1725
yıllarca beşiktaş klübünün başkanlığını yapıp, üstüne tonla para harcayıp, klüpte en nefret edilen adam haline gelmiş birisi tarafından yönetilen oluşum.
beşiktaş’ı rezil ettikten sonra getirildiği tff’yi de perişan eden yıldırım demirören ne bir milli başarı elde edebilmiş, ne itibarımızı artırabilmiş, ne geleceğe yönelik bir vizyon ortaya koyup bu yönde bir dönüşümü başlatabilmiş, ne de türkiye ligleri’nde herkesin vicdanen müsterih olduğu, adil, hukuka dayalı bir yapı kurabilmiştir.
işin özeti bildiğiniz beceriksizdir yıldırım demirören.
beceriksiz olduğu gibi omurgasız da olunca bu görev için biçilmiş kaftan haline gelmiştir.
yıllar önce siyasetin boyunduruğundan büyük mücadelelerle kurtulup bağımsız hale gelen tff, bu zayıf karakterli adamla yeni rejime uyumlu hale gelmiştir.
iktidar ile ilişkilerini iyi tutmaya çalışan klüp yöneticilerinin, o iktidarın uzantısı ve emir eri konumundaki tff ile bir mücadeleye girmesi mümkün olmadığından, bütün rezilliklerine ve başarısızlıklarına rağmen tff yöneticileri görevlerini sürdürmüştür.
klüp yöneticilerinin iktidar korkusu bir yana, sürekli yapılan hatalar ve adaletsiz uygulamalar sırasında birbirlerine oh olsun diyerek ellerini ovuşturnaları da tffnin elini rahatlatan, bütün beceriksizliğine rağmen yerinde kalmasını sağlayan sebeplerden biri olmuştur.
örneğin beşiktaş - fenerbahçe türkiye kupası maçı fenerbahçe seyircisinin çıkardığı olaylar sebebiyle hakem tarafından tatil edilmiş, herkes hükmen beşiktaş’ın kazandığının açıklanmasını beklerken maça devam kararı alınmış, bu hukuksuz uygulama beşiktaş tarafından protesto edilerek kupadan çekilinmiş, maça çıkılmamış, bu durum beşiktaşlılar hariç kimsenin umurunda olmamış, hayat devam etmiştir.
hatta o kadar kanıksanmıştır ki, beşiktaşlılar bile pişmanlık duymuş, başkanları fikret orman’ı bu yüzden eleştirmeye başlamıştır.
netice itibariyle tepeden tırnağa neysek oyuz. millet neyse siyasi iktidar o. taraftar neyse klüp o. klüpler neyse tff o.
yok aslında birbirimizden farkımız. biz sadece son kuyruğuna basılanız.
beşiktaş’ı rezil ettikten sonra getirildiği tff’yi de perişan eden yıldırım demirören ne bir milli başarı elde edebilmiş, ne itibarımızı artırabilmiş, ne geleceğe yönelik bir vizyon ortaya koyup bu yönde bir dönüşümü başlatabilmiş, ne de türkiye ligleri’nde herkesin vicdanen müsterih olduğu, adil, hukuka dayalı bir yapı kurabilmiştir.
işin özeti bildiğiniz beceriksizdir yıldırım demirören.
beceriksiz olduğu gibi omurgasız da olunca bu görev için biçilmiş kaftan haline gelmiştir.
yıllar önce siyasetin boyunduruğundan büyük mücadelelerle kurtulup bağımsız hale gelen tff, bu zayıf karakterli adamla yeni rejime uyumlu hale gelmiştir.
iktidar ile ilişkilerini iyi tutmaya çalışan klüp yöneticilerinin, o iktidarın uzantısı ve emir eri konumundaki tff ile bir mücadeleye girmesi mümkün olmadığından, bütün rezilliklerine ve başarısızlıklarına rağmen tff yöneticileri görevlerini sürdürmüştür.
klüp yöneticilerinin iktidar korkusu bir yana, sürekli yapılan hatalar ve adaletsiz uygulamalar sırasında birbirlerine oh olsun diyerek ellerini ovuşturnaları da tffnin elini rahatlatan, bütün beceriksizliğine rağmen yerinde kalmasını sağlayan sebeplerden biri olmuştur.
örneğin beşiktaş - fenerbahçe türkiye kupası maçı fenerbahçe seyircisinin çıkardığı olaylar sebebiyle hakem tarafından tatil edilmiş, herkes hükmen beşiktaş’ın kazandığının açıklanmasını beklerken maça devam kararı alınmış, bu hukuksuz uygulama beşiktaş tarafından protesto edilerek kupadan çekilinmiş, maça çıkılmamış, bu durum beşiktaşlılar hariç kimsenin umurunda olmamış, hayat devam etmiştir.
hatta o kadar kanıksanmıştır ki, beşiktaşlılar bile pişmanlık duymuş, başkanları fikret orman’ı bu yüzden eleştirmeye başlamıştır.
netice itibariyle tepeden tırnağa neysek oyuz. millet neyse siyasi iktidar o. taraftar neyse klüp o. klüpler neyse tff o.
yok aslında birbirimizden farkımız. biz sadece son kuyruğuna basılanız.