99
bir elimde benzin diğerinde su ile uzaktan seyrettiğim taraftar grubumuz.
transfer süresinin bitmesine kalan 14 saat içerisinde açıklanacak forvet transferine göre ateşin üzerine ya benzini atarım ya da suyu. şampiyonlar ligine katılım sağlayacağınız sezonda 3 aylık transfer sürecini galatasaray standardında bir forvet ile anlaşamadan kapatmak büyük bir basiretsizlik örneği olur.
önceki entrylerimden de anlaşılacağı üzere; mustafa cengiz'e güvenim sonsuz. uefa ile makul cezalarla anlaşması, borçların tl üzerinden uzun vadede yapılandırılması gibi konularda çok başarılı hamleler yaptılar. fakat ortasahadaki başarılı hamlelerin *** bir benzerini malesef forvet hattında göremedik.
gelelim işin terim boyutuna; şampiyonlar ligi kupası hayali kuran fatih terim'in eren'den oluşan forvet hattımız konusunda ise tamamen karamsar olduğuna adım gibi eminim. polyannacılık yaparak muğdat ve onyekuru'yu forvet hattına yazan sevgili yazar arkadaşların atladığı çok önemli teknik detaylar var. galatasaray gibi topu karşı yarı sahada hapseden, oyuna hükmeden takımlar onyekuru ve muğdat gibi sprinter kanat oyuncularının aksine target bir forvet ihtiyacı duyarlar. bu oyuncu top alıp arkadaşlarına boş alanlar yaratan, kanatlara ters top atan, pas istasyonu olabilen ve en önemlisi pozisyon gelince harcamayan forvetlerdir. önceki terim dönemlerinde hakan şükür, johan elmander, didier drogba gibi forvetlerden de anlaşılacağı üzere hocanın oyun planında bu tip forvet büyük öneme sahip.
uzun lafın kısası, galibiyet başına 2.7 milyon euro kazandığınız ve gruptan çıktığınız takdirde 9.4 milyon euro ile ödüllendirildiğiniz bir turnuvada nispeten kolay rakiplerle eşleşiyorsanız yapmanız gereken şey basit; risk alarak görece olarak daha yüksek bir imza parası* veya kiralama ücreti* ile takımınızın kalibresinde bir golcü ile anlaşmak.
takımımıza katkı sağlayacak bir transfer sonrası yangını su, battaniye, köpük ile savuşturmak dileğiyle...
transfer süresinin bitmesine kalan 14 saat içerisinde açıklanacak forvet transferine göre ateşin üzerine ya benzini atarım ya da suyu. şampiyonlar ligine katılım sağlayacağınız sezonda 3 aylık transfer sürecini galatasaray standardında bir forvet ile anlaşamadan kapatmak büyük bir basiretsizlik örneği olur.
önceki entrylerimden de anlaşılacağı üzere; mustafa cengiz'e güvenim sonsuz. uefa ile makul cezalarla anlaşması, borçların tl üzerinden uzun vadede yapılandırılması gibi konularda çok başarılı hamleler yaptılar. fakat ortasahadaki başarılı hamlelerin *** bir benzerini malesef forvet hattında göremedik.
gelelim işin terim boyutuna; şampiyonlar ligi kupası hayali kuran fatih terim'in eren'den oluşan forvet hattımız konusunda ise tamamen karamsar olduğuna adım gibi eminim. polyannacılık yaparak muğdat ve onyekuru'yu forvet hattına yazan sevgili yazar arkadaşların atladığı çok önemli teknik detaylar var. galatasaray gibi topu karşı yarı sahada hapseden, oyuna hükmeden takımlar onyekuru ve muğdat gibi sprinter kanat oyuncularının aksine target bir forvet ihtiyacı duyarlar. bu oyuncu top alıp arkadaşlarına boş alanlar yaratan, kanatlara ters top atan, pas istasyonu olabilen ve en önemlisi pozisyon gelince harcamayan forvetlerdir. önceki terim dönemlerinde hakan şükür, johan elmander, didier drogba gibi forvetlerden de anlaşılacağı üzere hocanın oyun planında bu tip forvet büyük öneme sahip.
uzun lafın kısası, galibiyet başına 2.7 milyon euro kazandığınız ve gruptan çıktığınız takdirde 9.4 milyon euro ile ödüllendirildiğiniz bir turnuvada nispeten kolay rakiplerle eşleşiyorsanız yapmanız gereken şey basit; risk alarak görece olarak daha yüksek bir imza parası* veya kiralama ücreti* ile takımınızın kalibresinde bir golcü ile anlaşmak.
takımımıza katkı sağlayacak bir transfer sonrası yangını su, battaniye, köpük ile savuşturmak dileğiyle...