• 22
    türkiye'de ırkçılık vardır/yoktur diye bir şey yoktur. ırkçılık, coğrafi sınırlarla ilgili değildir, kişinin ve toplumun kendisindedir. bu şakanın birebirde yapılması sorun teşkil etmeyebilir. ben de siyahi arkadaşlarıma özellikle geceleri "sizi göremiyorum oğlum" şakası yaparım, güler eğleniriz. ancak bir şakanın ırkçı olup olmadığı sadece yapanın niyetiyle ölçülmez. aynı zamanında şakanın mağdurunun ne anladığı da önemlidir.

    velhasıl kelam, içerisinde ırkçılık barındırıyor/barındırmıyor tartışmasından ziyade böyle şakaların risk barındırdığını düşünüyorum ben. çok ince bir çizgi var ve bu tarz şakalarda o çizgiyi aştığınız zaman insanlık suçu işleyebiliyorsunuz. ben kaçınılması gerektiği taraftarıyım.

    çok basit bir örnekle sonlandırmak isterim, o çizgiyi anlatmak açısından. diagne kasımpaşa formasıyla attığı bir golden sonra king kong maskesi taktı. normalde siyahi birisine maymun şakası yaparsanız bu ırkçılık olur. ancak diagne kendisi o maskeyi taktığı için sözlükte "gollerden sonra king kong müziği çalsın" vesaire yazılıyor. işte burada ince bir çizgi var. şu aşamada belki diagne için king kong benzetmesi yapılabilir kendisinin hoşuna gider. ama siz bu şakayı örnek veriyorum luyindama'ya yaparsanız "siz bana maymun mu diyonuz" derse olay ırkçılığa gider. işte bu da tamamen şaka mağdurunun nasıl anlamlandırdığı ile alakalıdır. ayrıca şakayı birebirde yaparsanız sadece bu katmanlar olur. milyonların belki de izlediği bir karşılaşmada yaptığınız zaman fransız bir izleyicinin anladığı da işin içine girer. bir anda fransa'da ırkçı ilan edilebilirsiniz.

    o yüzden tekrar ediyorum ama böyle şakalardan biraz kaçınmak gerekiyor. en azından tadında bırakmak lazım. sonra olay "kaval kemiğiyle beslenen forvet istiyorum"dan çıkıp hakan hepcan'ın ırkçı düşüncelerine kadar gidebiliyor. buna altyapı hazırlayabiliyor. özellikle eğitim sistemi gerçekten çarpık olan bizim gibi ülkelerde.
App Store'dan indirin Google Play'den alın