95
cristiano ronaldo'dan önce luis figo'su olan milli takım. boynuz kulağı geçeli çok oluyor ama euro 2000'i hatırlayanlar bilir. figo önderliğinde bu takım o turnuvada ingiltere'ye karşı 2-0'dan 3-2 maç çevirmişti. almanya'ya temizinden bir 3-0 sallamıştı. o dönem figo-zidane rekabeti vardı. fransa zaten harika takımdı. portekiz'de de rui costa, nuno gomes gibi harika oyuncular vardı. o takımla fransa'ya karşı yarı final oynamışlardı. yani ronaldoların devrinden önce de bir altın dönem vardı. keza euro 2004 final başarısında ronaldo daha doğru düzgün oynamıyordu, ön planda değildi. o takımın tartışmasız yıldızı figo'ydu. bundan sonraki dönemde pauletaların, decoların olduğu bir ara dönem daha var. ondan sonra ronaldoların nanilerin devri başlıyor. jenerasyonu böyle sıralamak lazım.
dünya kupalarında 2006 dışında doğru düzgün bir başarıları yok. tabi 66 yarı finali saymazsak. ama avrupa şampiyonlarında adamların maşallahı var.
euro 1996-çeyrek final
euro 2000-yarı final
euro 2004-final
euro 2008-çeyrek final
euro 2012-yarı final
euro 2016-şampiyon
yani uzaktan bakınca portekiz'in şampiyonluğunu tesadüflere ya da isimlere bağlayabilirsiniz. ama aslında hak etmişler. adamlar berabere kalıp tur geçiyorlardı ama bu bir beceriydi. tabi ki jenerasyonların çok büyük bir önemi var ama geleneğin de önemi var. portekiz aynı türkiye gibi 90'larda yükselmeye başlamış ama türkiye'nin aksine geri gitmemiş. başarıda istikrarlı olmuşlar. kulüpleri büyük ekonomik devrimler yapmış. bütün dünyaya scouting yönünden örnek olmuşlar. oyuncu almış ya da yetiştirmiş, sonra da müthiş pazarlamışlardır. figo'dan sonra ronaldo da onlara dünya yıldızı olarak nasip olmuştur.. sonuçta bu nispeten küçük ülkenin futbolda geldiği nokta bu. adamlar üzerine koya koya avrupa'da elde edilebilecek en büyük başarıyı elde etmişler. bu başarı bir sistem başarısı kesinlikle. aksini düşünmek portekiz'e haksızlık olur.
dünya kupalarında 2006 dışında doğru düzgün bir başarıları yok. tabi 66 yarı finali saymazsak. ama avrupa şampiyonlarında adamların maşallahı var.
euro 1996-çeyrek final
euro 2000-yarı final
euro 2004-final
euro 2008-çeyrek final
euro 2012-yarı final
euro 2016-şampiyon
yani uzaktan bakınca portekiz'in şampiyonluğunu tesadüflere ya da isimlere bağlayabilirsiniz. ama aslında hak etmişler. adamlar berabere kalıp tur geçiyorlardı ama bu bir beceriydi. tabi ki jenerasyonların çok büyük bir önemi var ama geleneğin de önemi var. portekiz aynı türkiye gibi 90'larda yükselmeye başlamış ama türkiye'nin aksine geri gitmemiş. başarıda istikrarlı olmuşlar. kulüpleri büyük ekonomik devrimler yapmış. bütün dünyaya scouting yönünden örnek olmuşlar. oyuncu almış ya da yetiştirmiş, sonra da müthiş pazarlamışlardır. figo'dan sonra ronaldo da onlara dünya yıldızı olarak nasip olmuştur.. sonuçta bu nispeten küçük ülkenin futbolda geldiği nokta bu. adamlar üzerine koya koya avrupa'da elde edilebilecek en büyük başarıyı elde etmişler. bu başarı bir sistem başarısı kesinlikle. aksini düşünmek portekiz'e haksızlık olur.
