mbaye diagne

yıllar önce televizyonda vestel manisaspor'un maçını izlerken burak yılmaz'a denk gelmiştim. burak'ı da çok az tanıyordum ve o dönem televizyondan özet izlemek modaydı. artık hangi kanaldı bilmiyorum da; bir moderatör ve bir yorumcu içeriği süper lig özetleri olan bir program yapıyordu. her hafta vestel manisaspor'u izlediğim de burak ya gol atıyor, ya da asist yapıyordu, ya da oyun olarak yorumcu tarafından iyi işler falan yaptı deniliyordu. bu periyotta ben de biraz burak'ı takip ettim. kesinlikle anadolu kulüplerinden üst seviyede bir oyuncu olduğunu düşündüm. yine özetleri izlerken yorumcu da aynı benim gibi düşünmüş olacak ki burak'ı öve öve bitiremedi. en son patlama yapacakken bu seviyelere düşmesinin kendisini çok kötü etkilediğinden, hatta futbolu bırakma noktasına geldiğinden bahsetmişti. türk futbolu adına çok üzücü bir durum olduğunu söylemişti. ben de üzüldüm ve burak'ı da ara ara o günden sonra takip etmeye devam ettim. sonra 2010 yılının devre arasında trabzonspor'a geldi. o sezon üniversite sınavına hazırlandığımdan çok takip edememiştim. ama fenerbahçe'yi şampiyonluktan eden golü attığını halen hatırlıyorum. ve şenol güneş'in elinde malum şikeli sezonda bambaşka bir burak yılmaz oldu. ulan acaba galatasaray'da oynar mı diye düşündüm. ama biz o sene çok kötüydük. sonra nasıl oldu bilmiyorum burak yılmaz 1 sezon sonra bize transfer oldu. 2008 sezonunda futbolculuğu bitme noktasına gelen ve kimsenin kendinden umudu yokken, ara ara izlediğim adam 2012-13 sezonunda bize transfer oldu. ben daha çok rotasyon olur diyordum. malum baros, elmander, falan varken geldi. adam kabul etseniz de etmeseniz de galatasaray'da 3.5 sezonda beklentimin çok çok ötesine çıktı, neler neler yaptı herkes çok iyi biliyor. hem trabzon'da hem bizde gol kralı oldu. şampiyonlar liginde c.ronaldo ile yarıştı. beni mutlu eden şey; 2008 yılında sönükken keşfettiğim adamın, benim tutkunu olduğum takımın formasıyla tahminimden çok daha fazla şeyler yapmasıydı. işte aynı şeyi mbaye diagne içinde düşündüm. ilk başta kasımpaşa'da adamı gördüğümde biraz araştırdım. juventus'a transferini, oradan belçika'ya kiralanması, derken macaristan'a düştüğünü öğrendim. zaten en son geçen yılın devre arasında çin liginden kasımpaşa'ya gelmişti. yine arada takip ettim, sezon sonu trabzonspor istedi. bu kez yine acaba galatasaray'a transfer olur mu diye düşündüm ama biz de gomis vardı. daha adını da duyurmamıştı. bu yüzden pek de umursamadım. şu an öyle böyle adam galatasaray'a çok çok büyük ihtimal geldi kabul ediyorum. transferi burak yılmaz gibi tanınır tanınmaz, hatta burak yılmaz'dan daha kısa vadede gerçekleşti. daha da ötesinde mbaye diagne'den beklentim, burak yılmaz'ın çok çok ötesinde. umarım her şey istediğimiz gibi giderse benim tahminim bu adamı 1 2 seneye 30 40 milyon eurolara ingiltere ligine satarız ki cenk tosun'un çok çok ötesinde bir performans vereceğinden hiç şüphem yok. 12 milyon eurolar konuşuluyorsa biraz fazla ama fazlasıyla geri dönüşü olacağını da düşünüyorum. ayrıca bu transfere sevinmeme bir dayanağım da şudur; mustafa denizli ile fatih terim'in futbolcuların performansları konusundaki düşünceleri birbirleriyle örtüşmektedir. mustafa denizli mbaye diagne'den bu performansı aldıysa fatih terim'in de en az aynı seviyede, hatta daha üst seviyede performans alacağını düşünüyorum. kaldı ki, kasımpaşa'da ceza aldığından beri adamlar şampiyonluğa havlu attı. kısacası; uzun sözün özü, transferi şimdiden camiamıza hayırlı olsun.

düzeltme: burak yılmaz bizim takıma 2012-13 sezonunda transfer olmuştur. ertugruldilek'e düzeltmemi sağlayan hatırlatmayı yaptığı için teşekkür ederim.