• 58
    "son penaltıyı atmak için topun başına geçerken eşim ve kızlarımı düşünüyordum. eşim 'maçın sonucuna karar verecek kişi sen olacaksın' demişti. kariyerimin en duygusal maçlarından biriydi" diyordu nefes kesen penaltı atışlarını sonlandıran ve rusya 2018'de ülkesini çeyrek finale taşıyan ivan rakitiç. evet, "nefes kesici" başlayıp, sonra uyutan ve biterken de içinde bir sürü hikayeler sığdıran bir maç seyrettik dün gece nizhny novgorod'ta... grubu üçte üç yaparak lider bitiren ve karşı tarafın namağlup ikincisi danimarka ile karşılaşan hırvatistan, hiç de beklemediği bir şekilde daha birinci dakika dolmadan yenik durumda başladı maça. "vikinglerin" ayağı kadar kolu da güçlü savunmacısı knudsen'in taç ataşından gelen ortada oluşan karambolde jorgensen topa son dokunan oldu ve "ayak sarmalı" arasından geçen top subasiç'i de yanıltarak ağlara gitti. tribündeki danimarkalılar daha sevinçten yerlerine oturmadan bu kez iskandinavların kale sahası içinde "üç top bilardo" misali hareketlenen top mandzukiç'in önüne düştü ve skor eşitlendi. bütün bunlar ilk dört dakika içinde gerçekleşince, bol gollü bir maç beklentisi oluştu futbolseverlerde de, sahadaki takımlar tam tersi davrandı, kolay gol yememek için tedbirleri sıkılaştırdı ve orta saha mücadelesi şeklinde bir 40 dakika seyretmiş olduk kalan dakikalarda.

    ikinci devre de ilk yarıya göre her ne kadar danimarka biraz daha cesur olsa da, hırvat kalesine gitmeye çalışsa da, subasiç'i çok zorlayacak pozisyon bulamadılar. daliç'in takımı da luka modriç'in şefliğinde mandzukiç ve perisiç'i golle buluşturmaya çalışsa da, onlar da diğer maçlar kadar maharetli değildi. özellikle perisiç yaptığı top kayıpları ve isabetsiz ortaları ile maçın kötüleri arasındaydı. hırvatların etkisiz gözükmesinin nedeni, karşılarında kendileri gibi disiplinli ve oyun anlayışına sadık bir takımın olmasıydı. kalede lider özellikli kasper schmeichel'le başlayan savunmada mevkisinde turnuvanın en iyilerinden biri olan kjaer'li danimarka 90 dakika değil, neredeyse 120 dakika pozisyon vermedi rakiplerine, tek bir an durakladılar onda da modriç'in pasında rebiç savunmanın arkasına iyi sızdı, kaleciyi geçti ve boş kaleye topu yuvarlayacakken jorgensen tarafından düşürüldü. uzatmaların bitmesine 5 dakika vardı ve penaltı kazanılmıştı... alın size hikayenin kralı... topun başında modriç, kalede schmeichel... atarsan çeyrek finaldesin, kaçarsa seri penaltı vuruşları öncesi üstünlük danimarka'ya geçer... modriç köşeye vurdu, schmeichel topun gideceği tarafı tahmin etti ve kurtardı. hırvatlar üzülürken, danimarkalar seviniyordu da, en çok sevinen herhalde baba peter schmeichel'dı...

    ve karşılaşma beklenildiği gibi penaltı atışlarına gitti, kura atışını kazanan kaptan kjaer ilk biz atacağız dedi, topun başına danimarka'yı rusya'ya taşırken "yağmur gibi gol" atan ama burada suskun kalan eriksen geçti. drama orada başladı aslında, golcü kendisinden beklenileni yapamadı, subasiç penaltıyı kurtardı. şans bir kez daha hırvatlara güldü ama badelj'in schmeichel korkusu o kadar açıktı ki, volkan demirel'den daha kötü bir vuruş yaptı danimarkalı kalecinin üzerine. sonra kjaer aldı topu, serbest vuruş atar gibi, astı topu doksana. hırvatlarda kramariç zekice bir vuruşla avlarken kaleciyi, eşitliği sağladı. üçüncü penaltılarda danimarka adına krohn-delhi tecrübesini konuşturup terse yatırdı subasiç'i ve modriç ile schmeichel bir kez daha karşı karşıya geldi. yine mi kaçıracaktı hırvat maestro? bu kez garantiyi seçti luka, tam kalenin ortasına vurdu ve futbolun ilahlarının yardımıyla rahat bir nefes almış oldu: gol. artık sahneye çıkma vakti subasiç'e gelmişti. schöne'nin penaltısını kurtarıp, bir kez daha ümitlendirdi takımını da, öte tarafta kasper bu işi bırakmaya niyetli değildi, izin vermedi pivariç'e... dedik ya, sahne subasiç'teydi, jorgensen'in vuruşunu da kurtardı monaco'lu kaleci. beş atıştan üçünü kurtarmak, müthiş bir başarı... ve yazıya başladığımız noktaya geldik... aklında eşinin söyledikleri, topu beyaz noktaya diken rakitiç, ümit aktan'dan alıntıyla "sadece kasper schmeichel'ı değil bütün schmeichel'ları üzen bir vuruşla" ülkesini çeyrek finale taşıyordu...

    "fransa 98'deki takımın topçuları bizim idöllerimizdi. biz onların yaptıklarıyla gururlanarak büyüdük. onlar bize başarılı olabileceğimizi gösterdi ve şimdi biz o takımın başarsını unutup, daha iyisini yapmak için çalışmalıyız. 20 sene sonra çocukların bizden de bahsettiğini duymak istiyorum" diyen ivan rakitic'e, yolun açık olsun usta diyoruz. neden olmasın... kalbimiz sizinle...

    fotoğraflar ve daha fazlası için:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...n13-12danimarka.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın