• 12200
    hayatın hiçbir alanında kusursuz, mükemmel bir yapı, organizasyon yoktur. yazarların bunu anlaması gerekiyor.

    ağaoğlu zarar ediyor, manchester city'nin şampiyonlar ligi şampiyonluğu yok, liverpool final kaybediyor, lebron james final kaybediyor, mutlu aileleriniz kavga ediyor, harika ilişkiler bitiyor, ronaldo gol kaçırıyor. hiç kimse, hiçbir şey kusursuz değil.

    galatasaray forvet alamadı. evet orada eksiğiz. kusurumuz var. yahu kusursuz olmayan şey mi var? mustafa cengiz istifa. yok ya? dursun özbek paraları harcayacak, eldekiyle yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışan cengiz istifa edecek. yok öyle iş. hayır bir de forvetsiz takım lige deplasmanda başlayıp üç gol atıyor, içeride son iki maçında on gol atıyor, belki de hoca birkaç maç sonra onyekuru, garry, sinan tarzı bir üçlüyle oynayacak. bu arada eren de kötü oyununa rağmen lige beş maçta üç golle başladı. euro kuru rezil olsun, dolar kuru rezil olsun, dursun özbek rezil olsun, kulüpte borç olsun, üstüne bir de iyi forvet transferi olsun. e hadi o zaman fifa'da yapılıyor bu, buyurun oynayın ya.

    oyuncularımız hakkında da müthiş saptamalar oluyor. emre akbaba birkaç gün önce milli maça çıkmış. sonra da ligde oynadığı 14 eylül 2018 galatasaray kasımpaşa maçında öyle veya böyle basit de olsa bir asist yapmış. orada o topu oraya vermese, ne kadar basit de olsa asist olmayacak. üstelik çok rezil bir top da oynamamış. benim gördüğüm kadarıyla elinden geleni yaptı, vasattı kendi seviyesine göre. ama bazı taraftarlarımız var, istiyorlar ki emre aksın, onyekuru aksın, herkes aksın, uçalım kaçalım her maçta. yok öyle bir şey. muslera aut atışını yavaş kullanıyormuş, emre akbaba sürekli yerdeymiş, garry zaten geri zekalıydı, onyekuru nasıl son vuruş yapıyormuş. sürekli bir memnuniyetsizlik. yahu biraz topa vuran adam artık on milyon euro ediyor. biz emre'yi kaç paraya aldık mesela? niye üç kuruşa beş yüz elli beş köfte istiyorsunuz sürekli? hayır onu yapan da var, garry rodriguez. size üç kuruşa on beş bin beş yüz elli beş köfte veriyor. o da ayağı kaysa "aa mal, salak, kaka" oluyor. yok yani, beğendiremiyoruz.

    oyuncular robot değil. emre milli takımda neler yapmış. belki aklında hala o maç vardı, bu maça tam konsantre olamadı. belki yorgun hissediyordu. buna rağmen basit de olsa asistini yaptı. ama yok, beğenilmiyor.

    eleştiri değil bu. emre'nin eksik yönleri var, zamanla takip edeceğiz, umarız çalışır ve bence eksik yönleri bu diyen adamla zaten tartışmazsın. saptaması doğruysa alkışlarsın. ama bir kitle var, emre siktirsin, cengiz siktirsin, muslera siktirsin, e abi biz kimle oynayalım? müthiş zeki çocuklar olun, çok zengin olun da kulübe bir de bruyne, bir salah falan hibe edin bari.

    bazen yorucu hale geliyor sözlük. en kötü tarafı da sözlükte eleştiri yapanı eleştirince linççi, özgürlük karşıtı oluyorsun. yahu muslera insan değil mi? birisi muslera'ya kötü dediği vakit biz bu birisini niye eleştiremiyoruz? neden linç etmiş oluyoruz? bunu anlamıyorum. birisi bir şey yazar, insanlar beğenmez, beğenmediğini yazar hoop linç ediliyorum. abi hadi ya.
App Store'dan indirin Google Play'den alın