11
galatasaray altyapısında oynayan genç ve yetenekli futbolculara kaynak yaparak, onları ucuz fiyatlarla hatta yok pahasına kaybetmemize neden olan bu selami özdemir’in oğlu güde fazıl özdemir ve onun gibilere papuç bırakmamanın ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. bütün bu saçmalıklar dursun özbek-cenk ergün döneminde (tabi birde mehmet özbek) oluyor neden? çünkü futboldan anlamayan ve başkan oluşu galatasaray tarihinin en korkunç yanlışı olan dursun özbek ve cenk ergün bu tür açıkgözlerin elinde bilerek ya da bilmeyerek yem olmuştur. onun için diyoruz ki;
futbol, bazılarının zannettiği gibi sadece sahada oynanan bir oyun değil, hele bizim ülkemizde hiç değil. futbol yönetimi o kadar önemli ki bunu bu satırlarda anlatmam çok zor. daha önce çeşitli vesilelerle bu konuda birçok entry girdim ama yetmez. bir kitap yazılsa, hatta roman türünden olsa bayağı da okunur.
öncelikle menejer-futbolcu ilişkileri çok önemli. çakal menejerlerin eline fırsat geçtiği anda seni ve kulübünü elinde oynatır. futbolcusunu pazarlamak için hem seni kullanır, hem kulübünü kullanır hem de taraftarı kullanır. öncelikle bir menejer daha önce bir çakallık yapmış ise yani ahlaksız bir iş yapmışsa ondan asla futbolcu almayacaksın. elinde messi olsa almayacaksın. ikincisi futbolcunun performansından menejeri de sorumlu tutacaksın. üçüncüsü menejerin ücretini futbolcunun sözleşmesinde kaç yıl varsa o kadar yıla böleceksin. peşin verdiğinde, yeniden menejerlik ücreti almak için futbolcusunu satmaya kalkar. satamazsa da huzursuzluk yaratır.
şimdi konumuza dönersek, güde fazıl özdemir galatasaray’a büyük kötülük etmiştir. çünkü iki-üç yıl daha galatasaray’da futbol oynasa 30 milyon eurolara satabileceğimiz bir futbolcuyu 11+1 milyon euro’ya uçurmuştur. üstelik semih kaya’nın yarım sezonluk ücretini de galatasaray’a fatura etmiştir. eski aptal yöneticileri kandırıp opsiyon koydurarak ve bu sayede şimdiki yönetimi makasa alarak yapmıştır bunu. tabi ki eski yönetim asıl suçludur. çünkü ozan ve atalay gibi futbolcuların değerini anlamadıkları ortada. böylelerini bu menejer kandırmasa başka bir menejer gelip kandıracaktı zaten. biz o nedenle diyoruz ki fatih terim sadece teknik direktör değil aynı zamanda bu alemin aslanıdır diye.
şimdi bu parayı sonraki satıştan stuttgart kazanacak. (tabi menejer de ücretini alacak bu satıştan.) peki dört beş yıl emek verip yetiştirdiğin bir futbolcunun kaymağını neden bir alman kulübü yesin. stuttgart, galatasaray’dan daha iyi bir vitrin olsa anlarım ama küme düşmeye oynayan bir takım. cengiz ünder’i roma’ya sattı başakşehir ama başakşehir türkiye’den başka hiçbir yerde tanınmayan bir takım dolayısıyla vitrin olma katsayısı sıfır. cengiz’in roma’ya gitmesini de bu nedenle anlarım ama söz konusu galatasaray ve hele teknik direktörü fatih terim olan bir galatasaray ise akan sular durur. bundan daha iyi bir vitrin olabilir mi? fatih terim bir yıldır galatasaray’ın başında nerdeyse bütün futbolcularımıza hücum ediliyor. tudor zamanında tek bir futbolcumuza talep var mıydı?
sırada atalay, yunus ve diğer futbolcular var. bu çocuklar yetenekliler ama pişmeleri için zaman gerek. şu anda bunları 7,5 milyon opsiyonla hiçbir takım almaz. nitekim yunus akgün’e anderlecht en fazla 3 milyon euro veriyor. o zaman yönetimin ve fatih terim’in yapması gereken çok açık: bu futbolcularla opsiyonu kaldırıp beşer yıllık sözleşme yapılmalı. gerekirse menejerlerini değiştirmeleri istenmeli. galatasaray gibi vitrin bir takımı üç kuruşluk menejerlik ücretine değişenlerle iş yapılmamalı. bu sözleşme uzatımından sonra bu çocuklara hatırı sayılır süreler verilerek yıldızlaşmaları sağlanmalı. bunların yıldızlaşmasını galatasaray ve fatih terim dışında hiçbir kulüp başaramaz şu anda türkiye’de. o nedenle asla taviz verilmemeli. üç kuruşluk menejer menfaati için galatasaray’ı kullanmalarına asla müsade edilmemeli.
altyapıdan gelen çocukların galatasaray’a ihanet edeceklerini asla düşünmüyorum. yeter ki onları menejerlerin elinde oyuncak olmaktan koruyabilelim. hatta bu çocukların kafasından para için transfer düşüncesi silinmeli, öncelikle galatasaray ile şampiyonlar ligi şampiyonluğu kazanma hedeflenmelidir. başarı gelince bu çocuklar hem galatasaray’dan haklarını alacaklar hem de gittikleri takımda çok daha yüksek ücretler kazanacaklar zaten. üstelik özgüvenleri yüksek bir şekilde gidecek ve takımlarında ezilmeyecekler. başkan ve yönetim, fatih terim ile konuşup bir strateji belirlemeli ve hem bu çocuklar hem galatasaray için en iyi çözüm bulunmalı. aksi halde biz yetiştiririz menejerler ve açıkgöz kulüpler yer bu çocukların kaymağını.
ozan kabak stuttgart’tan yaklaşık 1 milyon euro kazanacak. (1,8’den vergiler düşünce kalan net) galatasaray bu çocuğa örneğin 750 bin euro veremez miydi tabi ki verebilirdi. peki ozan galatasaray’da bulduğu ortamı, desteği stuttgart’ta bulabilir mi? asla. peki hangi takım daha iyi vitrindir? tartışmasız galatasaray. peki o zaman neden bu ihanet. neden bu çocuğun geleceği belirsizliğe kurban ediliyor. şimdi bu çocuk orada üç-beş hata yapsa alman taraftarlar da tepki gösterse ne olacak? bizim taraftarımızın verdiği desteği stuttgart taraftarından bekleyebilir misin?
türk insanının ezilmişliğini, güvensizliğini, aşağılık kompleksini anlamıyorum. üç kuruşluk stuttgart gelip bizden gencecik fidanı koparıp gidebiliyor. buna alet olanlar ise bizzat içimizdeki ezik menejerler. çok yazık.
futbol, bazılarının zannettiği gibi sadece sahada oynanan bir oyun değil, hele bizim ülkemizde hiç değil. futbol yönetimi o kadar önemli ki bunu bu satırlarda anlatmam çok zor. daha önce çeşitli vesilelerle bu konuda birçok entry girdim ama yetmez. bir kitap yazılsa, hatta roman türünden olsa bayağı da okunur.
öncelikle menejer-futbolcu ilişkileri çok önemli. çakal menejerlerin eline fırsat geçtiği anda seni ve kulübünü elinde oynatır. futbolcusunu pazarlamak için hem seni kullanır, hem kulübünü kullanır hem de taraftarı kullanır. öncelikle bir menejer daha önce bir çakallık yapmış ise yani ahlaksız bir iş yapmışsa ondan asla futbolcu almayacaksın. elinde messi olsa almayacaksın. ikincisi futbolcunun performansından menejeri de sorumlu tutacaksın. üçüncüsü menejerin ücretini futbolcunun sözleşmesinde kaç yıl varsa o kadar yıla böleceksin. peşin verdiğinde, yeniden menejerlik ücreti almak için futbolcusunu satmaya kalkar. satamazsa da huzursuzluk yaratır.
şimdi konumuza dönersek, güde fazıl özdemir galatasaray’a büyük kötülük etmiştir. çünkü iki-üç yıl daha galatasaray’da futbol oynasa 30 milyon eurolara satabileceğimiz bir futbolcuyu 11+1 milyon euro’ya uçurmuştur. üstelik semih kaya’nın yarım sezonluk ücretini de galatasaray’a fatura etmiştir. eski aptal yöneticileri kandırıp opsiyon koydurarak ve bu sayede şimdiki yönetimi makasa alarak yapmıştır bunu. tabi ki eski yönetim asıl suçludur. çünkü ozan ve atalay gibi futbolcuların değerini anlamadıkları ortada. böylelerini bu menejer kandırmasa başka bir menejer gelip kandıracaktı zaten. biz o nedenle diyoruz ki fatih terim sadece teknik direktör değil aynı zamanda bu alemin aslanıdır diye.
şimdi bu parayı sonraki satıştan stuttgart kazanacak. (tabi menejer de ücretini alacak bu satıştan.) peki dört beş yıl emek verip yetiştirdiğin bir futbolcunun kaymağını neden bir alman kulübü yesin. stuttgart, galatasaray’dan daha iyi bir vitrin olsa anlarım ama küme düşmeye oynayan bir takım. cengiz ünder’i roma’ya sattı başakşehir ama başakşehir türkiye’den başka hiçbir yerde tanınmayan bir takım dolayısıyla vitrin olma katsayısı sıfır. cengiz’in roma’ya gitmesini de bu nedenle anlarım ama söz konusu galatasaray ve hele teknik direktörü fatih terim olan bir galatasaray ise akan sular durur. bundan daha iyi bir vitrin olabilir mi? fatih terim bir yıldır galatasaray’ın başında nerdeyse bütün futbolcularımıza hücum ediliyor. tudor zamanında tek bir futbolcumuza talep var mıydı?
sırada atalay, yunus ve diğer futbolcular var. bu çocuklar yetenekliler ama pişmeleri için zaman gerek. şu anda bunları 7,5 milyon opsiyonla hiçbir takım almaz. nitekim yunus akgün’e anderlecht en fazla 3 milyon euro veriyor. o zaman yönetimin ve fatih terim’in yapması gereken çok açık: bu futbolcularla opsiyonu kaldırıp beşer yıllık sözleşme yapılmalı. gerekirse menejerlerini değiştirmeleri istenmeli. galatasaray gibi vitrin bir takımı üç kuruşluk menejerlik ücretine değişenlerle iş yapılmamalı. bu sözleşme uzatımından sonra bu çocuklara hatırı sayılır süreler verilerek yıldızlaşmaları sağlanmalı. bunların yıldızlaşmasını galatasaray ve fatih terim dışında hiçbir kulüp başaramaz şu anda türkiye’de. o nedenle asla taviz verilmemeli. üç kuruşluk menejer menfaati için galatasaray’ı kullanmalarına asla müsade edilmemeli.
altyapıdan gelen çocukların galatasaray’a ihanet edeceklerini asla düşünmüyorum. yeter ki onları menejerlerin elinde oyuncak olmaktan koruyabilelim. hatta bu çocukların kafasından para için transfer düşüncesi silinmeli, öncelikle galatasaray ile şampiyonlar ligi şampiyonluğu kazanma hedeflenmelidir. başarı gelince bu çocuklar hem galatasaray’dan haklarını alacaklar hem de gittikleri takımda çok daha yüksek ücretler kazanacaklar zaten. üstelik özgüvenleri yüksek bir şekilde gidecek ve takımlarında ezilmeyecekler. başkan ve yönetim, fatih terim ile konuşup bir strateji belirlemeli ve hem bu çocuklar hem galatasaray için en iyi çözüm bulunmalı. aksi halde biz yetiştiririz menejerler ve açıkgöz kulüpler yer bu çocukların kaymağını.
ozan kabak stuttgart’tan yaklaşık 1 milyon euro kazanacak. (1,8’den vergiler düşünce kalan net) galatasaray bu çocuğa örneğin 750 bin euro veremez miydi tabi ki verebilirdi. peki ozan galatasaray’da bulduğu ortamı, desteği stuttgart’ta bulabilir mi? asla. peki hangi takım daha iyi vitrindir? tartışmasız galatasaray. peki o zaman neden bu ihanet. neden bu çocuğun geleceği belirsizliğe kurban ediliyor. şimdi bu çocuk orada üç-beş hata yapsa alman taraftarlar da tepki gösterse ne olacak? bizim taraftarımızın verdiği desteği stuttgart taraftarından bekleyebilir misin?
türk insanının ezilmişliğini, güvensizliğini, aşağılık kompleksini anlamıyorum. üç kuruşluk stuttgart gelip bizden gencecik fidanı koparıp gidebiliyor. buna alet olanlar ise bizzat içimizdeki ezik menejerler. çok yazık.