımsız olarak söyleyebilirim ki diagne'nin şimdiye kadar oynadığından çok daha fazla verimli oldu ve takım oyununa daha çok dahil oldu. iyi ki o son saniye pozisyonunda kendisine gelmiş top. bence o an o topa o şekilde vuracak oyuncumuz başka yok. bal vuruş değildi o şutu. bilinçliydi. gördü ve attı. öyle bir andı ki deneyimi az olan birinin o pozisyonda aklından bir milyon şey geçerdi ve o topu atamazsa taraftarın kendisini mecazen asacağı düşüncesi en baskını olurdu. ve bu doğru bir şutun gelmesini engellerdi. mitroğlu deneyimli ve kalitesi olan bir isim. bakın kaliteye vurgu yapıyorum. adam fiziken daha hazır değil ve bir sene içinde diagne'den çooooook daha az maç oynamış. ama ayağına top geldi ve attı. kalite budur. kaliteli oyuncu belki maçta varlık gösteremez ama zamanı geldiğinde takımı kurtaran hamleyi yapar. o deneyimi vardır.

    o topun sinan'a geldiğini düşünüyorum ve topu kontrol etmeye çalışırken topu ezdiği gözümün önüne geliyor. diagne ise o aşırtmayı yapmaz rakip hizasından vurmaya çalışıp belki de rakibe çarptırırdı.

    mitroğlu belki de 23. dakikada o golü atamadı evet atsaydı maç kopardı biz de kanser olmazdık. ancak kalecinin de alanı iyi daralttığını atlamamamız gerekir o pozisyonda.

    bence maçtaki en net pozisyon onyekuru'ya ilk yarıda sağ taraftan çizgiden gelen toptu. vuramadı orada topa. rakip kornere gönderdi. biraz dokunabilse ve hafif topun dibine girebilse net goldü. kaleci yatmıştı yere çünkü. ama onyekuru vuramadı. geçen sezon hangi maçtı hatırlamıyorum ama daha zor bir pozisyonda rodrigues'in sağdan getirdiği bir topa gomis topun dibine girip topu tavana asmıştı çok daha zor bir pozisyonda. buradaki pozisyonda tam dokunabilse goldü. ama beceremedi. benim için onyekuru'nun kaçırdığı bu pozisyonun boş kaleye kaçandan farkı yoktur.

    onyekuru demişken. mitroğlu onyekuru'ya ikinci yarıda harika bir ara pas bıraktı ve mal mal bakmadı devamında. hemen boş alana kaçtı ve top bekledi. onyekuru ise yine kendini düşünerek kaleye vurdu. ofsayt diye iptal edilirdi tabi gol orası ayrı.

    yine tekrarlıyorum o son saniyede orada olan isim iyi ki mitroğlu'ydu.

    bu maçtan gerekli dersler çıkarılıp önümüze bakmamız gerekir. bu maçta oyuncularımızın yorgunluğunu da unutmamamız gerekir. yine de bu maçtaki gördüğüm en güzel şey takımın son saniyeye kadar golü aramaya devam etmesi oldu. maç trafiği yorgunluğuna rağmen fiziken de çok düşmedik. oyuncular gol gelmiyor diye pes etmedi ve çabaladı. şimdi takımımız biliyor ki son ana kadar mücadele edilmeli. başarabiliriz. bu motivasyon önümüzdeki maçlardaki konsantrasyonumuzu da arttıracaktır.

    şimdi önümüzdeki maçlara bakma zamanı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın