1996
basında çıkan "iddaalar" yüzünden abartılı eleştirilere maruz kalan galatasaray başkanıdır.
yıllardır alıştığımız "güçlü" yani "istese bizi dövebilir" ya da "istese bizi bitirebilir" bir yönetim tarzı sergilemediğinden olacak ki basında çıkan her haberin dakikalar sonrasında ağızda lolipopla dedikodu modunda eleştirilebiliyor. bakın burada "her haberin" "dakikalar" sonrasında diyorum. hem de herhangi birilerinin adamı olduğunu düşünmediğim kişilerce de bu kolaylıkla yapılıyor... kimileri türk milletinin maruz kaldığı yönetim facialarına karşı "müstehaksınız" der ve beni çok sinirlendirir bu söz. ancak söyleyenlerin kimi zaman haklılık payı olduğunu gösteriyor sayın mustafa cengiz yönetimi...
sürekli olarak eleştiriliyor ve 10 eleştiriden 9' unun yalan haberlerle ilgili olduğu ortaya çıkıyor. tabi ki hakkında konuşulan o 10 konu da başkan tarafından yapılmış hatalar gibi insanların hafızasında kalıyor. hatta sonraki eleştirilerin içerisine serpiştirilerek eleştiriler pekiştiriliyor. alın size berbat başkan...
bu söylediklerimin üzerine "yalan haber yaptırmasın" "gücünü ortaya koysun" "eleştirilecek yalan haberleri engelleyemiyorsa güçsüzdür" diyen varsa bu entry' e yorum yapmasın. nitekim "yine" hiç birşey anlamadan konuşmuş alacaktır ve müstehakını bulacaktır, merak etmesin...
azıcık kafası çalışan adam gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olmayan, yalnızca iddaa edilen "haber?" leri eleştirmez. en azından ağızından salyalar akarak eleştirmez.
çok defa söyledim, kişisel olarak başkanı seviyorum. daha doğrusu sempatik buluyorum. lakin bu yönetimini beğendiğim ve harika olduğunu düşündüğüm anlamına gelmiyor. galatasaray başkanı olduğu mühdetçe sempatikliği beni ilgilendirmiyor. yönetiminin iyi olmadığını düşünüyorum zaten. ancak berbat demek için hakkaten ya kendisine düşman ya rakip ya da kolay etkilenen bir vatandaş olmak gerekir. yönetim şeklinin acil ihtiyaçlarımıza yönelik olduğu ayan beyan ortadadır...
yıllardır alıştığımız "güçlü" yani "istese bizi dövebilir" ya da "istese bizi bitirebilir" bir yönetim tarzı sergilemediğinden olacak ki basında çıkan her haberin dakikalar sonrasında ağızda lolipopla dedikodu modunda eleştirilebiliyor. bakın burada "her haberin" "dakikalar" sonrasında diyorum. hem de herhangi birilerinin adamı olduğunu düşünmediğim kişilerce de bu kolaylıkla yapılıyor... kimileri türk milletinin maruz kaldığı yönetim facialarına karşı "müstehaksınız" der ve beni çok sinirlendirir bu söz. ancak söyleyenlerin kimi zaman haklılık payı olduğunu gösteriyor sayın mustafa cengiz yönetimi...
sürekli olarak eleştiriliyor ve 10 eleştiriden 9' unun yalan haberlerle ilgili olduğu ortaya çıkıyor. tabi ki hakkında konuşulan o 10 konu da başkan tarafından yapılmış hatalar gibi insanların hafızasında kalıyor. hatta sonraki eleştirilerin içerisine serpiştirilerek eleştiriler pekiştiriliyor. alın size berbat başkan...
bu söylediklerimin üzerine "yalan haber yaptırmasın" "gücünü ortaya koysun" "eleştirilecek yalan haberleri engelleyemiyorsa güçsüzdür" diyen varsa bu entry' e yorum yapmasın. nitekim "yine" hiç birşey anlamadan konuşmuş alacaktır ve müstehakını bulacaktır, merak etmesin...
azıcık kafası çalışan adam gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olmayan, yalnızca iddaa edilen "haber?" leri eleştirmez. en azından ağızından salyalar akarak eleştirmez.
çok defa söyledim, kişisel olarak başkanı seviyorum. daha doğrusu sempatik buluyorum. lakin bu yönetimini beğendiğim ve harika olduğunu düşündüğüm anlamına gelmiyor. galatasaray başkanı olduğu mühdetçe sempatikliği beni ilgilendirmiyor. yönetiminin iyi olmadığını düşünüyorum zaten. ancak berbat demek için hakkaten ya kendisine düşman ya rakip ya da kolay etkilenen bir vatandaş olmak gerekir. yönetim şeklinin acil ihtiyaçlarımıza yönelik olduğu ayan beyan ortadadır...