12
hakkında alkol, madde bağımlılığı vs. bilgisine (bkz: #2565027) şaşırdığım, internette bu konuda herhangi bir bilgiye rastlamadığım amerikalı yüzücü. tabii ki doğru olabilir, ben kaçırmış olabilirim, fakat sporu bırakmasını bu gerekçelere dayandırmanın biraz yüzeysel bir yorum olacağını düşünüyorum.
olimpik yüzücüler arasında ağır depresyon oldukça yaygın. ian thorpe, michael phelps, allison schmitt ilk aklıma gelen isimler. yüzücüler çok küçük yaşlardan itibaren, çok ağır tempoda, tamamen çevrelerinden izole bir ortamda çalışıyorlar. henüz çocukken, işin rekabet ve başarı boyutu tam olarak idrak edilmemişken işler güzel gidiyor fakat 17-18 yaşlarında ilk olimpiyat madalyaları kazanıldıktan sonra, henüz kişilikleri oturma sürecindeki bu çocuklar "başarıyı devam ettirme zorunluluğu" yükünü taşımak zorunda kalıyorlar. 4 yıl boyunca çılgınca çalışılan bir etkinlikte kaderlerinin 1-2 dakikalık bir performansa dayalı olması, en ufak hatanın ya da sakatlığın 4 yılı çöpe atacak olması fikrinin altında eziliyorlar.
missy franklin 2012 londra olimpiyatlarını domine ettiğinde 17 yaşındaydı. müthiş performansını şaşkınlıkla izlemiştim. olimpiyat sonrası önünde iki seçenek vardı, ya profesyonel olacak, ya da üniversite eğitimine devam edip bir süre amatör yüzücü olacak devam edecekti. ailesi ile beraber ikinci yolu seçmeye karar verdiler. bu karar o dönem çok tartışıldı çünkü amatör kalması demek, sponsorluk anlaşması yapamayacak olması demekti ki o dönemki popülaritesi de göz önünde bulundurulduğunda elinin tersiyle ittiği tutarın 10 milyon doları bulabileceği tahminleri yapıldı.
sonraki dönem franklin için tam bir hayal kırıklığı oldu. önce sırt, sonra omuz sakatlığı geçirdi. bu dönemde, yukarıda da bahsetmeye çalıştığım sebeplerle ağır bir depresyona girdi ki kendisi de 2016 rio olimpiyatlarında başarısız olmasının fiziksel bir nedeni olmadığını belirtiyor, kötü sonucu tamamen kendine ve vücuduna olan güvenini kaybetmiş olmasına bağlıyor. neticede, omuz sakatlığını türlü tedavi ve ameliyatlara rağmen atlatamaması da en sonunda emeklilik kararı vermesine sebep oluyor.
missy franklin sevdiğim bir sporcuydu, müthiş bir yüzücü fiziği ve kocaman gülüşüyle çok pozitif bir havası vardı. maalesef sporu çok genç yaşta bırakmak zorunda kaldı.
olimpik yüzücüler arasında ağır depresyon oldukça yaygın. ian thorpe, michael phelps, allison schmitt ilk aklıma gelen isimler. yüzücüler çok küçük yaşlardan itibaren, çok ağır tempoda, tamamen çevrelerinden izole bir ortamda çalışıyorlar. henüz çocukken, işin rekabet ve başarı boyutu tam olarak idrak edilmemişken işler güzel gidiyor fakat 17-18 yaşlarında ilk olimpiyat madalyaları kazanıldıktan sonra, henüz kişilikleri oturma sürecindeki bu çocuklar "başarıyı devam ettirme zorunluluğu" yükünü taşımak zorunda kalıyorlar. 4 yıl boyunca çılgınca çalışılan bir etkinlikte kaderlerinin 1-2 dakikalık bir performansa dayalı olması, en ufak hatanın ya da sakatlığın 4 yılı çöpe atacak olması fikrinin altında eziliyorlar.
missy franklin 2012 londra olimpiyatlarını domine ettiğinde 17 yaşındaydı. müthiş performansını şaşkınlıkla izlemiştim. olimpiyat sonrası önünde iki seçenek vardı, ya profesyonel olacak, ya da üniversite eğitimine devam edip bir süre amatör yüzücü olacak devam edecekti. ailesi ile beraber ikinci yolu seçmeye karar verdiler. bu karar o dönem çok tartışıldı çünkü amatör kalması demek, sponsorluk anlaşması yapamayacak olması demekti ki o dönemki popülaritesi de göz önünde bulundurulduğunda elinin tersiyle ittiği tutarın 10 milyon doları bulabileceği tahminleri yapıldı.
sonraki dönem franklin için tam bir hayal kırıklığı oldu. önce sırt, sonra omuz sakatlığı geçirdi. bu dönemde, yukarıda da bahsetmeye çalıştığım sebeplerle ağır bir depresyona girdi ki kendisi de 2016 rio olimpiyatlarında başarısız olmasının fiziksel bir nedeni olmadığını belirtiyor, kötü sonucu tamamen kendine ve vücuduna olan güvenini kaybetmiş olmasına bağlıyor. neticede, omuz sakatlığını türlü tedavi ve ameliyatlara rağmen atlatamaması da en sonunda emeklilik kararı vermesine sebep oluyor.
missy franklin sevdiğim bir sporcuydu, müthiş bir yüzücü fiziği ve kocaman gülüşüyle çok pozitif bir havası vardı. maalesef sporu çok genç yaşta bırakmak zorunda kaldı.