529
2001-2002 sezonunda transfer ettiğimiz eski kalecimiz.
galatasaray kariyeri boyunca bülent korkmaz - emre aşık, rigobert song - stjepan tomas gibi ikililerin arkasında oynamak gibi bir şansı olsa da bazı maçlarda kendisine ekstra yük bindiği de oluyordu. ama eğer günündeyse, üzerine binen o ekstra yükün ağırlığına bakmadan inanılmaz işler yapabiliyordu. misal 20 şubat 2002 liverpool galatasaray maçı'nda gösterdiği performansı bugün ortaya koysa, ingiliz kulüpleri mondragon'u almak için kapımızda yatardı. "bundan daha iyisi olmaz" diye düşünürken bir başka şampiyonlar gibi karşılaşması olan 2 aralık 2003 galatasaray juventus maçı'nda yine harikalar yaratmıştı. 11 mayıs 2005 galatasaray fenerbahçe maçı ise aklıma gelen bir başka iyi maçı. elbette kötü performansları da oldu, ama genel anlamda iyi bir görünümle sürdürdü ve noktaladı galatasaray kariyerini.
işte bir başka hikaye ise tam da mondragon'un galatasaray kariyerini noktaladığı yerde başladı. benim için zoran simovic sonrası, claudio andre mergen taffarel'in gelişine kadar geçen dönem galatasaray kalesindeki ilk karanlık dönemdi. taffarel'in hemen ardından mondragon gelip bizim ikinci bir karanlık dönem yaşamamıza bir süre mani olsa da, 2007-2008 sezonunda takımdan ayrılınca ikinci karanlık dönemimiz başlamış oldu. kimler geçmedi ki kalemize? aykut erçetin, ufuk ceylan, robinson zapata, orkun usak gibi. ve biz bu süreçte bir de şampiyonluk kazandık.
galatasaray kariyeri boyunca bülent korkmaz - emre aşık, rigobert song - stjepan tomas gibi ikililerin arkasında oynamak gibi bir şansı olsa da bazı maçlarda kendisine ekstra yük bindiği de oluyordu. ama eğer günündeyse, üzerine binen o ekstra yükün ağırlığına bakmadan inanılmaz işler yapabiliyordu. misal 20 şubat 2002 liverpool galatasaray maçı'nda gösterdiği performansı bugün ortaya koysa, ingiliz kulüpleri mondragon'u almak için kapımızda yatardı. "bundan daha iyisi olmaz" diye düşünürken bir başka şampiyonlar gibi karşılaşması olan 2 aralık 2003 galatasaray juventus maçı'nda yine harikalar yaratmıştı. 11 mayıs 2005 galatasaray fenerbahçe maçı ise aklıma gelen bir başka iyi maçı. elbette kötü performansları da oldu, ama genel anlamda iyi bir görünümle sürdürdü ve noktaladı galatasaray kariyerini.
işte bir başka hikaye ise tam da mondragon'un galatasaray kariyerini noktaladığı yerde başladı. benim için zoran simovic sonrası, claudio andre mergen taffarel'in gelişine kadar geçen dönem galatasaray kalesindeki ilk karanlık dönemdi. taffarel'in hemen ardından mondragon gelip bizim ikinci bir karanlık dönem yaşamamıza bir süre mani olsa da, 2007-2008 sezonunda takımdan ayrılınca ikinci karanlık dönemimiz başlamış oldu. kimler geçmedi ki kalemize? aykut erçetin, ufuk ceylan, robinson zapata, orkun usak gibi. ve biz bu süreçte bir de şampiyonluk kazandık.
