136
10 şubat 2019 galatasaray trabzonspor maçını yöneten ligin iyilerinden olduğunu düşündüğüm hakem. ancak bir galatasaraylı olarak ligde sevdiğim bir hakem yok. maçımıza atandığında rahatladığım bir hakem yok. kim atansa onunla ilgili bize karşı kasıt uygulayacakmış gibi geliyor. kaldı ki çoğunlukla da bu şekilde gerçekleşiyor. bjk veya fb gibi takımların kadrolu hakemleri varken bizde böyle bir durum yok sonuç olarak.
tartışılan maça gelirsek; maç içerisinde oyunu oynatmaya yönelik, oyunun hızını düşürmemeye çalışması artı puan olarak hanesine yazılabilir. tabi bazı durumlarda özellikle ilk yarı bize çalmayıp trabzon'a daha kolay çaldığı faul pozisyonları gözümüze çarptı. evinde baskılı oynayan bir takımın ritmini bozan, ince ince önünü kesen en etkin hamledir bu tarz kararlar.
penaltı pozisyonu yüzde yüz penaltı, tartışmaya bile kapalıdır. yayıncı kuruluş kale arkası kamerasıyla verdiği açıyla, kaleci arda yerde kalan ayağıyla onyekuru'nun adım ayağına net bir şekilde darbede bulunuyor. bu kararı sorgulayan sözde yorumcular, aynısını muslera rakibe yapsa ve penaltı çalınmasaydı ayrı bir kıyamet koparırdı.
nagatomo'nun sözlü tepkisi, hakeme tamamen uzakta ve birebir diyalogdan çok her futbolcunun her karar sonrası isyanını içeriyor. hakem belki o anda nagatomo'ya bakmıyor bile olabilir. bunu hakem nasıl görmez nasıl atmaz demek çok yersiz. eğer ki hakeme her söylenen atılsaydı, cenk tosun'un 2016 ve 2017 yıllarında bjk maçlarını bir izlemelerini öneririm. soldado'nun atılışı ise kimse kusura bakmasın hakemle birebir diyalogda ve hakemin kendisine baktığını bile bile söylediği bir sözdür. hakemden daha sarıyı görmeden aksiyon bitmeden tepkisini dile getirdi. kendisi de maç sonu özür dilemiştir.
var ile birlikte 'penaltı, penaltı gibi olacak' sözü tarihe karıştı maalesef. var genel anlamda -türkiye hariç- futbola katkıda bulunuyor. ancak penaltı pozisyonları oyuncak gibi oldu. marcao'nun ekuban'a yaptığı hareket akan oyunda temiz bir müdahaledir. ancak var ile incelediğimizde penaltı verilmesi gerekiyordu. ancak rodallega'nın golünde vuruştan önce marcao'ya yaptığı müdahale nasıl devam ettiyse bu penaltı pozisyonu da öyle devam etti. diagne'nin ceza sahasında indirilmesi pozisyonu da bana göre ekuban'ın pozisyonu ile benzer; penaltı gibi penaltı değil.
eleştirilebilecek bir pozisyon diagne'ye vermediği ikinci sarı kart pozisyonu. burada ben izlerken daha diagne'nin geliş şeklinden, arkadan müdahale etmeden eyvah dedim. saçma sapan, amatörce elle görülen sarı kart ve daha ilk yarı bitmeden ikinci sarı kart diye. burada ikinci sarıdan atılmalıydı.
bu ülkede ne maçlar yönetildi, bu kadar yangın çıkarılmadı. konu galatasaray olunca herkes daha bir cesur, daha bir yürekli kesiliyor. bu kadar yaygara koparılacak bir yönetim sergilemedi ümit öztürk. yapılan hataların daha pahalıya mal olduğu, daha skandal kararlar ile biten maçlar oldu. tek üzüntüm yüz kere de oynasak hepsini kazanacağımız bir maça medyada şaibe düşürülmeye çalışılması.
tartışılan maça gelirsek; maç içerisinde oyunu oynatmaya yönelik, oyunun hızını düşürmemeye çalışması artı puan olarak hanesine yazılabilir. tabi bazı durumlarda özellikle ilk yarı bize çalmayıp trabzon'a daha kolay çaldığı faul pozisyonları gözümüze çarptı. evinde baskılı oynayan bir takımın ritmini bozan, ince ince önünü kesen en etkin hamledir bu tarz kararlar.
penaltı pozisyonu yüzde yüz penaltı, tartışmaya bile kapalıdır. yayıncı kuruluş kale arkası kamerasıyla verdiği açıyla, kaleci arda yerde kalan ayağıyla onyekuru'nun adım ayağına net bir şekilde darbede bulunuyor. bu kararı sorgulayan sözde yorumcular, aynısını muslera rakibe yapsa ve penaltı çalınmasaydı ayrı bir kıyamet koparırdı.
nagatomo'nun sözlü tepkisi, hakeme tamamen uzakta ve birebir diyalogdan çok her futbolcunun her karar sonrası isyanını içeriyor. hakem belki o anda nagatomo'ya bakmıyor bile olabilir. bunu hakem nasıl görmez nasıl atmaz demek çok yersiz. eğer ki hakeme her söylenen atılsaydı, cenk tosun'un 2016 ve 2017 yıllarında bjk maçlarını bir izlemelerini öneririm. soldado'nun atılışı ise kimse kusura bakmasın hakemle birebir diyalogda ve hakemin kendisine baktığını bile bile söylediği bir sözdür. hakemden daha sarıyı görmeden aksiyon bitmeden tepkisini dile getirdi. kendisi de maç sonu özür dilemiştir.
var ile birlikte 'penaltı, penaltı gibi olacak' sözü tarihe karıştı maalesef. var genel anlamda -türkiye hariç- futbola katkıda bulunuyor. ancak penaltı pozisyonları oyuncak gibi oldu. marcao'nun ekuban'a yaptığı hareket akan oyunda temiz bir müdahaledir. ancak var ile incelediğimizde penaltı verilmesi gerekiyordu. ancak rodallega'nın golünde vuruştan önce marcao'ya yaptığı müdahale nasıl devam ettiyse bu penaltı pozisyonu da öyle devam etti. diagne'nin ceza sahasında indirilmesi pozisyonu da bana göre ekuban'ın pozisyonu ile benzer; penaltı gibi penaltı değil.
eleştirilebilecek bir pozisyon diagne'ye vermediği ikinci sarı kart pozisyonu. burada ben izlerken daha diagne'nin geliş şeklinden, arkadan müdahale etmeden eyvah dedim. saçma sapan, amatörce elle görülen sarı kart ve daha ilk yarı bitmeden ikinci sarı kart diye. burada ikinci sarıdan atılmalıydı.
bu ülkede ne maçlar yönetildi, bu kadar yangın çıkarılmadı. konu galatasaray olunca herkes daha bir cesur, daha bir yürekli kesiliyor. bu kadar yaygara koparılacak bir yönetim sergilemedi ümit öztürk. yapılan hataların daha pahalıya mal olduğu, daha skandal kararlar ile biten maçlar oldu. tek üzüntüm yüz kere de oynasak hepsini kazanacağımız bir maça medyada şaibe düşürülmeye çalışılması.