498
güzel takım. ama taraftarı bazen saçmalıyor malesef. bunu görüp şaşırıyorum. başka takım başlıklarına yazı yazmam, o yüzden kendi takımım üzerinden eleştiri getireyim.
şimdi arkadaş beşiktaş gidiyor manu'yu yeniyor deplasmanda. iyi güzel. sonra yorumlar. işte, "bjk yedek takımı yenmiş de, yok efendim 96'nın aynısıymış da, yok gs daha güçlü manu'yu elemiş de, ondan kelli gs ve fb avrupa'da başa oynayan takımların as kadrolarını yenememiş de etc." bu tip abuk sabuk yorumları okudum maç sonunda. gslisi, fblisi, bjklisi de konuştu durdu. ulan arkadaş manyak mısınız? cidden mantığım almıyor hani. yahu bjk dediğin takım büyük değil mi? niye yenemesin manu'yu? tamam elbette futbolda bir manu gerçeği var ama bu kadarına da pes yani. biri ona çemkiriyor, diğeri nasıl yendik diyor, bu maç üzerinden diğer maçlara yöneliyor filan garip yani.
maçı canlı izledim ben de. yavan bir maçtı son 5 dakikası hariç. bjk iyi top oynamıyor halen daha aynı şeyi söylüyorum. iyi savunma iyi futbolu getirmiyor malesef. benim kafama takılan nokta ise başka. spiker diyor ki maç sırasında; "bjk avrupa'da son deplasman galibiyetini chelsea önünde aldı". gerçekse inanması zor. benim bildiğim o maç 2003'te. biz 2009'dayız. yukarıda bjk büyüktür diyorum, tekrar hatırlatayım bjk büyük takım. ama bu nasıl durumdur anlamak zor. arkadaşla maç öncesi konuşuyoruz. mırın kırın ediyor. yahu diyorum "yeneceğiz" demek bu kadar zor mu allaşkına? anlayamadığım ezikliklerden biri. asla da anlayamayacağım. 90'ların başını oynamıyoruz biz artık. futbol sadece bütçelerin konuştuğu bir arena da değil. o bahsettiğim 2003 yılı önemli. mesela düşünelim. manu, bjk değil de inter'le oynuyor olsaydı aynı pozisyonda. hani herkesin kılıf taktığı o yedek kadroyu görebilir miydik sahada dersiniz? bence göremezdik. çünkü bir takım 5'er yıl arayla avrupa'nın isim yapmış takımlarını yenip bunu başarı diye sunuyorsa eğer taraftarına, ve dahası bu sunulan şeyi paşa paşa kabul ediyorsa o taraftar, 5 yıl sonra da real madrid'i yener bjk. düzeniniz buysa devam edin! ama büyüklük kelimesini sorgulamayı da ihmal etmeyin.
diğer bir konu da en başta söylediğim gs taraftarına. ben avrupa maçlarını milliyetçi gözlüğüyle asla izlemedim, çocukluk yıllarında belki, ama şimdi öyle olduğumu söyleyemem. gs dışında herhangi bir takımla ilgilenmediğimden, bir fb'nin bir bjk'nin avrupa'da kazandığını ve kaybettiğini hep futbol bakışıyla değerlendirdim, öyle de yaparım hep. manu maçında da aynısı oldu. sıkıcı maçtı, belki tempolu. son dakkalarda rüştü'nün kurtarışını alkışladım filan. "bjk kazansın ulan" diye yapmadım bunu, hareketinin karşılığı buydu bana göre. sözlüğe bakıyorum, millet methiyeler düzmüş. işte "bjk taraftarı şöyle, işte takım böyle. ben bjk'ye ölürüm, biterim, ama gsliyim!" pardon ya. o nasıl oluyor allasen? hea ortaokul çağlarındaysan geçiş dönemindesindir derim, zira türkiye'de herhangi bir büyük takım taraftarı olmak arasında sanıldığı gibi bir fark yoktur, asıl mesele onu taşıyabilmektir. sen şimdi çıkıp "arkideş bu bjk, romantizm, manu, taraftar ama ben gsliyim yæ" dersen hadi siktir ordan derim ben de sana. biraz haysiyetli olun, çocuksanız sözlüğü oynayamayacağınız yerlere kaldırsın anneniz. bu kadar basit.
bir de bjk taraftarı üzerinden geçelim. ben sevmiyorum türkiye'deki tribün tayfasını. belli bir kimliği yok malesef. bir ingiliz'e, ispanyol'a gayet güzel geliyordur, ama uzaktan. bunla da asla övünülmesini istemem. hea dersenki "ali sami yen hell" yerini çarşı'ya bıraktı ondan böyle söylüyorsun. yok arkadaş. ben o dönemleri de gayet iyi biliyorum. barcelona bjk ile maç yapmaya gelirken, adamlar çıkıp "inönü'den niye korkalım ali sami yen'e gitmiyoruz sonuçta" dediklerini de iyi bilirim. ama benim hayalimde tribün resmi asla o değildir. bir arsenal modeli kafamda, öyle uzanamayacağım yerde hep durur. belki yeni stadla olur bu. insan gibi futbol izleyip insan gibi takımını destekleyen adamlar olacaktır illaki. benim gibi düşünenler vardır muhakkak, ya da olmalıdır bilemiyorum.
ha bir de ayağa kalkmayan fenerli filan olmasın, mallaşmayın, sürü psikolojisiyle hareket etmeyin, zira sen insansın tuttuğun takım da galatasaray!
şimdi arkadaş beşiktaş gidiyor manu'yu yeniyor deplasmanda. iyi güzel. sonra yorumlar. işte, "bjk yedek takımı yenmiş de, yok efendim 96'nın aynısıymış da, yok gs daha güçlü manu'yu elemiş de, ondan kelli gs ve fb avrupa'da başa oynayan takımların as kadrolarını yenememiş de etc." bu tip abuk sabuk yorumları okudum maç sonunda. gslisi, fblisi, bjklisi de konuştu durdu. ulan arkadaş manyak mısınız? cidden mantığım almıyor hani. yahu bjk dediğin takım büyük değil mi? niye yenemesin manu'yu? tamam elbette futbolda bir manu gerçeği var ama bu kadarına da pes yani. biri ona çemkiriyor, diğeri nasıl yendik diyor, bu maç üzerinden diğer maçlara yöneliyor filan garip yani.
maçı canlı izledim ben de. yavan bir maçtı son 5 dakikası hariç. bjk iyi top oynamıyor halen daha aynı şeyi söylüyorum. iyi savunma iyi futbolu getirmiyor malesef. benim kafama takılan nokta ise başka. spiker diyor ki maç sırasında; "bjk avrupa'da son deplasman galibiyetini chelsea önünde aldı". gerçekse inanması zor. benim bildiğim o maç 2003'te. biz 2009'dayız. yukarıda bjk büyüktür diyorum, tekrar hatırlatayım bjk büyük takım. ama bu nasıl durumdur anlamak zor. arkadaşla maç öncesi konuşuyoruz. mırın kırın ediyor. yahu diyorum "yeneceğiz" demek bu kadar zor mu allaşkına? anlayamadığım ezikliklerden biri. asla da anlayamayacağım. 90'ların başını oynamıyoruz biz artık. futbol sadece bütçelerin konuştuğu bir arena da değil. o bahsettiğim 2003 yılı önemli. mesela düşünelim. manu, bjk değil de inter'le oynuyor olsaydı aynı pozisyonda. hani herkesin kılıf taktığı o yedek kadroyu görebilir miydik sahada dersiniz? bence göremezdik. çünkü bir takım 5'er yıl arayla avrupa'nın isim yapmış takımlarını yenip bunu başarı diye sunuyorsa eğer taraftarına, ve dahası bu sunulan şeyi paşa paşa kabul ediyorsa o taraftar, 5 yıl sonra da real madrid'i yener bjk. düzeniniz buysa devam edin! ama büyüklük kelimesini sorgulamayı da ihmal etmeyin.
diğer bir konu da en başta söylediğim gs taraftarına. ben avrupa maçlarını milliyetçi gözlüğüyle asla izlemedim, çocukluk yıllarında belki, ama şimdi öyle olduğumu söyleyemem. gs dışında herhangi bir takımla ilgilenmediğimden, bir fb'nin bir bjk'nin avrupa'da kazandığını ve kaybettiğini hep futbol bakışıyla değerlendirdim, öyle de yaparım hep. manu maçında da aynısı oldu. sıkıcı maçtı, belki tempolu. son dakkalarda rüştü'nün kurtarışını alkışladım filan. "bjk kazansın ulan" diye yapmadım bunu, hareketinin karşılığı buydu bana göre. sözlüğe bakıyorum, millet methiyeler düzmüş. işte "bjk taraftarı şöyle, işte takım böyle. ben bjk'ye ölürüm, biterim, ama gsliyim!" pardon ya. o nasıl oluyor allasen? hea ortaokul çağlarındaysan geçiş dönemindesindir derim, zira türkiye'de herhangi bir büyük takım taraftarı olmak arasında sanıldığı gibi bir fark yoktur, asıl mesele onu taşıyabilmektir. sen şimdi çıkıp "arkideş bu bjk, romantizm, manu, taraftar ama ben gsliyim yæ" dersen hadi siktir ordan derim ben de sana. biraz haysiyetli olun, çocuksanız sözlüğü oynayamayacağınız yerlere kaldırsın anneniz. bu kadar basit.
bir de bjk taraftarı üzerinden geçelim. ben sevmiyorum türkiye'deki tribün tayfasını. belli bir kimliği yok malesef. bir ingiliz'e, ispanyol'a gayet güzel geliyordur, ama uzaktan. bunla da asla övünülmesini istemem. hea dersenki "ali sami yen hell" yerini çarşı'ya bıraktı ondan böyle söylüyorsun. yok arkadaş. ben o dönemleri de gayet iyi biliyorum. barcelona bjk ile maç yapmaya gelirken, adamlar çıkıp "inönü'den niye korkalım ali sami yen'e gitmiyoruz sonuçta" dediklerini de iyi bilirim. ama benim hayalimde tribün resmi asla o değildir. bir arsenal modeli kafamda, öyle uzanamayacağım yerde hep durur. belki yeni stadla olur bu. insan gibi futbol izleyip insan gibi takımını destekleyen adamlar olacaktır illaki. benim gibi düşünenler vardır muhakkak, ya da olmalıdır bilemiyorum.
ha bir de ayağa kalkmayan fenerli filan olmasın, mallaşmayın, sürü psikolojisiyle hareket etmeyin, zira sen insansın tuttuğun takım da galatasaray!