1
türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en utanç verici olaylarından bir tanesi olmak üzere olan hadise. gerçi bu hadise yıllar yıllar önce, türk siyasi tarihinin en büyük utançlarından biri olmuş 12 eylül 1980 darbesinde de yaşanmıştı. ankaragücü devlet eliyle, devletin bütün imkanları kullanılarak dönemin 1.liginde kalmayı başarmıştı.
ikinci örnekse, "devlet eliyle şike" terimine uygun olmasa da ülke çapında sporun kirlenmesine sebebiyet veren 3 temmuz olayı. bu çok yazıldı, çok konuşuldu, o nedenle detaylandırmak istemiyorum fakat söylenebilecek tek şey, hükümetin o dönemki pozisyonunu koruyabilmek adına devletin gücünü kullanarak şikeyi örtbas etmesiyle sonuçlanmış hadise.
fakat bu son örnek, tam olarak "devlet eliyle şike" tabirine uygun oluyor. birtakım çehreler (kim olduğunu ifade etmeye lüzum olduğunu düşünmüyorum) kendi propagandalarını, güç gösterilerini ve siyasi şovenizmlerini doruk noktasına ulaştırmak amacıyla adım adım, ince ince, hiçbir detay atlanmadan başakşehir takımını destekliyor, kolluyor. maalesef, 28 kasım 2018 kulüpler birliği vakfı açıklamasında bazı takımların siyasi baskıyla, fenerbahçe ve beşiktaş'ın da kendi nihai çıkarlarını koruyabilmek adına başakşehir'e destek verdikleri aslında aşikardır. yani fenerbahçe-beşiktaş falan fasa fiso şu an. fenerbahçe ve beşiktaş, galatasaray'ı düşman olarak görüyorlar fakat asıl tehlike başakşehir. maalesef fenerbahçe ve beşiktaş kulüplerinin gelenekleri ve karakteri zayıf olduğu için başka bir beklenti içine girmek manasız olur, ayrı bir konu.
neyse, yazı çok dağılsa da devlet eliyle şike apaçık uygulanmakta. fakat bir şey unutuluyor, galatasaray düzen takımı değildir. galatasaray bu ülkenin saygın ve yetkin kimselerini ortaya çıkarmış, köklü ve gelenekleri olan bir kulüp. ya biz kazanıp yıkacağız, ya da birileri futbolda da kendi düzenlerini oturtacak. ne olursa olsun, umudumuzu kaybetmeyelim, birlik olalım; ki birlik olursak bizim önümüzde dağ olsa duramaz.
son olarak, fatih terim'in de dediği gibi; "bunlar firavun ama her firavun'un da bir musa'sı vardır."
ikinci örnekse, "devlet eliyle şike" terimine uygun olmasa da ülke çapında sporun kirlenmesine sebebiyet veren 3 temmuz olayı. bu çok yazıldı, çok konuşuldu, o nedenle detaylandırmak istemiyorum fakat söylenebilecek tek şey, hükümetin o dönemki pozisyonunu koruyabilmek adına devletin gücünü kullanarak şikeyi örtbas etmesiyle sonuçlanmış hadise.
fakat bu son örnek, tam olarak "devlet eliyle şike" tabirine uygun oluyor. birtakım çehreler (kim olduğunu ifade etmeye lüzum olduğunu düşünmüyorum) kendi propagandalarını, güç gösterilerini ve siyasi şovenizmlerini doruk noktasına ulaştırmak amacıyla adım adım, ince ince, hiçbir detay atlanmadan başakşehir takımını destekliyor, kolluyor. maalesef, 28 kasım 2018 kulüpler birliği vakfı açıklamasında bazı takımların siyasi baskıyla, fenerbahçe ve beşiktaş'ın da kendi nihai çıkarlarını koruyabilmek adına başakşehir'e destek verdikleri aslında aşikardır. yani fenerbahçe-beşiktaş falan fasa fiso şu an. fenerbahçe ve beşiktaş, galatasaray'ı düşman olarak görüyorlar fakat asıl tehlike başakşehir. maalesef fenerbahçe ve beşiktaş kulüplerinin gelenekleri ve karakteri zayıf olduğu için başka bir beklenti içine girmek manasız olur, ayrı bir konu.
neyse, yazı çok dağılsa da devlet eliyle şike apaçık uygulanmakta. fakat bir şey unutuluyor, galatasaray düzen takımı değildir. galatasaray bu ülkenin saygın ve yetkin kimselerini ortaya çıkarmış, köklü ve gelenekleri olan bir kulüp. ya biz kazanıp yıkacağız, ya da birileri futbolda da kendi düzenlerini oturtacak. ne olursa olsun, umudumuzu kaybetmeyelim, birlik olalım; ki birlik olursak bizim önümüzde dağ olsa duramaz.
son olarak, fatih terim'in de dediği gibi; "bunlar firavun ama her firavun'un da bir musa'sı vardır."