5609
biraz mikro değil de makro düşünün arkadaşlar. şimdi kendisine yapılan eleştirileri tek tek ele almaya çalışacağım(hoş bazıları eleştiri falan değil; direk nefretin sirayet etmesiyle mantık çerçevelerini terk etmiş, ego tatmini, sinir boşaltımı, irrasyonellik akan cümlecikler ya neyse).şimdi bu eleştirileri başlıklara ayırdım onları sıralayacağım:
-maaş konusu
-takım ve oyun içi önemi
-10 numara tartışması
-emre akbaba kıyası
-kariyer ve başarı
-transfer ihtimali
maaş konusu: maaşından falan dem vuruluyor şu aralar kendisine ama; eğer başarılar ve akabinde maddi rahatlama istiyorsak belhanda gibi oyunculara ihtiyacımız var. evet şu an maaşı takım ortalamasının biraz üstünde, evet bize şu an yük maddi anlamda ama; eğer başarı sürekli hale gelirse bu da yavaş yavaş külfet olmaktan çıkar. ve bizim başarılıları sürekli hale getirmek için kendisi gibi oyunculara ihtiyacımız var. sen belhanda klasmanındaki adamı 1,5-2milyon€’a buraya getiremezsin. adam daha kaliteli bir ligi tercih edecektir haklı olarak. birde unutulan şöyle bir konu var. bu adamlar zaten kariyerleri iyi bir seviyede olsa ligimiz akıllarına bile gelmeyecek. sen ne dersen de bu bir gerçek. ligimiz kendileri için bir basamak. mario gomez, nani ligimizi basamak olarak kullanıp başarıya ulaşan isimlere örnektir. fenerbahçe’deyse andre ayew, islam slimani ise kendini arayan isimlere örnektir.
onun dışında takımı sil baştan yapalım. scout transferleriyle dolduralım, maliyet olarak maaş yükü baya bir hafiflesin. buraya kadar sıkıntı yok; ama o takım sahada bir başarı elde edemesin ben o zaman göreceğim taraftarı. ortalık hemen yangın yerine dönecek. böyle şey mi olur da paraya neden kıyılmadı da burası koskoca galatasaray’da kulüp kimlere kaldı da bilmem ne de diye başlanacak. benlik hiçbir sorun yok; uzun vadeli, kulüp çıkarına olacak planlamalara hiçbir zaman hayır demem ama radamel falcao ihtimali ve sonrasında yaşananları herkes hatırlıyor. bizim taraftar mentalitesi değişmedikçe belhanda’nın maaşı falan sorun değil işin açığı ve dediğim gibi başarılar istikrar kazanınca gerçekten de bir sorun teşkil etmeyecek. en başta da belirttiğim gibi makro hedefler için bu tarz riskler alınabilir.
takım ve oyun içi önemi: neden belhanda gibi oyunculara ihtiyaç var? sen bu adamı beğensen de beğenmesen de bu adam çatır çutur futbolunu oynuyor. geçen sezon ki şampiyonluktaki payı olsun, bu sezon ki kaçırdığı maçlardaki süreç olsun değerini ve takım içi önemini ispatlar nitelikte. ara sıra saçma sapan kırmızı kartlar görüyor ama o da olacak o kadar. kukumav kuşu gibi sürekli kırmızı kartlarında eleştirilmesi başta belirttiğim nefretten ileri geliyor, başka mantıklı bir açıklaması yok bu mantıksızlığın. takım için değeri anlaşıldığına göre oyun içi önemine bakalım.
bir kere kendisi gayet akıllı bir oyuncu bazıları tam tersini düşünüp hakarete varacak eleştirilerde de bulunsa bunun en güzel örneği; son sivas* maçında eren’in ıska geçtiği asistte onyekuru’nun attığı ikinci gole bakmanız yeterli olacaktır. böyle bir vizyona sahip olması ve oyunu aklıyla oynamasının dışında oyun içi diğer faydalaranı sıralayalım. takımın temposunu artırıyor, baskı yapıyor, geçişleri sağlıyor, trafiğe giriyor, atakları şekillendiriyor ve tam bir joker; bir bakmışsın 8, bir bakmışsın kanatta, bir bakmışsın 10 numara ve en ve en önemlisi bu arkadaş oyunu dikine oynamak için sorumluluk alıyor. evet takımda bunu yapmak için sorumluluk alan nadir bir isim. o top kayıpları ondan ötürü geliyor. eğer bu arkadaşta hücumu düşünmezse takım topyekün hücum etmeyi unutacak, top birinci ve ikinci bölgede dolanıp duracak da biri cesaret ederse hücuma geçeceğiz! bu top kayıplarından eleştirmek de ziyadesiyle irrasyonel bir tutum. akıl ve mantık çerçevesinde; top kaybı yapılmaması gereken yerde kayıp yaparsa herkes kızar, eleştirir; ama bu adam kaleye üç kilometre öteden top kaybedince de suçlu oluyor. şunu sormak istiyorum: kendisi top kaybı yapan tek futbolcu mu? kendisi rakip yarı alanda topu kaybedince bizim takım armut mu topluyor, topu neden geri kazanmıyoruz? neden kendisine çifte standart uygulanıyor? atıyorum atağa çıkarken x futbolcumuz top kaybedince bir şey yok belhanda kaybedince veryansın... geçiniz efendim! içinizdeki kinden arırınınız.
10 numara tartışması: forma numarasından kaynaklı olan beklentileri anlayabilirim. lakin bu arkadaşı biz numaranın gerektirdiği pozisyonda oynatmıyoruz, siz bunu anlayabilir misiniz? buradan saçma sapan fiyat/performans kıyaslaması yapılıyor. rezalet bir durum. evet skora katkısı az ve bu benim de dikkatimi çekmişti. tek eksiği buydu, aslında oynadığı mevkiyi hesaba katınca çok mühim değil bu konu. adamın işi; oyunu arkadan kurmak, asistler yapmak, pozisyona zemin hazırlamak, dalga geçilen asistin asistlerini yapıyor bu adam lakin; sneijder sendromunu üstünden atamamış taraftarımız her 10 giyenin aynı performansı vereceğini düşünüyor. siz daha herkesin sneijder kalitesinde olmadığını anlamamışsınız ki...
onun dışında başta da belirttiğim gibi bu adam klasik 10 numara mevkisinde oynamıyor. evet geldiğinde beklenti o yöndeydi ama; kendisi forvet arkası, ofansif orta saha merkez, klasik 10 numara pozisyonunda oynamıyor; skor beklentinizi düşürünüz. ne zaman saha içinde kaleye daha yakın bir pozisyonda oynatırız, o zaman beklentinizi artırınız.
başlarda biz de düşündük, bu durum canımızı sıkmadı değil. hadi oğlum dedik, çok bekledik ama sonra bir baktık ki adam 8 numarada, orta sahada değerlendiriliyor, oradan verim alınmaya çalışılıyor ve fena da bir performans göstermiyor kendisi. ama buna rağmen daha fazla katkıda bulunmasını sırf şu saçma eleştiriler kesilsin diye ben de temenni ediyor ve istiyorum. hem takım için iyi olacak hem de kendisi için eleştiriler bir nebze daha kesilecek ama dediğim gibi bu arkadaş orta saha merkez olarak kullanılıyor, ofansif orta saha merkez değil. forvet arkası değil. klasik merkez orta saha. 8, 8(sekiz) numara. dün kendisi de açıkladı. bunu görmek de çok zor olmadı zaten maçları izleyince. bu adam takımda futbol oynamaya çalışan nadir adamlardan biri, bunu görmek zor değil. umarım bu gerçeği kabullenirsiniz ve beklentinizi ona göre ayarlarsınız.
emre akbaba kıyası: dünyanın en saçma kıyaslaması. görünce hem gülüyor hem sinirleniyorum. en çok güldüren de emre gelince belhanda kızağa çekilecekmiş! ya hu maçları nasıl takip ettiniz onu da anlamıyorum ki.
emre, alanyaspor’da sezona kendi hazırlanarak geldi, sakatlığı yoktu; kendince hazırdı ama gel gör bize geldiği zaman kulübede başladı, sahada kim vardı acaba? gel zaman git zaman emre takıma iyice ısındı 11 başladı ama onunla beraber kim vardı yine 11’de acaba? aaa belhanda ya bu cidden belhanda sahada, olacak iş değil! nasıl olur? hani emre top diye oynardı? hani forma yalan olacaktı belhanda’ya? ya hu onu da geçtim bu adamın trabzon maçındaki cezası bitti, emre’nin sakatlandığı maçtan* sonra geldi* yine 11 başladı. siz hangi galatasaray’ı izliyorsunuz?
onu da geçtim şimdi oyun olarak kıyaslayalım biraz. emre, belhanda kadar çok yönlü bir oyuncu değil. ikisi farklı oyunları oynuyor. rolleri farklı. emre kaleye daha yakın oynar, arkadan ona orta sahamız destek atar. emre duruma göre forvete de geçer, kanada da sarkar, forvet arkası da oynar ama belhanda ile bir tutulamaz!
ikisinin de yeteneğine saygı duyuyorum ama belhanda önde bana göre. hani çok kalas,kazma,çöp, yeteneksiz ya belhanda; kariyer ve başarılarına bakalım şimdi.
kariyer ve başarı: bu arkadaşın ne başarı var nereden geldi, niye geldi, bidon, çöp vs. diyenler geçmişini biraz araştırsın. montpellier’e tarihinin ilk fransa lig şampiyonluğunu kimlerle beraber kazandırmış, rolü neymiş bir baksınlar. daha da başarılı bir kariyeri ve daha büyük başarılar elde edebilirdi ama ukrayna* bence çok yanlış bir tercih oldu kendisi için. ama yine de schalke 04, nice gibi takımlarda oynaması kariyer sahibi olduğunu ispatlar nitelikte.
transfer ihtimali: şimdi sırası değil. kendisini çok severim ama şu an olmaz. hele ki terim geçen sezon devre arası da forvet isterken 1 yıldır forvet getiremeyen yönetim 15-20 günde yerini mi dolduracak?(ben bu entry’yi giriyorum, 19 ocak 2019 galatasaray ankaragücü maçı’na 8 gün kalmış, hala forvet yok) sezon sonu öyle 5-7m€ gibi komik rakamlara da değil, minimum 12m€’ya falan satılacaksa satılmalı. her ne kadar sevsem de kendisini galatasaray’ın menfaatleri çerçevesinde değerini bulan satılmalı. yerine ikamesi yapılmalı bir şekilde; ama aynı profil ama scout transferi ama başka bir şekilde yeri doldurulmalı.
evet, şimdi dilimiz döndükçe kendisi hakkında eleştirilere cevap vermeye çalıştık. ayrıca saçma entry’lerin de önüne geçmek için o kadar da uğraştık ama kafalar değişmedikten sonra yine burada saçma bir entry görme ihtimalimiz maalesef hala olası. ben her fikre saygı duyuyorum ama; bu konuda o kadar çok yersiz eleştiri yapıldı ki bu entry’yi girme ihtiyacı hissettim.
son olarak bu adamı savunmamın da iki basit sebebi var:
1)haksızlığa uğruyor.
2)galatasaray’ın menfaatleri doğrultusunda şu an kendisinin performansına ihtiyacımız var.
vakti zamanında nasıl sneijder’in yollanmasına karşı çıktıysam,(ondan da aynı zımbırtılar vardı. performansın düştü de çok maaş alıyor da bilmem ne de. adam o kadroyla asist kralı* oldu ligde hey yavrum hey!) bugün de aynı kararlılıkla kendisini savunmaya devam edeceğim. gerekçelerim de gayet basit ve yukarıda yer alıyor.
-maaş konusu
-takım ve oyun içi önemi
-10 numara tartışması
-emre akbaba kıyası
-kariyer ve başarı
-transfer ihtimali
maaş konusu: maaşından falan dem vuruluyor şu aralar kendisine ama; eğer başarılar ve akabinde maddi rahatlama istiyorsak belhanda gibi oyunculara ihtiyacımız var. evet şu an maaşı takım ortalamasının biraz üstünde, evet bize şu an yük maddi anlamda ama; eğer başarı sürekli hale gelirse bu da yavaş yavaş külfet olmaktan çıkar. ve bizim başarılıları sürekli hale getirmek için kendisi gibi oyunculara ihtiyacımız var. sen belhanda klasmanındaki adamı 1,5-2milyon€’a buraya getiremezsin. adam daha kaliteli bir ligi tercih edecektir haklı olarak. birde unutulan şöyle bir konu var. bu adamlar zaten kariyerleri iyi bir seviyede olsa ligimiz akıllarına bile gelmeyecek. sen ne dersen de bu bir gerçek. ligimiz kendileri için bir basamak. mario gomez, nani ligimizi basamak olarak kullanıp başarıya ulaşan isimlere örnektir. fenerbahçe’deyse andre ayew, islam slimani ise kendini arayan isimlere örnektir.
onun dışında takımı sil baştan yapalım. scout transferleriyle dolduralım, maliyet olarak maaş yükü baya bir hafiflesin. buraya kadar sıkıntı yok; ama o takım sahada bir başarı elde edemesin ben o zaman göreceğim taraftarı. ortalık hemen yangın yerine dönecek. böyle şey mi olur da paraya neden kıyılmadı da burası koskoca galatasaray’da kulüp kimlere kaldı da bilmem ne de diye başlanacak. benlik hiçbir sorun yok; uzun vadeli, kulüp çıkarına olacak planlamalara hiçbir zaman hayır demem ama radamel falcao ihtimali ve sonrasında yaşananları herkes hatırlıyor. bizim taraftar mentalitesi değişmedikçe belhanda’nın maaşı falan sorun değil işin açığı ve dediğim gibi başarılar istikrar kazanınca gerçekten de bir sorun teşkil etmeyecek. en başta da belirttiğim gibi makro hedefler için bu tarz riskler alınabilir.
takım ve oyun içi önemi: neden belhanda gibi oyunculara ihtiyaç var? sen bu adamı beğensen de beğenmesen de bu adam çatır çutur futbolunu oynuyor. geçen sezon ki şampiyonluktaki payı olsun, bu sezon ki kaçırdığı maçlardaki süreç olsun değerini ve takım içi önemini ispatlar nitelikte. ara sıra saçma sapan kırmızı kartlar görüyor ama o da olacak o kadar. kukumav kuşu gibi sürekli kırmızı kartlarında eleştirilmesi başta belirttiğim nefretten ileri geliyor, başka mantıklı bir açıklaması yok bu mantıksızlığın. takım için değeri anlaşıldığına göre oyun içi önemine bakalım.
bir kere kendisi gayet akıllı bir oyuncu bazıları tam tersini düşünüp hakarete varacak eleştirilerde de bulunsa bunun en güzel örneği; son sivas* maçında eren’in ıska geçtiği asistte onyekuru’nun attığı ikinci gole bakmanız yeterli olacaktır. böyle bir vizyona sahip olması ve oyunu aklıyla oynamasının dışında oyun içi diğer faydalaranı sıralayalım. takımın temposunu artırıyor, baskı yapıyor, geçişleri sağlıyor, trafiğe giriyor, atakları şekillendiriyor ve tam bir joker; bir bakmışsın 8, bir bakmışsın kanatta, bir bakmışsın 10 numara ve en ve en önemlisi bu arkadaş oyunu dikine oynamak için sorumluluk alıyor. evet takımda bunu yapmak için sorumluluk alan nadir bir isim. o top kayıpları ondan ötürü geliyor. eğer bu arkadaşta hücumu düşünmezse takım topyekün hücum etmeyi unutacak, top birinci ve ikinci bölgede dolanıp duracak da biri cesaret ederse hücuma geçeceğiz! bu top kayıplarından eleştirmek de ziyadesiyle irrasyonel bir tutum. akıl ve mantık çerçevesinde; top kaybı yapılmaması gereken yerde kayıp yaparsa herkes kızar, eleştirir; ama bu adam kaleye üç kilometre öteden top kaybedince de suçlu oluyor. şunu sormak istiyorum: kendisi top kaybı yapan tek futbolcu mu? kendisi rakip yarı alanda topu kaybedince bizim takım armut mu topluyor, topu neden geri kazanmıyoruz? neden kendisine çifte standart uygulanıyor? atıyorum atağa çıkarken x futbolcumuz top kaybedince bir şey yok belhanda kaybedince veryansın... geçiniz efendim! içinizdeki kinden arırınınız.
10 numara tartışması: forma numarasından kaynaklı olan beklentileri anlayabilirim. lakin bu arkadaşı biz numaranın gerektirdiği pozisyonda oynatmıyoruz, siz bunu anlayabilir misiniz? buradan saçma sapan fiyat/performans kıyaslaması yapılıyor. rezalet bir durum. evet skora katkısı az ve bu benim de dikkatimi çekmişti. tek eksiği buydu, aslında oynadığı mevkiyi hesaba katınca çok mühim değil bu konu. adamın işi; oyunu arkadan kurmak, asistler yapmak, pozisyona zemin hazırlamak, dalga geçilen asistin asistlerini yapıyor bu adam lakin; sneijder sendromunu üstünden atamamış taraftarımız her 10 giyenin aynı performansı vereceğini düşünüyor. siz daha herkesin sneijder kalitesinde olmadığını anlamamışsınız ki...
onun dışında başta da belirttiğim gibi bu adam klasik 10 numara mevkisinde oynamıyor. evet geldiğinde beklenti o yöndeydi ama; kendisi forvet arkası, ofansif orta saha merkez, klasik 10 numara pozisyonunda oynamıyor; skor beklentinizi düşürünüz. ne zaman saha içinde kaleye daha yakın bir pozisyonda oynatırız, o zaman beklentinizi artırınız.
başlarda biz de düşündük, bu durum canımızı sıkmadı değil. hadi oğlum dedik, çok bekledik ama sonra bir baktık ki adam 8 numarada, orta sahada değerlendiriliyor, oradan verim alınmaya çalışılıyor ve fena da bir performans göstermiyor kendisi. ama buna rağmen daha fazla katkıda bulunmasını sırf şu saçma eleştiriler kesilsin diye ben de temenni ediyor ve istiyorum. hem takım için iyi olacak hem de kendisi için eleştiriler bir nebze daha kesilecek ama dediğim gibi bu arkadaş orta saha merkez olarak kullanılıyor, ofansif orta saha merkez değil. forvet arkası değil. klasik merkez orta saha. 8, 8(sekiz) numara. dün kendisi de açıkladı. bunu görmek de çok zor olmadı zaten maçları izleyince. bu adam takımda futbol oynamaya çalışan nadir adamlardan biri, bunu görmek zor değil. umarım bu gerçeği kabullenirsiniz ve beklentinizi ona göre ayarlarsınız.
emre akbaba kıyası: dünyanın en saçma kıyaslaması. görünce hem gülüyor hem sinirleniyorum. en çok güldüren de emre gelince belhanda kızağa çekilecekmiş! ya hu maçları nasıl takip ettiniz onu da anlamıyorum ki.
emre, alanyaspor’da sezona kendi hazırlanarak geldi, sakatlığı yoktu; kendince hazırdı ama gel gör bize geldiği zaman kulübede başladı, sahada kim vardı acaba? gel zaman git zaman emre takıma iyice ısındı 11 başladı ama onunla beraber kim vardı yine 11’de acaba? aaa belhanda ya bu cidden belhanda sahada, olacak iş değil! nasıl olur? hani emre top diye oynardı? hani forma yalan olacaktı belhanda’ya? ya hu onu da geçtim bu adamın trabzon maçındaki cezası bitti, emre’nin sakatlandığı maçtan* sonra geldi* yine 11 başladı. siz hangi galatasaray’ı izliyorsunuz?
onu da geçtim şimdi oyun olarak kıyaslayalım biraz. emre, belhanda kadar çok yönlü bir oyuncu değil. ikisi farklı oyunları oynuyor. rolleri farklı. emre kaleye daha yakın oynar, arkadan ona orta sahamız destek atar. emre duruma göre forvete de geçer, kanada da sarkar, forvet arkası da oynar ama belhanda ile bir tutulamaz!
ikisinin de yeteneğine saygı duyuyorum ama belhanda önde bana göre. hani çok kalas,kazma,çöp, yeteneksiz ya belhanda; kariyer ve başarılarına bakalım şimdi.
kariyer ve başarı: bu arkadaşın ne başarı var nereden geldi, niye geldi, bidon, çöp vs. diyenler geçmişini biraz araştırsın. montpellier’e tarihinin ilk fransa lig şampiyonluğunu kimlerle beraber kazandırmış, rolü neymiş bir baksınlar. daha da başarılı bir kariyeri ve daha büyük başarılar elde edebilirdi ama ukrayna* bence çok yanlış bir tercih oldu kendisi için. ama yine de schalke 04, nice gibi takımlarda oynaması kariyer sahibi olduğunu ispatlar nitelikte.
transfer ihtimali: şimdi sırası değil. kendisini çok severim ama şu an olmaz. hele ki terim geçen sezon devre arası da forvet isterken 1 yıldır forvet getiremeyen yönetim 15-20 günde yerini mi dolduracak?(ben bu entry’yi giriyorum, 19 ocak 2019 galatasaray ankaragücü maçı’na 8 gün kalmış, hala forvet yok) sezon sonu öyle 5-7m€ gibi komik rakamlara da değil, minimum 12m€’ya falan satılacaksa satılmalı. her ne kadar sevsem de kendisini galatasaray’ın menfaatleri çerçevesinde değerini bulan satılmalı. yerine ikamesi yapılmalı bir şekilde; ama aynı profil ama scout transferi ama başka bir şekilde yeri doldurulmalı.
evet, şimdi dilimiz döndükçe kendisi hakkında eleştirilere cevap vermeye çalıştık. ayrıca saçma entry’lerin de önüne geçmek için o kadar da uğraştık ama kafalar değişmedikten sonra yine burada saçma bir entry görme ihtimalimiz maalesef hala olası. ben her fikre saygı duyuyorum ama; bu konuda o kadar çok yersiz eleştiri yapıldı ki bu entry’yi girme ihtiyacı hissettim.
son olarak bu adamı savunmamın da iki basit sebebi var:
1)haksızlığa uğruyor.
2)galatasaray’ın menfaatleri doğrultusunda şu an kendisinin performansına ihtiyacımız var.
vakti zamanında nasıl sneijder’in yollanmasına karşı çıktıysam,(ondan da aynı zımbırtılar vardı. performansın düştü de çok maaş alıyor da bilmem ne de. adam o kadroyla asist kralı* oldu ligde hey yavrum hey!) bugün de aynı kararlılıkla kendisini savunmaya devam edeceğim. gerekçelerim de gayet basit ve yukarıda yer alıyor.
