21
bu ekonomik ortamda gerçekleşmesi çok zor olan durum... devlet bu takımların borcunu falan ödemez çünkü yeterince kaynak yok.
devlet bankası desteğine gelince belki olabilir, zaten aşağıda yazdım , ama orada da kanal daraldı, oranlar yükseldi. tüpçü zaten medya kuruluşlarını alırken devlet bankalarının sermaye kapasitesini oldukça azalttı. böylece tüpçü , hem fb'yi, hem de bjk'yi bitirdi ve fbjk kardeşliğini taçlandırdı.
peki ne yapabilirler?
bütün özel banka ve kişilere olan borç, tek devlet bankası tarafından ödenip, bu borç tek kredi olarak uzun vadeye yayılır. fbnin kendi borcu tek başına 650 milyon dolar, bütün klüplerin hep beraber tahmini 1,5-2 milyar dolar . zaten bu yükün altına girmek sermaye karşılama oranları kabul edilen düzeyin altında özel türk bankalarını, daha da tehlikeye sokar. ayrıca önümüzdeki on yıl boyunca devlet bankalarının kredi gücünü çok düşürür, bunun da etkisi direk seçimde görülür. üstelik bu fbnin sadece faiz ödeme rakamını azaltır, ana borç kol gibi durur, uefanın ffp kriterlerinde ana borçta önemli bir kriter. uzun lafın kısası , bu kredinin uzun vadeye yayılması sadece kredi faizi taksidi tutarını azaltacağından kısa vadede fbnin elini rahatlatır, ama uefa ve genel borçluluk olarak hiçbir fayda sağlamaz. borç çığ gibi artar.
bunun dışında devlete vergi silme ve ufak tefek teşvik olur ama o da çok az, pansuman etkisi yapar
bir de gözden kaçan başka bir hamle ali koçun savunma bakanını ziyareti... onun için fb tarihine baktığımızda eski fb başkanlarının hepsini savunma sanayisi ile iş yaptığını ve generallerle kol kola dayanışma içinde olduğunu görürüz. ali şen, bayülken, tahsin kaya, aziz yıldırım, ve hatta adaylar saadettin stewen sarar bile orduya savunma sistemi ve silah satmıştır. hatta bir zamanlar iyi kar marjı ile orduya silah satmak için fb başkanlığı çok önemli bir mevki idi. ali koçun bir sürü bakan varken ( maliye, spor, vs), tutupta savunma bakanı ile görüşmesi bu olasılığı akla getiriyor. ama o devirler geçti, savunma sanayi başka türlü yapılandı, koç grubunun savunma şirketleri de artık ihaleleri kaybetmeye başladılar.
benim aklıma gelen geçerli senaryo, ali koç iyice rezil olup yüzüne gözüne bulaştırmasından sonra görevi bırakmasıyla birlikte , fbnin konkordato ilan edip başa kayyum atanıp endirek olarak devlete bağlanmasından sonra bir şekilde rahatlatılması olabilir.
devlet bankası desteğine gelince belki olabilir, zaten aşağıda yazdım , ama orada da kanal daraldı, oranlar yükseldi. tüpçü zaten medya kuruluşlarını alırken devlet bankalarının sermaye kapasitesini oldukça azalttı. böylece tüpçü , hem fb'yi, hem de bjk'yi bitirdi ve fbjk kardeşliğini taçlandırdı.
peki ne yapabilirler?
bütün özel banka ve kişilere olan borç, tek devlet bankası tarafından ödenip, bu borç tek kredi olarak uzun vadeye yayılır. fbnin kendi borcu tek başına 650 milyon dolar, bütün klüplerin hep beraber tahmini 1,5-2 milyar dolar . zaten bu yükün altına girmek sermaye karşılama oranları kabul edilen düzeyin altında özel türk bankalarını, daha da tehlikeye sokar. ayrıca önümüzdeki on yıl boyunca devlet bankalarının kredi gücünü çok düşürür, bunun da etkisi direk seçimde görülür. üstelik bu fbnin sadece faiz ödeme rakamını azaltır, ana borç kol gibi durur, uefanın ffp kriterlerinde ana borçta önemli bir kriter. uzun lafın kısası , bu kredinin uzun vadeye yayılması sadece kredi faizi taksidi tutarını azaltacağından kısa vadede fbnin elini rahatlatır, ama uefa ve genel borçluluk olarak hiçbir fayda sağlamaz. borç çığ gibi artar.
bunun dışında devlete vergi silme ve ufak tefek teşvik olur ama o da çok az, pansuman etkisi yapar
bir de gözden kaçan başka bir hamle ali koçun savunma bakanını ziyareti... onun için fb tarihine baktığımızda eski fb başkanlarının hepsini savunma sanayisi ile iş yaptığını ve generallerle kol kola dayanışma içinde olduğunu görürüz. ali şen, bayülken, tahsin kaya, aziz yıldırım, ve hatta adaylar saadettin stewen sarar bile orduya savunma sistemi ve silah satmıştır. hatta bir zamanlar iyi kar marjı ile orduya silah satmak için fb başkanlığı çok önemli bir mevki idi. ali koçun bir sürü bakan varken ( maliye, spor, vs), tutupta savunma bakanı ile görüşmesi bu olasılığı akla getiriyor. ama o devirler geçti, savunma sanayi başka türlü yapılandı, koç grubunun savunma şirketleri de artık ihaleleri kaybetmeye başladılar.
benim aklıma gelen geçerli senaryo, ali koç iyice rezil olup yüzüne gözüne bulaştırmasından sonra görevi bırakmasıyla birlikte , fbnin konkordato ilan edip başa kayyum atanıp endirek olarak devlete bağlanmasından sonra bir şekilde rahatlatılması olabilir.