151
yetenekli, müthiş teknik, sol ayaklı ve on numara. üstelik uzaktan şutları da mükemmel. tek eksiği kondisyon ve fizik güç. eksik dediysek de öyle ergen seviyesinde değil. a takımı kaldırabilecek düzeyde ama bir gömlek daha yukarı çekilmesi gereken seviyede. bu nedenle ilk maçlarda örselenecektir, tartaklanacaktır ama sonuçta (kısa sürede) büyük yol alacaktır.
kondisyon oynayarak, fizik güç çalışarak elde edilebilen şeylerdir. atalay babacan her ikisine de hazır bir görüntüde.
o kadar mükemmel inceci ki, rodrigues ile onyekuru’yu uçurabilir, aradığımız kan olabilir. ben sürekli sneijder diyorum neden? çünkü kilt paslarla bu iki kanat oyuncusunu mükemmel oynatacağını ve uzaktan şutlarla gol bulabileceğini düşündüğüm için. işte atalay da aynı duygulara sahibim. asgari on maçını izledim. üstelik bazıları tarladan bozma zeminlerdeydi. asy’in kaymak gibi zemininde çok daha iyi olacağını düşünüyorum. nitekim şampiyonlar liginde oynadığı maçlarda harikaydı. porto maçında, schalke ve lokomotiv moskova maçlarında çok iyiydi.
yunus akgün ile birlikte hemen a takım onbirine monte edilmesi gerektiği kanaatindeyim. hiç tereddüte gerek yoktur. hem de “hata yapmaktan asla korkma” denilerek her ikisi de tıpkı ozan gibi sahaya sürülmeliler. futbol zekaları mükemmel bu çocukların. (celil yüksel’i yeterince izleyemedim ama o da yetenekli gözüküyor)
iddia ediyorum, türkiye liginde futbol zekası en yüksek futbolcu şu anda ozan muhammet kabak. (maaşallah diyelim. elemtere fiş kem gözlere şiş) bunu futbolu bilenler çok net görüyorlardır. genç olduğu için bunu yazmak istemedim şimdiye kadar ama kesinlikle böyle düşünüyorum. futbol öncelikle zeka ile oynanır. ondan sonra fizik, kondisyon ve teknik gelir. örneğin messi, platini, sneijder, hagi, bizdeki sergen, eskilerden pele, maradona, beckenbauer, johan cruyf hep zekalarıyla oynadılar futbolu. zekalarını fizik ve kondisyonla tamamlayınca dünya çapında yıldız oldular. (iki ronaldo’da da daha çok güçleri ön planda olsa da kesinlikle zekalarıyla yıldız olanlardan.)
futbol zekası nedir? futbol zekası kendine güvendir, rakipten önce düşünmek, karar vermek ve uygulamaktır. rakibi faulsüz marke etmek, pasın açısını ve şiddetini mükemmel ayarlamaktır. beyni ile ayaklarına ve vücuduna hükmetmek, kilit paslar atmaktır. kısacası ne yapılması gerekiyorsa onu rakipten önce düşünüp yapmaktır.
işte tüm bunlar bizim altyapıdaki birçok futbolcuda var. onlar bizim için gerçekten bulunmaz nimet ama eski alışkanlıklar ile köreltilmelerinden korkuyorum.
alt liglerde başka bir takıma gönderelim pişsinler düşüncesi kadar yanlış bir bakış açısı yoktur. alt liglerde maçlar tarlalarda oynanıyor, kasapların bol olduğu takımlarla oynanıyor. oralarda genç bir futbolcunun ilerleme kaydetmesi imkansıza yakın bir şey. bu çocuğu daha tecrübesizken ormandaki vahşilerin içine atmak gibi bir şey. avrupada olabilir ama bizim ülkemiz buna müsait de-ğil.
altyapıda oynayan, mustafa kapı dahil en az sekiz futbolcunun a takım kadrosuna alınması ve hepsinin yavaş yavaş kadroya monte edilmesi gerektiğine inanıyorum. mükemmel zeminlerde, yetenekli futbolcuların arasında ve elli bin taraftarın enerjisiyle mükemmel olacaklarından hiç şüphe duymuyorum. hem de üstte dediğim gibi, hata yapsınlar, örselensinler, tartaklansınlar hiç korkmaya gerek yok. çünkü sonunda müthiş gelişme kaydedeceklerdir.
kondisyon oynayarak, fizik güç çalışarak elde edilebilen şeylerdir. atalay babacan her ikisine de hazır bir görüntüde.
o kadar mükemmel inceci ki, rodrigues ile onyekuru’yu uçurabilir, aradığımız kan olabilir. ben sürekli sneijder diyorum neden? çünkü kilt paslarla bu iki kanat oyuncusunu mükemmel oynatacağını ve uzaktan şutlarla gol bulabileceğini düşündüğüm için. işte atalay da aynı duygulara sahibim. asgari on maçını izledim. üstelik bazıları tarladan bozma zeminlerdeydi. asy’in kaymak gibi zemininde çok daha iyi olacağını düşünüyorum. nitekim şampiyonlar liginde oynadığı maçlarda harikaydı. porto maçında, schalke ve lokomotiv moskova maçlarında çok iyiydi.
yunus akgün ile birlikte hemen a takım onbirine monte edilmesi gerektiği kanaatindeyim. hiç tereddüte gerek yoktur. hem de “hata yapmaktan asla korkma” denilerek her ikisi de tıpkı ozan gibi sahaya sürülmeliler. futbol zekaları mükemmel bu çocukların. (celil yüksel’i yeterince izleyemedim ama o da yetenekli gözüküyor)
iddia ediyorum, türkiye liginde futbol zekası en yüksek futbolcu şu anda ozan muhammet kabak. (maaşallah diyelim. elemtere fiş kem gözlere şiş) bunu futbolu bilenler çok net görüyorlardır. genç olduğu için bunu yazmak istemedim şimdiye kadar ama kesinlikle böyle düşünüyorum. futbol öncelikle zeka ile oynanır. ondan sonra fizik, kondisyon ve teknik gelir. örneğin messi, platini, sneijder, hagi, bizdeki sergen, eskilerden pele, maradona, beckenbauer, johan cruyf hep zekalarıyla oynadılar futbolu. zekalarını fizik ve kondisyonla tamamlayınca dünya çapında yıldız oldular. (iki ronaldo’da da daha çok güçleri ön planda olsa da kesinlikle zekalarıyla yıldız olanlardan.)
futbol zekası nedir? futbol zekası kendine güvendir, rakipten önce düşünmek, karar vermek ve uygulamaktır. rakibi faulsüz marke etmek, pasın açısını ve şiddetini mükemmel ayarlamaktır. beyni ile ayaklarına ve vücuduna hükmetmek, kilit paslar atmaktır. kısacası ne yapılması gerekiyorsa onu rakipten önce düşünüp yapmaktır.
işte tüm bunlar bizim altyapıdaki birçok futbolcuda var. onlar bizim için gerçekten bulunmaz nimet ama eski alışkanlıklar ile köreltilmelerinden korkuyorum.
alt liglerde başka bir takıma gönderelim pişsinler düşüncesi kadar yanlış bir bakış açısı yoktur. alt liglerde maçlar tarlalarda oynanıyor, kasapların bol olduğu takımlarla oynanıyor. oralarda genç bir futbolcunun ilerleme kaydetmesi imkansıza yakın bir şey. bu çocuğu daha tecrübesizken ormandaki vahşilerin içine atmak gibi bir şey. avrupada olabilir ama bizim ülkemiz buna müsait de-ğil.
altyapıda oynayan, mustafa kapı dahil en az sekiz futbolcunun a takım kadrosuna alınması ve hepsinin yavaş yavaş kadroya monte edilmesi gerektiğine inanıyorum. mükemmel zeminlerde, yetenekli futbolcuların arasında ve elli bin taraftarın enerjisiyle mükemmel olacaklarından hiç şüphe duymuyorum. hem de üstte dediğim gibi, hata yapsınlar, örselensinler, tartaklansınlar hiç korkmaya gerek yok. çünkü sonunda müthiş gelişme kaydedeceklerdir.
