16
yaklaşık 20. gününden beri sözlükte sürten bir asosyal olarak rüya gibi her hatıra her yaşantı bana dedirten olaylar bütünü. bir kısmına sözlükte yaşanan en dumur olaylar başlığından da erişilebilmektedir. biri hatırlatsa muhtemelen anımsayacağım ama şimdi aklıma gelmeyen o kadar çok olay var ki... önümüzdeki ay sonunda 10. yılını kutlayacak olan sözlüğün küçük bir tarihçesini yaratmak adına herkesin hatırladığınca katkı koyması gereken bir başlık aslında...
sözlüğün ilk akılda kalan kollektif aktivitesi gece yarısından sonra sol frame'de 3 sayfa başlık olması olayı var mesela. ikibinli yılların başındaki türk internet aleminin ruhunun son kırıntılarından biriydi o garip ve manasız seferberlik halleri. her gece bir şekilde sol frame'in 3 sayfaya çıkması heeflenirdi ki o da altı üstü 81 farklı konuda entry girilmesi demekti. şimdilerde sadece bir maç başlığına 400-500 sayfa entry girilen, maç oynanırken birçok futbolcu başlığında 20-25 entry yazılabilen sözlüğün o hallerini çok naif ve ilginçti..
sözlüğün yavaş yavaş kalabalıklaştığı dönemde, yaşadığımız ilk büyük zafer olan efsanevi bordeaux maçı var mesela. pazar akşamı sabri yüzünden çıkan kavgaların sabri sarıoğlu'nun bordeaux'a attığı gol sonrası tekrardan alevlenmesi. tarihin en huysuz ihtiyarlarından, her ne kadar kendi blogundaki yazıları kopyalayıp yapıştırdığı için kuralları ihlal ediyor olsa da sözlüğe direk tanım haricinde subjektif maç yazısı yazma işini taşıyan mahalle takımı'nın bülent korkmaz'dan inatla çingene diye bahsetmesiyle başlayan süreç... hamburg hezimetiyle kadıköy'de kupa hayalinin o dönem için patlaması, lig de mantara bağlayınca yeni sezon planlamalarının nisan ayında başlaması. arada sözlüğün gördüğü ilk şampiyonluk olan 2009 eurocup women şampiyonluğu. tam o dönemlerde yeni nesil alımı ile ilk nesil savaşlarının da temelinin atılması... dönem dönem yazsak efsane olaylardan ziyade kronoloji yazısına döner, o da ayrı konu...
bir sözlük zirvesinde öksürük şurubu'nu fazla kaçırınca öldü sanılıp yol kenarına bırakılan soy ozan var mesela. ahmet çakar'ı fenomenliğe taşıyan şansa bak isimli yarışma ya da onun kısa süreli bir türevinde yarışarak televizyon ekranlarına çıkan ilk sözlükçü olarak kendince bir title kazanmıştı adam. tabi falanca gün falanca saatte şu yarışmadayım diye yazıp sinerji çağrısı yapınca var olan sözlük ahalisi başına üşüşmüş, kazandığı yanlış hatırlamıyorsam 15 bin liralık ödül yarı şaka yarı ciddi verdiği vaatleri karşılamaya yetmeyince yavaş yavaş sözlükten uzaklaşmıştı*. bu arada sözlükte #1905 numaralı entry swh kısaltması ile ilgilidir. belki hala keşfetmemiş olanlar olabilir...
yanılmıyorsam 2009-2010 sezonu devre arasında, ismini hatırlamadığım bir futbolcumuzun türkiye futbol federasyonu sitesinde sözleşmesi bitmiş gibi görünmesi olayı var. ilk olarak bir sözlük yazarının tesadüfen farkettiği bu olay yarım saat içinde ntvspor'a kadar düşmüştü. bu da sözlüğün ne kadar geniş kitlelere ulaştığının ilk işaretlerinden biriydi bizim adımıza. bu olayın yaşandığına emin olsam da detayları hatırlayan biri çıkıp mesaj atarsa entrynin bu kısmı güncellenecektir.
sözlüğün bazı istanbullu yazarlarınca yaptırılan return of the king milan baros pankartı var mesela. o arkadaşların girişimiyle kapalı sete hem de ortalarda bir yere asılmıştı. sakatlıktan dönen milan baros o maçta ankaragücü'ne 3 tane yuvarlayınca bazı gazetelerde bile çıkmıştı o pankart. kapalı üstün camekanlarla çevrili olduğu zamanlardı...
tabi türk telekom arena açılışındaki olaylara ithafen açılan fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarı pankartından da ayrıca bahsetmek gerek. sözlük tarihinin en alın akı işlerinden biriydi kesinlikle. reklam amacı gütmeden yapılan refleksif bir hareket olsa da sözlüğün tanınmasına katkısı olmuştu "bak adamlar ne yapmış" dedirterek...
efsane sınıfına sokulabilecek olan olaylardan biri de nurettin kantarelli, cem davran ve behzat uygur'un sözlük yazarı olarak aramıza katılmasıydı. nurettin kantarelli'nin yöneticilik görevi devam ettiği sırada kendini deşifre edecek şekilde sözlükte yer alması, cem davran'ın katıldığı televizyon programlarında bile ben galatasaray sözlük yazarıyım demesi efsane ve unutulmayacak anılardandı. üçüne de selam olsun bu satırlardan...
lamore del calcio ile juanlepen'in evlenmesi ve essgi ve haldunustunelinsactokasi'nin evlenmesi olaylarını da es geçmek olmaz. başlıklarda yeterince bahsedilmiş, zaten böyle güzel birlikteliklerin üzerine de fazla bişey söylenmez. mutlulukları daim olsun...
futbol anlamında çileyle geçen 4 sezonun ardından üçüncü fatih terim dönemi ile neşeli günler geçirirken gezi parkı olayları sonrası sözlüğü neredeyse ebediyete uğurlayacak olmamız var. istanbul dışında yer alan bizlerin olayı tam olarak kavrayamadığımız ilk günlerde sadece durgunluk olarak yansımıştı sözlükte. olayların toplumsal bir patlamaya dönüştüğü günlerde bir yazar arkadaşımızın "eskişehir'de öz yeğenimi polis çıkmaz bir sokağa sürdü, esnafla bir olup komaya girene kadar dövdüler, hastaneye yetiştirdik doktor tedavi etmeyi reddetti dualarınızı eksik etmeyin" şeklinde bir entry girmesi herkesin sözlük içinde sabrını taşıran damla olmuştu. o bahsi geçen yeğen ali ismail korkmaz'dı ve bizim gibi uzaklarda yaşayanların gezi parkı olaylarına dair en içten acıyı yaşamasıydı.
o noktadan sonra gerilen ipler koptu, oklar yaydan çıktı ve dönüşü olmadı. zaten olayın sosyal bir patlamaya dönüşmesiyle türk internet aleminde yaşanan dalgalanmadan biz de nasibimizi aldık. 23 sene sonra gelen basketbol şampiyonluğu bile gündemin ve ortamın dağılmasına sebep olamayınca son çare olarak sözlük yönetimi kepenkleri indirmekte buldu. 5 sene sonra bugün bile bakınca o günlerde yapılabilecek başka birşey olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. birilerini suçlamak ya da bunlar böyle yaptı diye oldu demek de yersizdi. adı üstünde bir sosyal patlamaydı ve herkesin söyleyecek birşeyleri vardı. o noktada sözlüğü idare edebilmenin yolu bir tarafı tercih edip tartışmayı onun lehine şekilde sonlandırmaktı. bunu yapmak yerine sözlüğü kapatmayı tercih etti idareci abiler. şükürler olsun ki o süreç normale döndü ve bugün hala buralarda yazıp oynayabiliyoruz gönlümüzce...
şimdilerde yukardaki entrylerde de bahsedildiği gibi böyle anılardan ziyade anlık goygoyların yaşattığı patlamalar oluyor akılda kalan. aradan geçen 10 yılda sözlük çok kalabalıklaştı. türk internet kullanıcısının profili değişti. hayatlarımızda 10 sene öncesine kıyasla bile daha yüksek hıza ve bunun sebep olduğu korkunç bir tüketme refleksine ulaştık. eskiden 3-4 ayda bir belki yaşanan bir olay şimdi 2-3 güne hatta bazen birkaç saatte bire kadar düşmüş durumda. bu da akılda kalmalarını zorlaştırıyor, sıradanlaştırıyor... entrydeki olayların eski zamanlı olmasının sebebi "ne varsa eskilerde var"dan ziyade bu sebeptendir. çünkü gerçekten takip edebilmek, akılda tutabilmek kolay değil... herkes hatırlayabildiğini yazarsa bir sürü bomba olay ortaya çıkacaktır...
tabi kendi adıma en efsane olayı da sona sakladım, #1528112de girizgahı yer alan ve hala devam eden bir süreç... kendi kendine bir duygu kusması olarak yazılan entryi böyle bir sürece dönüştüren herkese bir kez daha sonsuz teşekkür...
bu uzun sözlerimi burada sonlandırırken burda yapma hayrettin'e bir kez daha seslenmek istiyorum;
keşke çıkıp amına koyim desen...
sözlüğün ilk akılda kalan kollektif aktivitesi gece yarısından sonra sol frame'de 3 sayfa başlık olması olayı var mesela. ikibinli yılların başındaki türk internet aleminin ruhunun son kırıntılarından biriydi o garip ve manasız seferberlik halleri. her gece bir şekilde sol frame'in 3 sayfaya çıkması heeflenirdi ki o da altı üstü 81 farklı konuda entry girilmesi demekti. şimdilerde sadece bir maç başlığına 400-500 sayfa entry girilen, maç oynanırken birçok futbolcu başlığında 20-25 entry yazılabilen sözlüğün o hallerini çok naif ve ilginçti..
sözlüğün yavaş yavaş kalabalıklaştığı dönemde, yaşadığımız ilk büyük zafer olan efsanevi bordeaux maçı var mesela. pazar akşamı sabri yüzünden çıkan kavgaların sabri sarıoğlu'nun bordeaux'a attığı gol sonrası tekrardan alevlenmesi. tarihin en huysuz ihtiyarlarından, her ne kadar kendi blogundaki yazıları kopyalayıp yapıştırdığı için kuralları ihlal ediyor olsa da sözlüğe direk tanım haricinde subjektif maç yazısı yazma işini taşıyan mahalle takımı'nın bülent korkmaz'dan inatla çingene diye bahsetmesiyle başlayan süreç... hamburg hezimetiyle kadıköy'de kupa hayalinin o dönem için patlaması, lig de mantara bağlayınca yeni sezon planlamalarının nisan ayında başlaması. arada sözlüğün gördüğü ilk şampiyonluk olan 2009 eurocup women şampiyonluğu. tam o dönemlerde yeni nesil alımı ile ilk nesil savaşlarının da temelinin atılması... dönem dönem yazsak efsane olaylardan ziyade kronoloji yazısına döner, o da ayrı konu...
bir sözlük zirvesinde öksürük şurubu'nu fazla kaçırınca öldü sanılıp yol kenarına bırakılan soy ozan var mesela. ahmet çakar'ı fenomenliğe taşıyan şansa bak isimli yarışma ya da onun kısa süreli bir türevinde yarışarak televizyon ekranlarına çıkan ilk sözlükçü olarak kendince bir title kazanmıştı adam. tabi falanca gün falanca saatte şu yarışmadayım diye yazıp sinerji çağrısı yapınca var olan sözlük ahalisi başına üşüşmüş, kazandığı yanlış hatırlamıyorsam 15 bin liralık ödül yarı şaka yarı ciddi verdiği vaatleri karşılamaya yetmeyince yavaş yavaş sözlükten uzaklaşmıştı*. bu arada sözlükte #1905 numaralı entry swh kısaltması ile ilgilidir. belki hala keşfetmemiş olanlar olabilir...
yanılmıyorsam 2009-2010 sezonu devre arasında, ismini hatırlamadığım bir futbolcumuzun türkiye futbol federasyonu sitesinde sözleşmesi bitmiş gibi görünmesi olayı var. ilk olarak bir sözlük yazarının tesadüfen farkettiği bu olay yarım saat içinde ntvspor'a kadar düşmüştü. bu da sözlüğün ne kadar geniş kitlelere ulaştığının ilk işaretlerinden biriydi bizim adımıza. bu olayın yaşandığına emin olsam da detayları hatırlayan biri çıkıp mesaj atarsa entrynin bu kısmı güncellenecektir.
sözlüğün bazı istanbullu yazarlarınca yaptırılan return of the king milan baros pankartı var mesela. o arkadaşların girişimiyle kapalı sete hem de ortalarda bir yere asılmıştı. sakatlıktan dönen milan baros o maçta ankaragücü'ne 3 tane yuvarlayınca bazı gazetelerde bile çıkmıştı o pankart. kapalı üstün camekanlarla çevrili olduğu zamanlardı...
tabi türk telekom arena açılışındaki olaylara ithafen açılan fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarı pankartından da ayrıca bahsetmek gerek. sözlük tarihinin en alın akı işlerinden biriydi kesinlikle. reklam amacı gütmeden yapılan refleksif bir hareket olsa da sözlüğün tanınmasına katkısı olmuştu "bak adamlar ne yapmış" dedirterek...
efsane sınıfına sokulabilecek olan olaylardan biri de nurettin kantarelli, cem davran ve behzat uygur'un sözlük yazarı olarak aramıza katılmasıydı. nurettin kantarelli'nin yöneticilik görevi devam ettiği sırada kendini deşifre edecek şekilde sözlükte yer alması, cem davran'ın katıldığı televizyon programlarında bile ben galatasaray sözlük yazarıyım demesi efsane ve unutulmayacak anılardandı. üçüne de selam olsun bu satırlardan...
lamore del calcio ile juanlepen'in evlenmesi ve essgi ve haldunustunelinsactokasi'nin evlenmesi olaylarını da es geçmek olmaz. başlıklarda yeterince bahsedilmiş, zaten böyle güzel birlikteliklerin üzerine de fazla bişey söylenmez. mutlulukları daim olsun...
futbol anlamında çileyle geçen 4 sezonun ardından üçüncü fatih terim dönemi ile neşeli günler geçirirken gezi parkı olayları sonrası sözlüğü neredeyse ebediyete uğurlayacak olmamız var. istanbul dışında yer alan bizlerin olayı tam olarak kavrayamadığımız ilk günlerde sadece durgunluk olarak yansımıştı sözlükte. olayların toplumsal bir patlamaya dönüştüğü günlerde bir yazar arkadaşımızın "eskişehir'de öz yeğenimi polis çıkmaz bir sokağa sürdü, esnafla bir olup komaya girene kadar dövdüler, hastaneye yetiştirdik doktor tedavi etmeyi reddetti dualarınızı eksik etmeyin" şeklinde bir entry girmesi herkesin sözlük içinde sabrını taşıran damla olmuştu. o bahsi geçen yeğen ali ismail korkmaz'dı ve bizim gibi uzaklarda yaşayanların gezi parkı olaylarına dair en içten acıyı yaşamasıydı.
o noktadan sonra gerilen ipler koptu, oklar yaydan çıktı ve dönüşü olmadı. zaten olayın sosyal bir patlamaya dönüşmesiyle türk internet aleminde yaşanan dalgalanmadan biz de nasibimizi aldık. 23 sene sonra gelen basketbol şampiyonluğu bile gündemin ve ortamın dağılmasına sebep olamayınca son çare olarak sözlük yönetimi kepenkleri indirmekte buldu. 5 sene sonra bugün bile bakınca o günlerde yapılabilecek başka birşey olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. birilerini suçlamak ya da bunlar böyle yaptı diye oldu demek de yersizdi. adı üstünde bir sosyal patlamaydı ve herkesin söyleyecek birşeyleri vardı. o noktada sözlüğü idare edebilmenin yolu bir tarafı tercih edip tartışmayı onun lehine şekilde sonlandırmaktı. bunu yapmak yerine sözlüğü kapatmayı tercih etti idareci abiler. şükürler olsun ki o süreç normale döndü ve bugün hala buralarda yazıp oynayabiliyoruz gönlümüzce...
şimdilerde yukardaki entrylerde de bahsedildiği gibi böyle anılardan ziyade anlık goygoyların yaşattığı patlamalar oluyor akılda kalan. aradan geçen 10 yılda sözlük çok kalabalıklaştı. türk internet kullanıcısının profili değişti. hayatlarımızda 10 sene öncesine kıyasla bile daha yüksek hıza ve bunun sebep olduğu korkunç bir tüketme refleksine ulaştık. eskiden 3-4 ayda bir belki yaşanan bir olay şimdi 2-3 güne hatta bazen birkaç saatte bire kadar düşmüş durumda. bu da akılda kalmalarını zorlaştırıyor, sıradanlaştırıyor... entrydeki olayların eski zamanlı olmasının sebebi "ne varsa eskilerde var"dan ziyade bu sebeptendir. çünkü gerçekten takip edebilmek, akılda tutabilmek kolay değil... herkes hatırlayabildiğini yazarsa bir sürü bomba olay ortaya çıkacaktır...
tabi kendi adıma en efsane olayı da sona sakladım, #1528112de girizgahı yer alan ve hala devam eden bir süreç... kendi kendine bir duygu kusması olarak yazılan entryi böyle bir sürece dönüştüren herkese bir kez daha sonsuz teşekkür...
bu uzun sözlerimi burada sonlandırırken burda yapma hayrettin'e bir kez daha seslenmek istiyorum;
keşke çıkıp amına koyim desen...