167
27 kasim 2009 bursaspor galatasaray maci nda tekrar gördüğüm üzere sene başında sonuç aldığımız duran toplar tekrardan etkisizleşmeye başlamıştır.
en az 3 korner; ön direkten aşırma ya da vuruş denemesiyle heba oldu. takımda servet, gökhan gibi iki uzun var ve bu adamlar yan toplarda bir tane tehlike oluşturacak vuruş, top indirme olayına giremiyor. kornerlerde tehlike oluşturmayan bir defans göbeği seçme geleneği var bu takımın. ihtiyaç duymuyor, defans adamı gol atmasın görevini yapsın diye düşünüyor herhal. yalnız aynı sorunun yansıması olarak, rakiplerin kullandığı yan toplar bizim için tehlike oluyor. iki kule ya adamı kaçırır ya da topu ıskalar. heyecan fırtınası yeminle.
arda, barış, kewell kafa vuruşu, araya kaçma konusunda daha yetenekliler. uzun boyluları da gönderelim anlayışı, kornerlerde gelenek haline gelmiş. hem kaleciyi de görürler yakından deyu yollamayın oralara yazık, kalori israfı. ya özel çalışma yapsınlar hücum kornerinde kafa vurma ile ilgili ya da çıkmasınlar.
kapanan, mücadeleyi tatlı sert yapan takımlara karşı oyunu açmakta zorlanıyor takım. bursaspor da fenerbahçe nin yaptığını yaptı. mücadeleyi hiç bırakmadı. sert olması gerekiyorsa sert yaptı. özellikle ilk yarı sabri nin çıkışlarında boş kalan sağ kanattan aktı. çok şükür son paslarda becerikli değillerdi. yoksa ilk yarı kopardı maç. hızlı adamlarla boş alanları iyi kullandılar.
bir de turgay bahadır iyi adam. sercan da baros a mı benziyor ne?
forvetsiz çıkmışız sahaya. bu tür bir tercihte çook yer değiştiren, hızlı ve isabetli paslarla, araya kaçan adamlarla sonuca gitmek olabilirdi. biz nasıl olmamalıyı oynadık sanırım. bir de şut çekmeyen bir takım mı olduk yoksa ben mi kaçırdım şutları. pozisyon çıkaramıyorsun, kaleye gidemiyorsun, şut çek. tekrar dene. sen denedikçe defans dengesi bozulur. en ufak açığı kapatmaya çalışır, alanını açar. çekmezsen bekler seni gel diye.
sonuç olarak bir seçim yapılacak, üretken orta saha veya koşan orta saha. biz de bekleyip göreceğiz. sonuçlardan sonra da klavyemizin başında kah sinirli kah mutlu yorumlar yazacağız.
gökten 3 elma düşmüş.. *
en az 3 korner; ön direkten aşırma ya da vuruş denemesiyle heba oldu. takımda servet, gökhan gibi iki uzun var ve bu adamlar yan toplarda bir tane tehlike oluşturacak vuruş, top indirme olayına giremiyor. kornerlerde tehlike oluşturmayan bir defans göbeği seçme geleneği var bu takımın. ihtiyaç duymuyor, defans adamı gol atmasın görevini yapsın diye düşünüyor herhal. yalnız aynı sorunun yansıması olarak, rakiplerin kullandığı yan toplar bizim için tehlike oluyor. iki kule ya adamı kaçırır ya da topu ıskalar. heyecan fırtınası yeminle.
arda, barış, kewell kafa vuruşu, araya kaçma konusunda daha yetenekliler. uzun boyluları da gönderelim anlayışı, kornerlerde gelenek haline gelmiş. hem kaleciyi de görürler yakından deyu yollamayın oralara yazık, kalori israfı. ya özel çalışma yapsınlar hücum kornerinde kafa vurma ile ilgili ya da çıkmasınlar.
kapanan, mücadeleyi tatlı sert yapan takımlara karşı oyunu açmakta zorlanıyor takım. bursaspor da fenerbahçe nin yaptığını yaptı. mücadeleyi hiç bırakmadı. sert olması gerekiyorsa sert yaptı. özellikle ilk yarı sabri nin çıkışlarında boş kalan sağ kanattan aktı. çok şükür son paslarda becerikli değillerdi. yoksa ilk yarı kopardı maç. hızlı adamlarla boş alanları iyi kullandılar.
bir de turgay bahadır iyi adam. sercan da baros a mı benziyor ne?
forvetsiz çıkmışız sahaya. bu tür bir tercihte çook yer değiştiren, hızlı ve isabetli paslarla, araya kaçan adamlarla sonuca gitmek olabilirdi. biz nasıl olmamalıyı oynadık sanırım. bir de şut çekmeyen bir takım mı olduk yoksa ben mi kaçırdım şutları. pozisyon çıkaramıyorsun, kaleye gidemiyorsun, şut çek. tekrar dene. sen denedikçe defans dengesi bozulur. en ufak açığı kapatmaya çalışır, alanını açar. çekmezsen bekler seni gel diye.
sonuç olarak bir seçim yapılacak, üretken orta saha veya koşan orta saha. biz de bekleyip göreceğiz. sonuçlardan sonra da klavyemizin başında kah sinirli kah mutlu yorumlar yazacağız.
gökten 3 elma düşmüş.. *