1117
başlığının yanına parantez içinde (eleştirilemez) yazmak lazım. kendisinin sitede savunucusu çok fazla çünkü. yazarken destur almamız lazım. kendisini savunma şekli de şu; "futbolu biliyor" büyük harflerle yazmak isterdim bunu "futbolu biliyor" neden biliyor acaba, işi bu olduğu için olabilir mi? bu şey gibi yani berber ya adam saç kesmeyi biliyor. normal bir şey değil mi bu. futbol da öyle bilinmeyecek, takip edilmeyecek zor spor dalı değil. yayınlarına ulaşmak ve izlemek filan çok basit. aselsan'da veya tesla'da mühendislik yapmıyor. bakın maç izliyor. evrim teorisini filan kanıtlamaya çalışmıyor.
"uğur'u sevmeyen sinan engin izlesin. bunlara gürcan bilgiç, cem dizdar müstehak" hadi ya vay anasını. tv'de futbol konuşan ender insanlardanmış. herhalde koskoca spor medyasında 1 kişi filan çalışıyor.
ya arkadaşlar biz uğur'la ahmet'le mehmet'le x ile aynı fikirde olmak zorunda mıyız? adamın yorumunu beğenmedim eleştirdim. uğur meleke, ali ece vs. severim dinlerim ama her yorumuna da katılmam bu adamların. uğur'u da eleştirsem de izlerim. biz bu adam futbolu bilmiyor, dedikleri yalan, karaktersizin teki filan mı diyoruz. elma ile armudu birbirinden ayırmak lazım.
neymiş gs'nin çocuğuymuş tv'de bizi savunuyormuş. uğur galatasaray'ın avukatı veya neferi değil, gazeteci. futbol anlatsın yeter. en son sözlükte beşiktaş sempatizanı diye yerden yere vuruluyordu. o yüzden gitti herhalde. ya adam seninle aynı şeyi söylemek zorunda mı? futbol konusuyor diye göklere cıkarılmak zorunda mı? herifin diksiyonu filan yerlerde. ya bunu söylüyoruz diye düşman filan mı oluyoruz.
muslera'ya da böyle bir tutum var mesela. muslera her maç yan top golü yer, kötü maç çıkarmıstır veya hatalı gol yemiştir. birileri çıkar şöyle savunur: "o bizim kedimiz, canımız, ciğerimiz kredisi sonsuz. isterse bir maçta 50 gol yesin." yemesin kardeşim yemesin. onun görevi bu gol yememek. gol yememek için para kazanıyor. mesleği bu yani. insanlığı ayrıca insan olarak ben de çok seviyorum. bizi kaç kere şampiyon yaptı emeği çoktur. ama çıkıp da kötü gol yediğinde "evet kötü gol yedi" diyelim yani. bu şey gibi emre dışarıda iyi çocuk ama sahada kaka. bunun gibi bir şey muslera'yı savunmak. yani saçmalamak.
uğur'un sözcüsü savunucusu olmak zorunda değilsiniz. 2 gün tv'ye çıkmasın adını unutur hatırlamazsınız bile. üzerine titremenin bir anlamı yok. futbolu biliyor yeaa gidin ertem şener izleyin'le de alakası yok bunların.
neyse hepsi bu. kutuplaşmanın şucu bucu olmanın bir anlamı yok. bu tahammülsüzlük bizleri bitiriyor zaten.
"uğur'u sevmeyen sinan engin izlesin. bunlara gürcan bilgiç, cem dizdar müstehak" hadi ya vay anasını. tv'de futbol konuşan ender insanlardanmış. herhalde koskoca spor medyasında 1 kişi filan çalışıyor.
ya arkadaşlar biz uğur'la ahmet'le mehmet'le x ile aynı fikirde olmak zorunda mıyız? adamın yorumunu beğenmedim eleştirdim. uğur meleke, ali ece vs. severim dinlerim ama her yorumuna da katılmam bu adamların. uğur'u da eleştirsem de izlerim. biz bu adam futbolu bilmiyor, dedikleri yalan, karaktersizin teki filan mı diyoruz. elma ile armudu birbirinden ayırmak lazım.
neymiş gs'nin çocuğuymuş tv'de bizi savunuyormuş. uğur galatasaray'ın avukatı veya neferi değil, gazeteci. futbol anlatsın yeter. en son sözlükte beşiktaş sempatizanı diye yerden yere vuruluyordu. o yüzden gitti herhalde. ya adam seninle aynı şeyi söylemek zorunda mı? futbol konusuyor diye göklere cıkarılmak zorunda mı? herifin diksiyonu filan yerlerde. ya bunu söylüyoruz diye düşman filan mı oluyoruz.
muslera'ya da böyle bir tutum var mesela. muslera her maç yan top golü yer, kötü maç çıkarmıstır veya hatalı gol yemiştir. birileri çıkar şöyle savunur: "o bizim kedimiz, canımız, ciğerimiz kredisi sonsuz. isterse bir maçta 50 gol yesin." yemesin kardeşim yemesin. onun görevi bu gol yememek. gol yememek için para kazanıyor. mesleği bu yani. insanlığı ayrıca insan olarak ben de çok seviyorum. bizi kaç kere şampiyon yaptı emeği çoktur. ama çıkıp da kötü gol yediğinde "evet kötü gol yedi" diyelim yani. bu şey gibi emre dışarıda iyi çocuk ama sahada kaka. bunun gibi bir şey muslera'yı savunmak. yani saçmalamak.
uğur'un sözcüsü savunucusu olmak zorunda değilsiniz. 2 gün tv'ye çıkmasın adını unutur hatırlamazsınız bile. üzerine titremenin bir anlamı yok. futbolu biliyor yeaa gidin ertem şener izleyin'le de alakası yok bunların.
neyse hepsi bu. kutuplaşmanın şucu bucu olmanın bir anlamı yok. bu tahammülsüzlük bizleri bitiriyor zaten.