1187
yeni nesil spor yazarlari arasinda en begendigim iki kisiden biri bu cocuk. digeri de ilgaz cinar zaten.
ozan kabak konusunda sonuna kadar hakli oldugunu dusunuyorum. yoneticilerin oncelikli gorevi temsil ettikleri kuluplerin cikarlarini korumaksa, boyle potansiyelli bir oyuncunun sozlesmesinin goz ardi edilmis olmasi da pekala bir yonetim zafiyetidir. tipki yarim sezonu forvetsiz gecirterek riske atmak veya transfer ettigin oyuncunun belgelerini zamaninda yetistiremeyip parasini verirken oynatamamak gibi... ugur hem galatasaray taraftarliginin hem de gazeteciliginin verdigi gucle bunu elestirmektedir ve son derecede haklidir.
unutmadan buradaki yorumlarin geneli, ozellikle de konu kendi degerlerimiz oldugunda bana sikca sagidaki fikrayi animsatiyor:
ziyaretçinin biri cehennemi dolaşıyormuş. bakmış ki her taraf kazan, içleri zift dolu, herbirinin üstünde de; fransız kazanı, alman kazanı, italyan kazanı, japon kazanı gibi etiketler varmış. her kazanın başında, elinde koca sopasıyla bir zebani duruyormuş. bu durum ziyaretçinin dikkatini çekmiş kendisini gezdiren rehbere sormuş:
- bu zebaniler, kazanların başında niye bekliyor?
rehber cevap vermiş:
- bazen biri kazanlardaki ziftten kafasını çıkarmak istiyor, o zaman zebani elinceki sopayla kafasına vurup geri sokuyor.
başında hiç zebani olmayan bir kazan görünce, çok şaşıran ziyaretçi yine sormuş:
- niye bu kazanın başında hiç zebani yok?
rehber yine cevap vermiş:
- o türk kazanı, zebaniye gerek yok ki; biri kafasını çıkarır çıkarmaz, aşağıdan çekiyorlar zaten...
ozan kabak konusunda sonuna kadar hakli oldugunu dusunuyorum. yoneticilerin oncelikli gorevi temsil ettikleri kuluplerin cikarlarini korumaksa, boyle potansiyelli bir oyuncunun sozlesmesinin goz ardi edilmis olmasi da pekala bir yonetim zafiyetidir. tipki yarim sezonu forvetsiz gecirterek riske atmak veya transfer ettigin oyuncunun belgelerini zamaninda yetistiremeyip parasini verirken oynatamamak gibi... ugur hem galatasaray taraftarliginin hem de gazeteciliginin verdigi gucle bunu elestirmektedir ve son derecede haklidir.
unutmadan buradaki yorumlarin geneli, ozellikle de konu kendi degerlerimiz oldugunda bana sikca sagidaki fikrayi animsatiyor:
ziyaretçinin biri cehennemi dolaşıyormuş. bakmış ki her taraf kazan, içleri zift dolu, herbirinin üstünde de; fransız kazanı, alman kazanı, italyan kazanı, japon kazanı gibi etiketler varmış. her kazanın başında, elinde koca sopasıyla bir zebani duruyormuş. bu durum ziyaretçinin dikkatini çekmiş kendisini gezdiren rehbere sormuş:
- bu zebaniler, kazanların başında niye bekliyor?
rehber cevap vermiş:
- bazen biri kazanlardaki ziftten kafasını çıkarmak istiyor, o zaman zebani elinceki sopayla kafasına vurup geri sokuyor.
başında hiç zebani olmayan bir kazan görünce, çok şaşıran ziyaretçi yine sormuş:
- niye bu kazanın başında hiç zebani yok?
rehber yine cevap vermiş:
- o türk kazanı, zebaniye gerek yok ki; biri kafasını çıkarır çıkarmaz, aşağıdan çekiyorlar zaten...