selçuk inan

yedek kaptan. bu tamlamayı hiç bir zaman anlamlı bulamadım, çünkü bana göre kaptan dediğin, çıkar, oynar, takımın hakkını savunur, takımı kenetler. ateşli olur, ama bir o kadar soğukkanlı ve olgundur, kısaca lider özelliklidir. selçuk'ta, arıyorum arıyorum bulamıyorum bu lider özelliği. yaşı gereği bir ağırlığı varsa, belki oradan kurtarıyordur. ama galatasaray, bünyesinde ne kaptanlar görmüş, büyük bir kulüptür. bu kaptanların hangileri, hangi yıllar arasında yedek beklemiştir, inanın bilmiyorum. yaşımla sınırlı hafızamda, selçuk inan kadar uzun yıllar kaptanlık yapmış, ve bu kadar uzun süre yedek beklemiş başka bir kaptanımız var mı, hatırlamıyorum.

hoş, kendisi oyuna girdiğinde de, malesef beklenen ağırlığı ortaya koymaktan çok uzakta kalıyor. dönmeyen beliyle, temas arayan sırtıyla, ön direkten ötesine geçemeyen kornerleriyle, o pazubandı kolunda görmek, bir taraftar olarak sabır çektiriyor insana her defasında. bu kadar yüksek yıllık ücretle hala kadroda barınması ayrı bir hayret verici olay. insan kaptanından bekliyor, ne bileyim, ben biliyorum, sen biliyorsun, medya biliyor, kim ne kadar kazanıyor, o paralar kime, neye göre veriliyor herkes biliyor. kaptan olarak çıkıp, ben bu paranın ne kadarını performans olarak veriyorum bu takıma diye sorgulamasını bekliyor insan. dedim ya, yedek kaptan diye. yedek kaptan olunca bu kadar oluyor sanırım.