15
sosyal medyadan kulübünü destekleyen, takip eden taraftar. bu taraftarın iyi olanları da var, çoğunluklu olarak kötü olanlarıda. yani gelişmeleri takip eden de var, önüne gelene hakaret eden de.
yeni yüzyılın getirisi olarak internet olabildiğince yaygınlaştı, artık her eve, hatta her cebe girer oldu. dolayısıyla erişilmez olan erişilir, bilinmez olan bilinir oldu. bunun sonucu olarak futbolda da artık, televizyonda transfer haberleri, yeni transfer tanıtımları beklenmesi, spor gazeteleri, köşe yazıları, radyo spor programları yerini youtube videolarına, twitlere, instagram paylaşımlarına bıraktı. sadece sporda değil, hayatın her alanında sosyal medya etkileri hissedilir oldu. örneğin, şu anda adliyelerde, çok sayıda sosyal medya suçu davaları görülmekte. yani insanlar daha önce ulaşamadıklarına çok rahat erişir oldu. dolayısıyla gündelik hayatta kullandığımız kalıplar, işlediğimiz suçlar, günlük düzende yaptıklarımız ve alışkanlıklarımız dahi değişti.
bu gelişmelerden tabiki spor dünyası da, olumlu olduğu kadar olumsuz da etkiledi. olumlu olarak pek çok habere, müsabaka sonucuna, oyuncu değerlendirmesine, incelemelere, özel hayatlarına kadar her bilgiye rahatlıkla ulaşılır oldu. olumsuz olaraksa manipülasyona uygun zemin, yanlış yönlendirmelere açık ortam, kasti gerginlik yapan kullanıcılar, "troller" ortaya çıkardı. işte bu devrede de sosyal medya taraftarına parantez açmamız lazım.
edinilen imkanlar, gelinen nokta, hepsinin neticesinde doyumsuz bir taraftar ve tüketim ortamı. yetinememe, hep bir adım ötesini isteme, hep kendince daha iyisini bulma ve bekleme. tıpkı uyuşturucu kullananların eşik yükselmesi ve noksanlık yaşamamak için daha fazla doza ihtiyaç duyması gibi. bu sürecin meyvesi olarak çok hızlı tüketen, değeri fazla bilmeyen, her şeye saldırmak isteyen, küfür eden, kolay yönlendirilebilen ve yaş olarak daha küçüklerin de kullanmasıyla, daha da saçma bir hal alan taraftarlar türedi. örnek vermek gerekirse, bu taraftarlar daha önce olsaydı, yani internet daha önce yaygınlaşsaydı, hagi mesela yaşlı, bitik olarak değerlendirilecek, jardel'in o kadar etmeyeceği söylenecek, popescu'ya çöp denilecekti. bunların yerine nijerya ikinci liginden genç bir çocuğun alınması istenecek, çünkü bilgisayar oyununda çok acayip olduğu söylenecekti.
yerli oyuncuların alt liglerden, anadolu kulüplerinden alındığı, uefa kupasının ve dünya üçüncülüğünün temelinin atıldığı dönemde, ordan oyuncu mu alınır diyeceklerdi, ortalığı yangın yerine çevirecekler, başkan faruk süren'in ihanet içerisinde olduğunu iddia edip, istifasını isteyeceklerdi. hatta daha da ileri gidip, uefa kupasını kendi sayelerinde kazandığımızı söyleyeceklerdi.
maalesef internetin yaygınlaşmasının sonucunda türeyen bu taraftarlar, bu hadsizlik, bu hakaret seviyesi artık hayatın bir parçası. benim gibi biraz yaşı orta yaşlara yol alan birisiyseniz, çözüm mümkün olduğunca uzak durmak bu taraftarların alanlarından. çünkü bundan sonra da kendi istedikleri olmadıkça eleştirecekler, saldıracaklar. çünkü meksika ligindeki o topçu alınmadı, çöp bir oyuncu alındı onun yerine. oysaki en haklı olan, en çok bilen oydu.
yeni yüzyılın getirisi olarak internet olabildiğince yaygınlaştı, artık her eve, hatta her cebe girer oldu. dolayısıyla erişilmez olan erişilir, bilinmez olan bilinir oldu. bunun sonucu olarak futbolda da artık, televizyonda transfer haberleri, yeni transfer tanıtımları beklenmesi, spor gazeteleri, köşe yazıları, radyo spor programları yerini youtube videolarına, twitlere, instagram paylaşımlarına bıraktı. sadece sporda değil, hayatın her alanında sosyal medya etkileri hissedilir oldu. örneğin, şu anda adliyelerde, çok sayıda sosyal medya suçu davaları görülmekte. yani insanlar daha önce ulaşamadıklarına çok rahat erişir oldu. dolayısıyla gündelik hayatta kullandığımız kalıplar, işlediğimiz suçlar, günlük düzende yaptıklarımız ve alışkanlıklarımız dahi değişti.
bu gelişmelerden tabiki spor dünyası da, olumlu olduğu kadar olumsuz da etkiledi. olumlu olarak pek çok habere, müsabaka sonucuna, oyuncu değerlendirmesine, incelemelere, özel hayatlarına kadar her bilgiye rahatlıkla ulaşılır oldu. olumsuz olaraksa manipülasyona uygun zemin, yanlış yönlendirmelere açık ortam, kasti gerginlik yapan kullanıcılar, "troller" ortaya çıkardı. işte bu devrede de sosyal medya taraftarına parantez açmamız lazım.
edinilen imkanlar, gelinen nokta, hepsinin neticesinde doyumsuz bir taraftar ve tüketim ortamı. yetinememe, hep bir adım ötesini isteme, hep kendince daha iyisini bulma ve bekleme. tıpkı uyuşturucu kullananların eşik yükselmesi ve noksanlık yaşamamak için daha fazla doza ihtiyaç duyması gibi. bu sürecin meyvesi olarak çok hızlı tüketen, değeri fazla bilmeyen, her şeye saldırmak isteyen, küfür eden, kolay yönlendirilebilen ve yaş olarak daha küçüklerin de kullanmasıyla, daha da saçma bir hal alan taraftarlar türedi. örnek vermek gerekirse, bu taraftarlar daha önce olsaydı, yani internet daha önce yaygınlaşsaydı, hagi mesela yaşlı, bitik olarak değerlendirilecek, jardel'in o kadar etmeyeceği söylenecek, popescu'ya çöp denilecekti. bunların yerine nijerya ikinci liginden genç bir çocuğun alınması istenecek, çünkü bilgisayar oyununda çok acayip olduğu söylenecekti.
yerli oyuncuların alt liglerden, anadolu kulüplerinden alındığı, uefa kupasının ve dünya üçüncülüğünün temelinin atıldığı dönemde, ordan oyuncu mu alınır diyeceklerdi, ortalığı yangın yerine çevirecekler, başkan faruk süren'in ihanet içerisinde olduğunu iddia edip, istifasını isteyeceklerdi. hatta daha da ileri gidip, uefa kupasını kendi sayelerinde kazandığımızı söyleyeceklerdi.
maalesef internetin yaygınlaşmasının sonucunda türeyen bu taraftarlar, bu hadsizlik, bu hakaret seviyesi artık hayatın bir parçası. benim gibi biraz yaşı orta yaşlara yol alan birisiyseniz, çözüm mümkün olduğunca uzak durmak bu taraftarların alanlarından. çünkü bundan sonra da kendi istedikleri olmadıkça eleştirecekler, saldıracaklar. çünkü meksika ligindeki o topçu alınmadı, çöp bir oyuncu alındı onun yerine. oysaki en haklı olan, en çok bilen oydu.