1
senelerdir önümüzde olan lakin adeta ama gibi görmezden gelmeye çalıştığımız ve daha fazla ötelenemeyecek olan mecburi olarak yapacağımız seçimdir...
yıllardır basketbol kamuoyunda hep boş işler konuşulur ama bunun sebebi konuşan tarafların aptal değil kötü niyetli olmasıdır. amaç neyin mühim neyin değil olduğuna karar veremeyecek kadar cahil sadece aval aval topa bakan görece genç ve para harcamaya meyilli kitleleri sonucu önceden belirlenmiş bir çeşit sonucu tayin edilmiş boş beleş organizasyonlara malzeme ettik ve bu odakların cebini doldurmasını sağlamaktır.
farz-ı muhal iki sene iflas edecek olan ülker grubuna teselli ikramiyesi olarak euroleague'in verilmesi yahut çekilerek oyunu bozduğumuz fener-gs playoff finali gibi son yıllardan örnek vermek gerekirse. ne var ki bular hep olur zira lobicilik bir sektördür aksi takdirde nba'de sürekli celtics-lakers finali izlenir ve bu da hiç iktisadi olmaz.
ne var ki hemen her haftanın senaryosu önceden yazılan ve ortakları anadolu efes, baskonia, cska moscow, fc barcelona, fenerbahçe, maccabi tel aviv, milan, olympiacos, panathinaikos, real madrid ve žalgiris olan bir limited şirketi ne diye zengin etsin yahut eğlencelerine malzeme olsun ki türk basketbolunun ruhu ve temeli olan galatasaray? üstelik bizim taraftarımız diğer basket camialarının toplamından daha fazla spor kültürüne sahip.
ortaklarından biri fenerbahçe olan ve sponsorlarının tamamı fenerbahçe kongre üyesi olan, devlet kurumu olan sponsoru ise alenen fenerbahçeyi destekleyen gayr-i resmi bir organizasyona niye katılalım?
galatasaray daima batıya entegre, kurutluş amacı batıyı her platformda alt etmek olan ve uluslararası hukuka herdem saygılı bir dünya camiası olan galatasaray topluluğu işbu kavgada elbette ki resmi federasyon olan fiba'dan yana tutum sergilemeliyiz!
öncelikle euroleague basketball'un ikinci kupasını aldık mı? evet aldık... euroleague'de yıllarca başarıyla mücadele ettik mi? ettik hatta derecede yaptık.
kazananın 30 milyon euro harcayıp karşılığında 1 milyon euro aldığı bir organizasyon iktisadi mi? değil...
ahlaki mi? değil... islami mi? değil... milli mi? değil... liberal mi? değil... adil (kazananlar baştan belii ki yavaş yavaş kapalı lige gidiliyor) mi? değil... demokratik mi? değil... sosyal eşitlikçi mi? değil... yani siyasal spektrumun en sağından en soluna git hepsinde cevap menfi...
iktisadi olmadığı gibi sporun ruhuna uygun mu? değil zira milli takımları ikinci plana atan; olimpik ruhu öncelemeyen tıpkı rüya takım 92'ye kadar olimpiyatları boykot eden nba gibi şimdi euroleague fiba ile milli maçlar üzerinden milli ruhu yani sporun amatör ve olimpik yüzünü ikinci plana atmakta...
elbette ki spor branşları avrupa merkezli çıktı diye ebediyete kadar bu kıtanın değerleriyle yaşamaz ama kuzey amerika çıkışlı her spor dalı da beyzbol gibi softball gibi amerikan güreşine, amerikan futboluna benzeyecek diye bir kaide de yok. yani her amerikan branşı da tiyatro değil gayet olimpik branşlarda var...dolayısıyla olimpik bir spor olan ve kolaylıkla dünyanın her yerinde oynanabilen 7 kıtaya yayılmış olan bu güzel spor dalı asla amerikan plastik showuna dönüşmeyecek...nba bile disipline edilirken avrupa'nın üç beş şımarık kodaman (çoğu da türk ve fenerli maalesef :) ) avrupa baseketini nasıl olur da yasal-resmi mecrasından fiba europe'tan çıkararak gayri-olimpik bir merhaleye evirebilir?
galatasaray kültürü buna alet olmaya izin vermez, galatasaray'ın iktisadi yapısı da böylesi bir şımarıklık içinde debelenemez, dahası artık kısa vadede çatışacak olan fiba-euroleague kapışmasında galatasaray milli takımlardan ve olimpik ruhtan yana olmak zorundadır zira galatasaray ahlakı bunu gerektirir...
tüm bu ilkesel, iktisadi ve hukuki durumlardan başka bir de pragmatik bir bakış açısıyla bakıldığında da burada da fiba'dan yana tavır koymak galatasaray'a tbf ve fiba nezdinde hem organizasyonlarına teveccüh hem de milli takım seçmelerinde bize mukayeseli avantajlar sağlayacaktır.
daha önce de belirttiğim gibi eurocup'ı aldık, euroleauge'de yıllarca mücadele ettik derece yaptık daha geçen sene o kadar sıkıntıya rağmen tarihi zaferler elde edip alnımızın akıyla çıktı...eee fiba şampiyonlar ligi'ne daha önce katıldık mı? hayır... fiba europe cup'ı aldık mı? hayır... bu iki organizasyon da euroleague göre daha az yıpratıcı mı? evet... bu kupalar müzemide mi? hayır...galatasaray kupa canavarıdır gayri resmi isimlerinden biri de kupa beyi'dir...
eee o zaman kararımızı çabucak verelim zira bitraf olan bertaraf olur... bir yandan bertomeu'yu zengin edip şımarık fener lobisine malzeme olmak bir yandan resmi kurumların yanında uluslararası tanınmışlığın vermiş olduğu olimpik lobiyle alınmayı bekleyen 2 kupa...önce fiba europe cup'ı alalım sonra da fiba şampiyonlar ligi'ni tam da re-organizasyonumuza uygun şekilde kolaydan zora bu yenilmez armada yol alsın artık zira aslolan galatasaray'dır ve bu dilemmadaki tercih kararı da feneri yok oluşa bizi ise yeniden doğuşa ulaştıracak hayırlı bir karardır...hürmetler renktaşlar...
yıllardır basketbol kamuoyunda hep boş işler konuşulur ama bunun sebebi konuşan tarafların aptal değil kötü niyetli olmasıdır. amaç neyin mühim neyin değil olduğuna karar veremeyecek kadar cahil sadece aval aval topa bakan görece genç ve para harcamaya meyilli kitleleri sonucu önceden belirlenmiş bir çeşit sonucu tayin edilmiş boş beleş organizasyonlara malzeme ettik ve bu odakların cebini doldurmasını sağlamaktır.
farz-ı muhal iki sene iflas edecek olan ülker grubuna teselli ikramiyesi olarak euroleague'in verilmesi yahut çekilerek oyunu bozduğumuz fener-gs playoff finali gibi son yıllardan örnek vermek gerekirse. ne var ki bular hep olur zira lobicilik bir sektördür aksi takdirde nba'de sürekli celtics-lakers finali izlenir ve bu da hiç iktisadi olmaz.
ne var ki hemen her haftanın senaryosu önceden yazılan ve ortakları anadolu efes, baskonia, cska moscow, fc barcelona, fenerbahçe, maccabi tel aviv, milan, olympiacos, panathinaikos, real madrid ve žalgiris olan bir limited şirketi ne diye zengin etsin yahut eğlencelerine malzeme olsun ki türk basketbolunun ruhu ve temeli olan galatasaray? üstelik bizim taraftarımız diğer basket camialarının toplamından daha fazla spor kültürüne sahip.
ortaklarından biri fenerbahçe olan ve sponsorlarının tamamı fenerbahçe kongre üyesi olan, devlet kurumu olan sponsoru ise alenen fenerbahçeyi destekleyen gayr-i resmi bir organizasyona niye katılalım?
galatasaray daima batıya entegre, kurutluş amacı batıyı her platformda alt etmek olan ve uluslararası hukuka herdem saygılı bir dünya camiası olan galatasaray topluluğu işbu kavgada elbette ki resmi federasyon olan fiba'dan yana tutum sergilemeliyiz!
öncelikle euroleague basketball'un ikinci kupasını aldık mı? evet aldık... euroleague'de yıllarca başarıyla mücadele ettik mi? ettik hatta derecede yaptık.
kazananın 30 milyon euro harcayıp karşılığında 1 milyon euro aldığı bir organizasyon iktisadi mi? değil...
ahlaki mi? değil... islami mi? değil... milli mi? değil... liberal mi? değil... adil (kazananlar baştan belii ki yavaş yavaş kapalı lige gidiliyor) mi? değil... demokratik mi? değil... sosyal eşitlikçi mi? değil... yani siyasal spektrumun en sağından en soluna git hepsinde cevap menfi...
iktisadi olmadığı gibi sporun ruhuna uygun mu? değil zira milli takımları ikinci plana atan; olimpik ruhu öncelemeyen tıpkı rüya takım 92'ye kadar olimpiyatları boykot eden nba gibi şimdi euroleague fiba ile milli maçlar üzerinden milli ruhu yani sporun amatör ve olimpik yüzünü ikinci plana atmakta...
elbette ki spor branşları avrupa merkezli çıktı diye ebediyete kadar bu kıtanın değerleriyle yaşamaz ama kuzey amerika çıkışlı her spor dalı da beyzbol gibi softball gibi amerikan güreşine, amerikan futboluna benzeyecek diye bir kaide de yok. yani her amerikan branşı da tiyatro değil gayet olimpik branşlarda var...dolayısıyla olimpik bir spor olan ve kolaylıkla dünyanın her yerinde oynanabilen 7 kıtaya yayılmış olan bu güzel spor dalı asla amerikan plastik showuna dönüşmeyecek...nba bile disipline edilirken avrupa'nın üç beş şımarık kodaman (çoğu da türk ve fenerli maalesef :) ) avrupa baseketini nasıl olur da yasal-resmi mecrasından fiba europe'tan çıkararak gayri-olimpik bir merhaleye evirebilir?
galatasaray kültürü buna alet olmaya izin vermez, galatasaray'ın iktisadi yapısı da böylesi bir şımarıklık içinde debelenemez, dahası artık kısa vadede çatışacak olan fiba-euroleague kapışmasında galatasaray milli takımlardan ve olimpik ruhtan yana olmak zorundadır zira galatasaray ahlakı bunu gerektirir...
tüm bu ilkesel, iktisadi ve hukuki durumlardan başka bir de pragmatik bir bakış açısıyla bakıldığında da burada da fiba'dan yana tavır koymak galatasaray'a tbf ve fiba nezdinde hem organizasyonlarına teveccüh hem de milli takım seçmelerinde bize mukayeseli avantajlar sağlayacaktır.
daha önce de belirttiğim gibi eurocup'ı aldık, euroleauge'de yıllarca mücadele ettik derece yaptık daha geçen sene o kadar sıkıntıya rağmen tarihi zaferler elde edip alnımızın akıyla çıktı...eee fiba şampiyonlar ligi'ne daha önce katıldık mı? hayır... fiba europe cup'ı aldık mı? hayır... bu iki organizasyon da euroleague göre daha az yıpratıcı mı? evet... bu kupalar müzemide mi? hayır...galatasaray kupa canavarıdır gayri resmi isimlerinden biri de kupa beyi'dir...
eee o zaman kararımızı çabucak verelim zira bitraf olan bertaraf olur... bir yandan bertomeu'yu zengin edip şımarık fener lobisine malzeme olmak bir yandan resmi kurumların yanında uluslararası tanınmışlığın vermiş olduğu olimpik lobiyle alınmayı bekleyen 2 kupa...önce fiba europe cup'ı alalım sonra da fiba şampiyonlar ligi'ni tam da re-organizasyonumuza uygun şekilde kolaydan zora bu yenilmez armada yol alsın artık zira aslolan galatasaray'dır ve bu dilemmadaki tercih kararı da feneri yok oluşa bizi ise yeniden doğuşa ulaştıracak hayırlı bir karardır...hürmetler renktaşlar...