128
birhan vatansever özelinde çok doğru bir transfer politikası güttüğümüzü düşünüyorum. bazı eksik yönleri ve kafa karıştırıcı birkaç detayı saymazsak. onlar da daha önceki girilerde bahsedilmiş. eğer tekrar üzerinden geçmek gerekirse;
1. galatasaray altyapıdan bir oyuncusunu, imtiyazlı olarak göndermesi çok doğru bir hareket. sanırım oyuncusundan oyuncusuna değişebilecek olmasına rağmen, oyuncuyu bonservisiyle ama geri alma opsiyonuyla bir kulübe vermek, kiralık vermek ile kıyaslarsak, oyuncuyu daha çok motive edebilecek bir durum. düşünün, eğer ki kiralık gittiğiniz bir sezonda kendinizi gösteremeseniz bile eski takımınıza geri dönüyorsunuz. ama bonservisle gittiğinizde, eğer kendinizi göstermezseniz, eski takımınıza dönemeyeceksiniz.
2. haliyle bandırmaspor'un maçlarını izlemedim. oyuncuyu gerçekten performansını ve potansiyelini yeterli gördüğümüz için mi geri aldık, yoksa, altyapıdan yetiştirme kontenjanını doldurmak için mi, sorusunun cevabı muallak.
3. yine bandırmaspor ile ilgili. daha doğrusu, oynadığı lig ile ilgili. gözlerden ırak bir lig. eğer müdavimi, özel olarak ilgili biri değilseniz, izleme şansınız yok. tabii, galatasaray oyuncusunu takip etmiştir diye umuyorum. izlemiştir değil mi? ben oyuncularımızın en azından bir alt lige transfer olmasından yanayım. ama bunun olası bir handikabı var: oyuncunuzun oynama ihtimali görece daha çetrefilli. daha alt ligde daha çok maç mı, üst liglerde daha az maç mı? bu sorunun cevabı da açıkta. gerçi oyuncunuz, bir alt ligde bile oynatılmıyorsa, galatasaray düzeyinde oynamasını bekleyebilir misiniz muamma tabii.
4. bu, ilk madde ile ilintili. oyuncuyu, galatasaray'a geri kazandıracaktık madem, neden hazırlık kampına yetiştirmedik? bu kısım en azından bana, şunu anlatıyor: biz oyuncuyu, kontenjan doldurmak için katmışız maalesef. tabii, yetenek, maç oynama alışkanlığı, tecrübe ve maliyet falan filan işin bonus tarafı.
yani görünürde, başlangıçta iyi düşünülmüş bir transfer harekatı gibi duruyor. oyuncunun öncelikli sözleşme ile bandırmaspor'a gitmesinden bahsediyorum. ama sonradan işler, hiç de plan program dahilinde gitmemiş gibi. benden önce bunu birçok kişi yazmış zaten.
sonuç olarak, bu harekat benim hoşuma gitti açıkçası. eksikleri, arafta kalan ve çetrefilli tarafları olmasına rağmen. eğer bu kısımları halledebilirsek, çok iyi bir sistem kazanmış oluruz.
altyapımızda, bir sene daha alt yaş kategorilerinde geçiremeyecek, geçirirse hiçbir kademe atlayamayacak gibi gözüken birçok futbolcumuz var. özellikle fiziksel olarak yeterli bir seviyeye gelmiş oyuncularımızdan bahsediyorum. bu oyuncular, alt yaş kategorilerinde fiziksel üstünlüklerinin avantajı ile bazen göz boyayabiliyorlar. en iyisi, göndermek, fiziksel olarak daha gelişkin insan evlatlarının olduğu liglere göndermek...
bir de işin, fiziksel olarak yeterli seviyede olmamalarına rağmen, acayip bir yetenek bahşedilmiş oyuncularımız da var. alt yaş kategorilerinde çoğunlukla, muadilleri fiziksel seviyelerdeki oyunculara karşı oynadıkları için -istisnaları saymazsak-, fiziksel gelişimleri durabiliyor. ya bu oyuncuları, a takım ile antrenmana çıkaracaksınız, en azından antrenmanda fiziksel olarak yeterli olmadıklarını görecekler, ya da göndereceksiniz.
tabii oyuncular birden a takıma çıktıklarında, şöyle bir dezavantajı da doğuyor işin. birden yüklenme yapılabiliyor oyunculara. bunun en bariz örneği, emre belözoğlu otomatik turuncusudur. şimdi, hakkını yemek olmasın, bu kişi acayip yetenekliydi ve zaten çok genç yaşta a takıma girdi. bunun sonucunda hızlı bir yüklenme yapıldı. emre bu yüklenmeden dolayı çok fazla sakatlık çekti, hatta çoğu kereler bu yüzden sitemde bile bulunda röportajlarında. hatta doğru antrenmanı, kendime bakmayı ingiltere'de öğrendim gibi bir demeci de vardı zannediyorum.
nereden nereye geldik. sonuç olarak, birhan vatansever'in açtığı yoldan devam edelim, bu transfer harekatı. tabii plan program dahilinde.
1. galatasaray altyapıdan bir oyuncusunu, imtiyazlı olarak göndermesi çok doğru bir hareket. sanırım oyuncusundan oyuncusuna değişebilecek olmasına rağmen, oyuncuyu bonservisiyle ama geri alma opsiyonuyla bir kulübe vermek, kiralık vermek ile kıyaslarsak, oyuncuyu daha çok motive edebilecek bir durum. düşünün, eğer ki kiralık gittiğiniz bir sezonda kendinizi gösteremeseniz bile eski takımınıza geri dönüyorsunuz. ama bonservisle gittiğinizde, eğer kendinizi göstermezseniz, eski takımınıza dönemeyeceksiniz.
2. haliyle bandırmaspor'un maçlarını izlemedim. oyuncuyu gerçekten performansını ve potansiyelini yeterli gördüğümüz için mi geri aldık, yoksa, altyapıdan yetiştirme kontenjanını doldurmak için mi, sorusunun cevabı muallak.
3. yine bandırmaspor ile ilgili. daha doğrusu, oynadığı lig ile ilgili. gözlerden ırak bir lig. eğer müdavimi, özel olarak ilgili biri değilseniz, izleme şansınız yok. tabii, galatasaray oyuncusunu takip etmiştir diye umuyorum. izlemiştir değil mi? ben oyuncularımızın en azından bir alt lige transfer olmasından yanayım. ama bunun olası bir handikabı var: oyuncunuzun oynama ihtimali görece daha çetrefilli. daha alt ligde daha çok maç mı, üst liglerde daha az maç mı? bu sorunun cevabı da açıkta. gerçi oyuncunuz, bir alt ligde bile oynatılmıyorsa, galatasaray düzeyinde oynamasını bekleyebilir misiniz muamma tabii.
4. bu, ilk madde ile ilintili. oyuncuyu, galatasaray'a geri kazandıracaktık madem, neden hazırlık kampına yetiştirmedik? bu kısım en azından bana, şunu anlatıyor: biz oyuncuyu, kontenjan doldurmak için katmışız maalesef. tabii, yetenek, maç oynama alışkanlığı, tecrübe ve maliyet falan filan işin bonus tarafı.
yani görünürde, başlangıçta iyi düşünülmüş bir transfer harekatı gibi duruyor. oyuncunun öncelikli sözleşme ile bandırmaspor'a gitmesinden bahsediyorum. ama sonradan işler, hiç de plan program dahilinde gitmemiş gibi. benden önce bunu birçok kişi yazmış zaten.
sonuç olarak, bu harekat benim hoşuma gitti açıkçası. eksikleri, arafta kalan ve çetrefilli tarafları olmasına rağmen. eğer bu kısımları halledebilirsek, çok iyi bir sistem kazanmış oluruz.
altyapımızda, bir sene daha alt yaş kategorilerinde geçiremeyecek, geçirirse hiçbir kademe atlayamayacak gibi gözüken birçok futbolcumuz var. özellikle fiziksel olarak yeterli bir seviyeye gelmiş oyuncularımızdan bahsediyorum. bu oyuncular, alt yaş kategorilerinde fiziksel üstünlüklerinin avantajı ile bazen göz boyayabiliyorlar. en iyisi, göndermek, fiziksel olarak daha gelişkin insan evlatlarının olduğu liglere göndermek...
bir de işin, fiziksel olarak yeterli seviyede olmamalarına rağmen, acayip bir yetenek bahşedilmiş oyuncularımız da var. alt yaş kategorilerinde çoğunlukla, muadilleri fiziksel seviyelerdeki oyunculara karşı oynadıkları için -istisnaları saymazsak-, fiziksel gelişimleri durabiliyor. ya bu oyuncuları, a takım ile antrenmana çıkaracaksınız, en azından antrenmanda fiziksel olarak yeterli olmadıklarını görecekler, ya da göndereceksiniz.
tabii oyuncular birden a takıma çıktıklarında, şöyle bir dezavantajı da doğuyor işin. birden yüklenme yapılabiliyor oyunculara. bunun en bariz örneği, emre belözoğlu otomatik turuncusudur. şimdi, hakkını yemek olmasın, bu kişi acayip yetenekliydi ve zaten çok genç yaşta a takıma girdi. bunun sonucunda hızlı bir yüklenme yapıldı. emre bu yüklenmeden dolayı çok fazla sakatlık çekti, hatta çoğu kereler bu yüzden sitemde bile bulunda röportajlarında. hatta doğru antrenmanı, kendime bakmayı ingiltere'de öğrendim gibi bir demeci de vardı zannediyorum.
nereden nereye geldik. sonuç olarak, birhan vatansever'in açtığı yoldan devam edelim, bu transfer harekatı. tabii plan program dahilinde.
