1641
kendisine kızmadım da kurulmadım da. yeni nesil altyapı futbolcularımızda yeni metin oktay'lar, yeni bülent korkmaz'lar görmeyi bekliyorsak çok yanlış yerdeyiz.
bitti artık, galatasaray'ı galatasaray olduğu için bırakmayanların devri de nesli de kapandı. bu saatten sonra gelmeyecek öyleleri. endüstriyelleşen futbolun getirdiği bir sebep-sonuç ilişkisi bu bir anlamda. futbol sadece bir oyun olmaktan çıkalı çok oldu. dolayısıyla futbol mesleğini icra eden insanlar için öncelik artık kariyer. ozan da bu doğrultuda ve yönde seçimini yaptı. süper lig'in bitimine 5 ay kala olası bir sakatlık riskini göze almak istemedi, fırsat hem kendisinin hem de kulübünün ayağına gelmişken değerlendirdi ve gitti.
yerinde olsam büyük ihtimalle ben de benzer tercihi yapardım ama şunu yapmadan; "hocamla 1likte" yazıp 1 hafta sonra yazdığımdan caymazdım. dediğimi yapardım, sezon sonu önüme bakardım. ozan'ın süreçteki hatası bu oldu.
çoğumuz kendimizi emeğimizin gerçek karşılığının verileceği, insan haklarının geçerli olduğu, saygının niteliğini kaybetmediği ülkelerde hayal ediyoruz. ben de ediyorum. ozan'ın bir yaklaşımı da bu olabilir, bilemeyiz. bu noktada bu kardeşimizi hangimiz tercihinden dolayı yargılayabiliriz?
işin bir de iyi-kötü galatasaraylılık boyutu var. gülümseyerek okuyorum. çocuğun -ozan- kulübüne iyi bir bonservis getirdiği yetmemiş, üstüne galatasaray altyapısının avrupa futbolundaki imajını iyice parlatmış. bu ikincisinin değerine paha biçemezsiniz.
kendisine teşekkür ediyorum. "damarımı kesseniz sarı kırmızı akar" gibi beylik söylemlerin arkasına sığınmadan sadece işini yaptığı için de ilaveten eyvallah. yolu açık olsun.
bitti artık, galatasaray'ı galatasaray olduğu için bırakmayanların devri de nesli de kapandı. bu saatten sonra gelmeyecek öyleleri. endüstriyelleşen futbolun getirdiği bir sebep-sonuç ilişkisi bu bir anlamda. futbol sadece bir oyun olmaktan çıkalı çok oldu. dolayısıyla futbol mesleğini icra eden insanlar için öncelik artık kariyer. ozan da bu doğrultuda ve yönde seçimini yaptı. süper lig'in bitimine 5 ay kala olası bir sakatlık riskini göze almak istemedi, fırsat hem kendisinin hem de kulübünün ayağına gelmişken değerlendirdi ve gitti.
yerinde olsam büyük ihtimalle ben de benzer tercihi yapardım ama şunu yapmadan; "hocamla 1likte" yazıp 1 hafta sonra yazdığımdan caymazdım. dediğimi yapardım, sezon sonu önüme bakardım. ozan'ın süreçteki hatası bu oldu.
çoğumuz kendimizi emeğimizin gerçek karşılığının verileceği, insan haklarının geçerli olduğu, saygının niteliğini kaybetmediği ülkelerde hayal ediyoruz. ben de ediyorum. ozan'ın bir yaklaşımı da bu olabilir, bilemeyiz. bu noktada bu kardeşimizi hangimiz tercihinden dolayı yargılayabiliriz?
işin bir de iyi-kötü galatasaraylılık boyutu var. gülümseyerek okuyorum. çocuğun -ozan- kulübüne iyi bir bonservis getirdiği yetmemiş, üstüne galatasaray altyapısının avrupa futbolundaki imajını iyice parlatmış. bu ikincisinin değerine paha biçemezsiniz.
kendisine teşekkür ediyorum. "damarımı kesseniz sarı kırmızı akar" gibi beylik söylemlerin arkasına sığınmadan sadece işini yaptığı için de ilaveten eyvallah. yolu açık olsun.