4068
sinan gümüş'ün mevcut özellikleri aslında ondan çok iyi bir ikinci santrafor olabileceğinin işaretlerini bizlere veriyor. gelin bunları biraz açalım.
sinan'ın zaman zaman oyun içerisinde kaybolması bir kanat oyuncusu için eksi bir özellik. özellikle savunma yardımının da elzem olduğu maçlarda bu durum takım için büyük bir dezavantaj oluşturuyor. ancak sinan'ın topla birlikte çok güçlü olması ve skor tehdidine sahip olması onu değerli kılıyor.
(bkz: 17 aralık 2017 yeni malatyaspor galatasaray maçı) 'ndan önce gomis'in ceza durumu vardı ve tudor kendisi hakkında ''sinan'ı santrfor olarak kullanabiliriz'' diyerek ilk işaretleri vermişti. belki de idmanlarda bu özelliğinden faydalanabileceğini farketti, bilemeyiz. ben ise sinan gümüş'ü bir resmi maçta fatih terim dışında bir ismin santrfor olarak kullanabileceğine ihtimal vermiyordum. gel zaman git zaman eren sakatlandı, tek forvet olarak gomis'le oynamak durumunda kaldık ancak yine de sinan asla santrfor olarak düşünülmedi.
sezon başında planlama yapılırken herkesin hemfikir olduğu nokta şuydu; sırtı dönük oynayabilen, bitiriciliği yüksek bir santrfor ve buna ek olarak savunma arkasına da koşu yapabilecek, süratli bir yedek forvete takımın ihtiyacı var. ilk ihtimal için modeste zaten ön plana çıkmıştı ancak diğer opsiyon için ise niasse'nin ismi basında dönüyordu. sinan'ın sahip olduğu özelliklere baktığımızda ön plana çıkan süratli olması, pozisyona girmesi ve günündeyken bitiriciliğinin kuvvetli oluşu onu adeta bu tip bir santrfor için biçilmiş kaftan olarak karşımıza çıkarıyor.
çoğu oyuncunun zaman içerisinde mevki bazında devşirmeye uğradığını görüyoruz. bunların başında da burak yılmaz geliyor. sağ açık kullanıldığı uzun yılların ardından özellikleri bağlamında santrfor olarak kullanılmasının daha faydalı olacağı düşünüldü (kariyerinin sonlarına yaklaşırken keşfedilmesi tabii ki onun adına talihsizlik) ve santrforda senelerce bir gol makinesine dönüştü (ofsayta düşmesi, sırtı dönük oyunu olmaması gibi özelliklerini bir kenara bırakarak yazıyorum). demem o ki; futbolda oyuncu gelişimi bitmek bilmeyen bir süreçtir ve bazı oyuncuların güçlü yönleri, o oyuncuyu başka bir mevkiye kaydırıp orada daha verimli oynamasını sağlayabilir. her kriz aslında bir fırsattır. sinan gümüş'ü bu yokluk döneminde iyi bir ikinci santrfor ya da forvet haline getirebilirsek beklediğimizin çok daha ötesinde şeylerle karşılaşabiliriz.
sadece hızlı olduğu için onyekuru'yu en ileride denemekten daha yeğdir diye düşünüyorum.
sinan'ın zaman zaman oyun içerisinde kaybolması bir kanat oyuncusu için eksi bir özellik. özellikle savunma yardımının da elzem olduğu maçlarda bu durum takım için büyük bir dezavantaj oluşturuyor. ancak sinan'ın topla birlikte çok güçlü olması ve skor tehdidine sahip olması onu değerli kılıyor.
(bkz: 17 aralık 2017 yeni malatyaspor galatasaray maçı) 'ndan önce gomis'in ceza durumu vardı ve tudor kendisi hakkında ''sinan'ı santrfor olarak kullanabiliriz'' diyerek ilk işaretleri vermişti. belki de idmanlarda bu özelliğinden faydalanabileceğini farketti, bilemeyiz. ben ise sinan gümüş'ü bir resmi maçta fatih terim dışında bir ismin santrfor olarak kullanabileceğine ihtimal vermiyordum. gel zaman git zaman eren sakatlandı, tek forvet olarak gomis'le oynamak durumunda kaldık ancak yine de sinan asla santrfor olarak düşünülmedi.
sezon başında planlama yapılırken herkesin hemfikir olduğu nokta şuydu; sırtı dönük oynayabilen, bitiriciliği yüksek bir santrfor ve buna ek olarak savunma arkasına da koşu yapabilecek, süratli bir yedek forvete takımın ihtiyacı var. ilk ihtimal için modeste zaten ön plana çıkmıştı ancak diğer opsiyon için ise niasse'nin ismi basında dönüyordu. sinan'ın sahip olduğu özelliklere baktığımızda ön plana çıkan süratli olması, pozisyona girmesi ve günündeyken bitiriciliğinin kuvvetli oluşu onu adeta bu tip bir santrfor için biçilmiş kaftan olarak karşımıza çıkarıyor.
çoğu oyuncunun zaman içerisinde mevki bazında devşirmeye uğradığını görüyoruz. bunların başında da burak yılmaz geliyor. sağ açık kullanıldığı uzun yılların ardından özellikleri bağlamında santrfor olarak kullanılmasının daha faydalı olacağı düşünüldü (kariyerinin sonlarına yaklaşırken keşfedilmesi tabii ki onun adına talihsizlik) ve santrforda senelerce bir gol makinesine dönüştü (ofsayta düşmesi, sırtı dönük oyunu olmaması gibi özelliklerini bir kenara bırakarak yazıyorum). demem o ki; futbolda oyuncu gelişimi bitmek bilmeyen bir süreçtir ve bazı oyuncuların güçlü yönleri, o oyuncuyu başka bir mevkiye kaydırıp orada daha verimli oynamasını sağlayabilir. her kriz aslında bir fırsattır. sinan gümüş'ü bu yokluk döneminde iyi bir ikinci santrfor ya da forvet haline getirebilirsek beklediğimizin çok daha ötesinde şeylerle karşılaşabiliriz.
sadece hızlı olduğu için onyekuru'yu en ileride denemekten daha yeğdir diye düşünüyorum.