78
haftaya lider giren, son şampiyon takımın bir kez olsun çok zor maç diye görünen o maçı alıp, 3 puan ile dönmesini temenni ettiğim maçtır.
ömer-garry ikilisi solda biri sürekli içeriyi zorlayan diğeri çizgiye inmek dışında etkinliği olmayan ikili konumundalar. sağ taraf ise mariano'nun formsuzluğu sonrası üretkenlikten uzak defans katkısı yoka yakın sinan ile sol kanattan da beter. linnes bu dörtlüde en faydalı isim. orta sahada ise belhanda donk n'diaye isimleri biri hariç pas kalitesinin çok düşük olması nedeniyle hücum şekillendirmek adına gerekli katkıyı alamıyoruz. şöyle düşünelim savunmamıza yapılan baskıda stoper ve bekler oyun kuramıyorlar, kaleciye döndüğümüzde ise topu rakibe hediye ediyoruz, trabzon maçında gol de yedik.
hızlı oyuncularımız var ama rakip bize alan vermiyor ve kullanamiyoruz önermesi kısmen doğru. sane, sterling gibi isimlere rakipleri çok mu alan veriyor? hayır, takımlarının pas kalitesi yüksek olduğu için, pas isyasyonu olabildikleri için daha etkili olabiliyorlar. schalke maçı ilk yarısı gördük bunu, baskı yapıldı bize belhanda dışında topu alıp giden adam eksilten ve isabetli pas verebilen oyuncu yoktu. porto deplasmanında ise fernando'nun harika oyunu ile bazı anlarda baskıdan kolayca çıktık. top kontrolü, uzun top ya da çalım ve pas. oyun buna döndü artık rakip beklemiyorken, gardının düştüğü anda yapılacak extra hareket maçı kazandırıyor. bizde ise dikine bir çalım attı diyelim n'diaye iki kişiyi geçti ya pası iletemiyor ya kaptırıyor ya da verdiği pası alacak oyuncu kontrol edemiyor. bu sadece takım-oyuncu kalitesi ile açıklanamaz. çalışma ile çok alakalı, sene başı ve hafta arası. geçen yıl bunu yapamayan takımlar hoca değişikliği ile yapmaya başliyorlar. aynı oyuncu kadrosu olmasına rağmen. topu verdin hareketli ol boşa geç arkadaşına bir opsiyon sun. bunu bile yapan oyuncu az. milyonlarca euro alacaksın bir de benim boğazımı yırtmam lazım oynaman, gayretlenmen için. biz destek oluruz fakat senin de bize oynadığın oyun ile benim takımım daha iyi olacak dedirtmen lazım. bursa-erzurum-göztepe ve schalke oyunun hiçbir anında iyiyiz diye düşündürmedi bana.
fener'in içinde bulunduğu durum, beşiktaş'ın yaşadığı sorunlar vs bize ne bunlardan. kendi takımımıza odaklanalım. 4 yıllık anlaşma imzalandı uefa ile, kural son derece basit sattığın kadar al. maicon devrede gitti diyelim, sene sonu ise belhanda ve feghouli satıldı kısa dönem için yeterli ise de daha 3 yılı var bu işin sözleşmesi biten oyunculara yönelmek lazım ya da maliyeti düşük kiralık. altyapıdan öyle ha deyince oyuncu çıkmaz zor iş. atalay-yunus ikilisinde biri bile a takım seviyesine ulaşsa çok iyi olur. bunlar olmazsa o çare olarak sunulan ocaklar-haziranlar yalan olur. kimi satacaksın seneye? aldığın ile yolladığının yerini doldurman bile güç. ciddi planlama gerekiyor umarım bu kez yanılırız ve mali yapı düzene girer.
ömer-garry ikilisi solda biri sürekli içeriyi zorlayan diğeri çizgiye inmek dışında etkinliği olmayan ikili konumundalar. sağ taraf ise mariano'nun formsuzluğu sonrası üretkenlikten uzak defans katkısı yoka yakın sinan ile sol kanattan da beter. linnes bu dörtlüde en faydalı isim. orta sahada ise belhanda donk n'diaye isimleri biri hariç pas kalitesinin çok düşük olması nedeniyle hücum şekillendirmek adına gerekli katkıyı alamıyoruz. şöyle düşünelim savunmamıza yapılan baskıda stoper ve bekler oyun kuramıyorlar, kaleciye döndüğümüzde ise topu rakibe hediye ediyoruz, trabzon maçında gol de yedik.
hızlı oyuncularımız var ama rakip bize alan vermiyor ve kullanamiyoruz önermesi kısmen doğru. sane, sterling gibi isimlere rakipleri çok mu alan veriyor? hayır, takımlarının pas kalitesi yüksek olduğu için, pas isyasyonu olabildikleri için daha etkili olabiliyorlar. schalke maçı ilk yarısı gördük bunu, baskı yapıldı bize belhanda dışında topu alıp giden adam eksilten ve isabetli pas verebilen oyuncu yoktu. porto deplasmanında ise fernando'nun harika oyunu ile bazı anlarda baskıdan kolayca çıktık. top kontrolü, uzun top ya da çalım ve pas. oyun buna döndü artık rakip beklemiyorken, gardının düştüğü anda yapılacak extra hareket maçı kazandırıyor. bizde ise dikine bir çalım attı diyelim n'diaye iki kişiyi geçti ya pası iletemiyor ya kaptırıyor ya da verdiği pası alacak oyuncu kontrol edemiyor. bu sadece takım-oyuncu kalitesi ile açıklanamaz. çalışma ile çok alakalı, sene başı ve hafta arası. geçen yıl bunu yapamayan takımlar hoca değişikliği ile yapmaya başliyorlar. aynı oyuncu kadrosu olmasına rağmen. topu verdin hareketli ol boşa geç arkadaşına bir opsiyon sun. bunu bile yapan oyuncu az. milyonlarca euro alacaksın bir de benim boğazımı yırtmam lazım oynaman, gayretlenmen için. biz destek oluruz fakat senin de bize oynadığın oyun ile benim takımım daha iyi olacak dedirtmen lazım. bursa-erzurum-göztepe ve schalke oyunun hiçbir anında iyiyiz diye düşündürmedi bana.
fener'in içinde bulunduğu durum, beşiktaş'ın yaşadığı sorunlar vs bize ne bunlardan. kendi takımımıza odaklanalım. 4 yıllık anlaşma imzalandı uefa ile, kural son derece basit sattığın kadar al. maicon devrede gitti diyelim, sene sonu ise belhanda ve feghouli satıldı kısa dönem için yeterli ise de daha 3 yılı var bu işin sözleşmesi biten oyunculara yönelmek lazım ya da maliyeti düşük kiralık. altyapıdan öyle ha deyince oyuncu çıkmaz zor iş. atalay-yunus ikilisinde biri bile a takım seviyesine ulaşsa çok iyi olur. bunlar olmazsa o çare olarak sunulan ocaklar-haziranlar yalan olur. kimi satacaksın seneye? aldığın ile yolladığının yerini doldurman bile güç. ciddi planlama gerekiyor umarım bu kez yanılırız ve mali yapı düzene girer.